KİMİN ÜLKESİ
İçimizde hasretini taşıdığımız
Denizine, dağlarına
Güler yüzlü insanlara,
Akrabalarımıza
Anılarımıza
Koşturarak geldiğimiz bu diyar
Öylesine değişmiş, öylesine başkalaştırılmış ki
Bu ülke
Benim ülkem olamaz, diyorum
Yaşamım boyunca görmediğim, duymadığım, yaşamadığım
Gerçeklerle yüz yüze geldiğimde yüreğim burkuldu
İçim yandı.
………..
Ayakkabı kutularından milyon dolarlar çıktı
”İmam Hatip Okulu” parası dediler
Başka bir gönüllü milletvekili;
”Para benim, paramı verin” diye tepindi
Aklınca;
Bir dönem milletvekilliğini de garantileyecekti.
Birinden biri değil, ikisi de yalan
Böylesi ülke
Kimin ülkesi?
….
Çikolata kutularıyla verilen rüşvetler,
Belgeli, resimli, görüntülü belgeler,
Üstelik sırıtkan bir pişkinlikle dindar maskesinin ardından
Halkı sığır yerine koyarcasına:
”Gönder bir Bakara makara
”Yesin enayiler!”
Böylesi riyakârlıkların yaşandığı
Bu ülke
Kimin ülkesi?
….
Kolunda servet değerinde bir saat;
”Gazete ilanında gördüm ısmarladım, işte belge” dedi
Belge sahte çıktı
Üstelik saat şirketi;
”Biz gazete ilanı vermeyiz” Diye açıkladı.
….
Sahibinin sesinden:
”Oğlum, paraları sıfırladın mı?”
”Otuz milyon Avro kaldı baba.”
Sonra sırra kadem bastı
Ne polis ne yargı
Vız geliyor muktedire
Yasa, etik, vicdan, din-iman tek kişinin öfkesine teslim olmuş
Öylesine bir çürümüşlük ki; kokusu Avrupa’ya dayandığı bu ülke
Kimin ülkesi?
….
Reza Zerrap, İran’dan gelmiş otuz yaşında daha
Bakanları, bürokratları maaşa bağlamış
Ülkenin bakanları onun için kurban olacak kadar
Mideden bağlanmışlar.
Kaçakçılıktan tutun, rüşvete kadar boyundan büyük suçlara bulaştığı ayan beyan olunca
Tutuklandı.
Birkaç gün tutuklu kalınca
”Konuşurum ha!” Dedi,
Salıverildi,
Paralar geri verildi,
Onu suçlu sayan savcılar, yargıçlar sürüldü
Polisler görevden alındı
Yerlerine AKLAMA ile görevli savcılar, yargıçlar atandı
Kimi muktedirin uzun boyuna hayran
Kimi iktidarın avantasına kurban
Adaletin, hukukun, yerlerde süründüğü
Böylesi ahlaksızlığa bürünmüş
Bu ülke
Kimin ülkesi?
….
İşçiler, emekçiler sahipsiz
İnsanlar aç!
Çalışanlar umarsız, sahipsiz,
Halk; bilmeyecek, duymayacak, sormayacak,
Medya; görmeyecek yazmayacak,
Gerçek ve doğru haber yasak.
Dogmayı, muktediri, diktatörü methetme özgürlüğü sınırsız
Gazetelerde ballı köşe
TV kanallarında bol maaşlı programlar
İleri Demokrasi
Diye dayattıkları
Bu ülke
Kimin ülkesi?
….
Gencecik insanların vurularak, dövülerek öldürüldüğü,
”Her ölene tören mi yapılacak?”
Diyen muktedirin yönettiği,
İnsanlar ölülerine bile ağlamalarının
Yasak olduğu,
Göz göre göre üç yüz bir madencinin
Öldürüldüğü
Canı yanıp çığlık atan kurban yakınını
Tokatlayan
”İsrail dölü!” diye aşağılayan
Bir başbakanın
Yönettiği bu ülke
Kimin ülkesi?
….
Bu ülke;
Ulasal Kurtuluş Savaşı verdiğimiz
Mazlum halklara örnek gösterilen
Sınırlarını şehit kanlarıyla çizdiğimiz
Bilimi rehber olarak gösteren
Mustafa Kemal’in ülkesi
Bizim ülkemiz
Türkiye…
….
Ama her şeye, tüm baskılara, zulümlere rağmen
Zalime boyun eğmeyen direnen,
Barıştan yana,
Çağdaş, demokrat, laik Türkiye’den yana
Gençler, yaşlılar…
Kömür çuvalına, makarna kolilerine
Özgürlüğünü satmayan
Kinsiz, sevecen ve de kararlı
Yurtseverler; cesur, emin ve inançlı
Türkiye halkı dimdik…
Karamsar değiliz;
Ülkeme güneş yeniden doğacak
O karanlık geldiği gibi
İşbirliği ettikleri emperyalist işgalciler gibi
Mutlaka gidecekler…
Ve bu yurdumun güzel insanları
Güneşli günleri
Görecekler…
Yıldız AKALIN
