KIBRIS`TA TÜRK`ÜN ATEŞLE İMTİHANI SÜRÜYOR…

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KIBRIS`TA TÜRK`ÜN ATEŞLE İMTİHANI SÜRÜYOR…

O kadar iyi niyetliyiz, O kadar hoş görülüyüz, O kadar toleranslıyız ki…
En önemlisi…
Bir o kadar da “Unutkanız…” 
***
Dün kendilerini karşımızda eli palalı, beli kuşaklı bulduğumuz Arapları,
Bir gece yarısı köylere girip hamile kadınları, küçücük bebeleri katleden Rum çetecilerini,
Türkleri kurşuna dizen Ermeni, Yunan, Bulgar komitacılarını,
Çanakkale’yi geçmek için binlerce gencin ölümüne neden olan ihtilaf devletlerinin topraklarımızı istila amaçlarını,
Anadolu t üzerindeki hayallerine dayalı olarak her dönemde karşımıza yeni bir örgüt çıkartan ve onları besleyen emperyalist çıkar odaklarını,
Kubilay’ın kafasını kesen zihniyetin ağa babalarını,
Onların ülkede devam eden kalıntılarını,
Yavru vatanda bir banyo küveti içinde öldürülmüş ve birbirine sarılmış yatan cansız bebelerin fotoğraflarını,
Kurtuluş öncesi Kıbrıs’ta, sabahlara kadar nöbet tutan mücahit ve mücahideleri,  yaptıkları fedakârlıkları, Rum hapishanelerinde çektikleri işkenceleri, 
Kısacası bize yapılan tüm düşmanlıkları,
Çok çabuk unutuyoruz…
Unutmak insanoğluna bir erdem olarak sunulmuştur. Acılarımız ilk günkü gibi kalsaydı yaşam elbette mümkün olmazdı. Çıldırır veya yaşayan birer cani olur çıkardık…
 İnsan olarak unutmalıyız. Ancak devlet olarak unutmamalıyız. Devletler insan değildir. Ortak bir hafızaları vardır ve asla unutmazlar… Unuttukları zaman geçmişten ders almamış olurlar. Ayni hataları tekrarlar, ayni tuzaklara defalarca düşer ve kandırılırlar…
***  


Kıbrıs Barış harekâtının bir yıldönümü daha yaklaşıyor.  Aradan geçen sürece rağmen Kıbrıs meselesinde nihai sona erişilemedi. 
Kıbrıs Türkünün ateşle imtihanı devam ediyor. 
Yavru vatandan zaman içerisinde Türkleri asimile etmek üzerine kurulan oyunun uzun soluklu planları meyvelerini vermeye başlamış. 
Kıbrıs Rum kesimi ve fanatik yunan unsurları bir yanda barıştan bahsederken kendi okullarında ve milli günlerinde Türk düşmanlığını körüklerken,  bizler ise Türk-Yunan harbini, yaşadığımız zulmü kitaplarımızdan çıkartıyoruz. 
Uluslar arası toplantılarda adadaki Türk ordusunu işgalci güç; Türk halkını adalarını istila eden yabancı unsurlar olarak tanımlıyorlar. 
Sonra da utanmadan hiçbir şey olmamış gibi,  barış görüşmelerinde, adanın yakında birleşik bir Kıbrıs Cumhuriyeti olacağını, mutluluk içinde yaşayacaklarını belirtiyorlar.  Normal tabii, adada gerçek Türk kalmayınca büyük bir mutluluk içinde yaşayacakları kesin. 
Oysa; 
“Büyük Orta Doğu Planı” doğrultusunda yapılmak istenenler başarılamaz, Amerikan odakları yüzüne gözüne bulaştırırsa;  Kuzey Kıbrıs’ta göndere bir sabah Türk bayrağı çekilir, Türk gençlerinin haykırarak söylediği “68. vilayet” sloganı gerçek olur diye korkuyorlar.  
Böyle bir durumda pek çok Rum asilzadenin iştahını kabartan adanın en güzel ve bakir toprakları güme gitmiş,  iş işten geçmiş olur… Büyük idealleri gerçekleşmez. 
Unutmamalıyız ki,  Anadolu toprakları yüzlerce yıl süren haçlı seferlerine geçit olmuş, büyük acılar yaşanmıştır. Her dönemde Anadolu ve kutsal topraklar ele geçirilmeye çalışılmıştır. Günümüzde de bu haçlı seferi devam etmekte olup,  onlar için dünyanın son gününe kadar devam edecek bir büyük idealdir.  Hıristiyan dünyasının lideri durumundaki Papa’nın; bunu kutsal bir görev olarak yuvarlak masa şövalyeleri dâhil olmak üzere pek çok örgüte “Yerine getirilmesi gereken büyük ve onurlu miras” olarak tanrısal bir emanet gibi devrettiği bilinmektedir.
Maalesef, dünyayı idare etme görevini üstlenmiş örgütlerin gizli ajandalarında hiç değişmeyen bir gündem maddesi olarak yer almaktadır. 
***
Kıbrıs bunun bir parçasıdır. Gerek görsel ve gerekse yazılı basın ile dış güçler, adadaki Türk halkının ve özellikle yeni yetişen genç neslin beynini yıkamaya çalışmışlardır.  Plana göre; ada toprakları yüksek rakamlarla gizlice el değiştirecek, yeni yetişen adalı Türk nesline çifte pasaport imtiyazı tanınacak, ada dışında bir Avrupa ülkesinde yaşamlarını sürdürmeleri için imkânlar yaratılacaktı. Genç kuşaklar, adanın özellikle Türk kesiminin sıkıcı ortamından çıkartılarak “dostluk ve barış” yalanları ile kendi düşünceleri aşılanacaktı.  Böylece,  yeni yetişen Türk kökenli nüfus kendi isteği ile göçe zorlanacaktı. Adanın Türk kökenli asıl nüfusu giderek azaltılacak, yandaş Rum sempatizanı toprak sahipleri söz sahibi olacaklardı.   Tabii, siyasi görüş ve etnik köken ayrımcılığı da körüklenerek Türklerin arasına nifak sokmakta bu planın bir parçasıydı. 
Bunda kısmen de olsa başarı sağlanıp-sağlanmadığını okurlarıma bırakıyorum.  
İncelemek gerekir ki, uygulanan politikalar ile yıllardır gençlerin Milli değerlerini ve millet olma kavramlarını destekleyen organizasyonlar pasif ize edilmiş midir?
Milliyetçilik; kafatasçılık gibi gösterilmiş midir? Gençliğe geçmişi unutup önlerine bakmaları öğütlenmiş, Rum-Türk kardeşliği gibi safsatalar ile barış masalları anlatılmış mıdır? Onlara yurt dışında gezi ve eğitim amaçlı burslar sağlanmış mıdır?  Modern yaşam tarzı içinde, sınırlı iş imkânları sunularak adanın dışına çekilmiş midir?
Böylece Kuzey Kıbrıs’ın Genç sahipleri çeşitli nedenler ile adadan uzaklaştırılarak politik ve ekonomik konulardan habersiz olarak söz sahibi hale gelmişler midir?  
Misyonerler iş başında mıdır? 
*** 
Kuzey Kıbrıs’ın gerçek değerinin farkına varamayan genç nüfus ile savaşı yaşayan yaşlı kuşak arasında niçin bu kadar derin bir uçurum bulunmaktadır? 
Acaba onlarda bizim gibi Atalarının bu toprakları kanları ve canları pahasına nasıl koruduklarını bilmiyor veya bilmek istemiyorlar mı?
Çarşı-Pazarda gezerken para birimi dâhil algılanan yabancı hayranlığı ada ile ilgili gerçeklerin basit bir göstergesi değil mi? 
Ne yapıp-edip, yaklaşan tehlikenin ada halkına ve gençlere anlatılması lazım. 
Açıkçası bir “Milli Ekonomi Modeli”,  “Sosyal Devlet” ve “Milli Devlet” kavramları irdelenmelidir. 
Yoksa vakit çok geç olacaktır. 
Barış harekâtının 40. yılında Aziz Şehitlerimizi ve göçüp giden gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, sağ olanlara yeni acılar göstermemesini diliyorum.   


Taner TÜMERDİRİM


Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.