KENDİNİ TUTAMAMA HALİ…

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Şu günlerde Türkiye’deki sol harekette, yine bir ” Kendini tutamama hali ” görülüyor…Türk solunun refleksi haline gelmiş bir bölünme sedromu…

Hadi: 1980 sonrası Ecevit’lerin DSP’sini anlarım…1980 öncesi CHP içindeki hizipcilikten bıkan Ecevit’ler, yeni bir siyasi oluşum ve yeni kadrolarla yola çıkmak istediler…Ve yepyeni bir sol çizgi yakalayıp adına ” Demokratik Sol ” dediler… Arkalarında da; bir Başbakanlık, bir Kıbrıs ve bir Karaoğlan rüzgarı vardı ama karşılarında da, 1983’de iktidara gelen Özal’ın yerleştirdiği bir serbest piyasa ekonomisi ve kuralları vardı…Bir yere kadar SHP’yi de anlarım, çünkü CHP yasaklıydı… Tabii; 1987 referandumuna kadar…1991’de Demirel’in DYP’si ile koalisyon yaparak iktidara ortak bile olmuştu İnönü’nün SHP’si…Oy oranları ne olursa olsun, DSP dışındaki sol, bir blok görüntüsü veriyordu…Derken bu blokda bölündü ve SHP yerinde dururken CHP tekrar kuruldu… DSP, SHP, CHP… Oldumu size üç sol parti…Küçük ve marjinal partileri saymıyorum..! Ama 2002 seçimlerinden sonra, yani ANAP, DSP ve MHP’nin adeta silinmesinden sonra, sol kesimde bölünmeyi mantıkla açıklamak zor olsa gerek…
Çünkü; 1980 öncesi Türkiye genelindeki tabloda, üç aşağı beş yukarı, % 60 sağ, % 40 sol görülmekteydi…Ama 2002 seçimlerinden sonra ortaya öyle bir tablo çıktı ki, bu gerçek karşısında Türk solunun, var olan sol blok parti etrafında kitlenmesi gerekirken, yeniden bölünmeler başladı…Hele, hele 2007 seçimlerinden sonra iyice safları sıklaştırmaları gerekirken, eski hastalıklar yeniden nüksetmeye başladı…Şimdi; Türkiye’de bir ” Erken Genel Seçim ” rüzgarı eserken solun durumuna bir bakalım…CHP zik zaklar çizse bile, yerinde duruyor…DSP, CHP’nin sırtında binerek TBMM’ne girmiş olsa bile yerinde… Bu atmosferde, yani seçimlerin yaklaştığı sinyalleri ortalıklarda dolaşırken, Rahşan Ecevit DSP dışında başka bir parti kurup başına Hulki Cevizoğlu’nu geçiriyor… Mustafa Sarıgül CHP ve DSP dışında, yeni bir oluşumu partileştirmek üzere… Hadi diyelim ki; seçime kadar DSP erime sürecine girdi, ama yok olacağını bugünden söyleyebilmek mümkün mü..? Hadi diyelim ki, Sarıgül ve arkadaşları o tarihe kadar çok yol aldılar, ama CHP’yi silebileceklerini iddia edebilmek mümkün mü..?…2007’de, Türk solunun toplayabildiği toplam oy % 20 civarında…Diyelim ki, % 30’lara fırladı… Peki bunu kaç parti bölüşecek ve parti başına ne düşecek..? 2007 seçimleri öncesi DYP + ANAP = DP gibi bir formül bulunmuş ama son anda bu girişim, bilinmeyen bir nedenden ötürü, gerçekleşemeyince, sağ kulvarda meydan AKP’ye kaldı ve aldığı oy oranını % 47’ye kadar yükseltti…DP çatısı altında oluşmasına karar verilen bu birlikteliği kim, hangi enstrumanları kullanarak engelledi acaba..? Mehmet Ağar’mı yan çizdi Erkan Mumcu’mu..? Riveyetler muhtelif olmakla birlikte, sağ kulvarı boşaltabilmek, AKP’nin önünü açabilmek  için, orta yerde büyük paraların, çıkarların döndüğü bile iddia edilmekte…Şimdi de sol kulvarda bölünme hazırlıkları yapılmaya başlanırken, insanın aklına neler gelmiyor neler..!
AKP girişim, açılım ve benzeri adlar altında bir sürü adım atıyor…Doğrudur, yanlıştır tartışılır…Her attığı adımı ” Komşularla Sıfır Sorun ” ” Barış”, ” Demokrasi ” , “Kardeşlik ” adına atıyor ama alt yapısını hazırlamağı için, daha başlangıçta öylesine taktik hatalar yapıyor ki, attığı adımın içeriği ile çelişkiye düşüyor… Hangi birisini sayalım…Dünyanın diğer köşelerini bilemeyiz ama Avrupa’nın hangi ülkesi olursa olsun, bu kadar çok ve sık hata yapan bir iktidar, parlamento içi olsun, parlamento dışı olsun, muhalefet tarafından öylesine hırpalanır ki, ya içinde bölünür, ya ilk seçimde iktidara veda etmek zorunda kalır…Ama Türkiye’de böyle olmuyor, olamıyor…Bakın; sağ kesimde bir toparlanma, bir birleşme, AKP içindeki merkezde veya merkeze yakın olan kişiler ve milletvekilleri için, yeni bir cazibe merkezi oluşturma çabaları var…Ya solda..? Bölünme..! Ama bu yeni bir olay değil…Hatırlayalım lütfen…1970’li yıllarda rahmetli Bülent Ecevit ” Bu düzen değişmelidir..! ” dediği zaman, CHP içinde ve basında sol olarak bilinen kesim, var olan düzeni yıkıp, yerine başka bir ” Düzen ” getirerek değiştirmek olarak algılamıştı…Oysa Ecevit, sistemin içine girip, demokratik açılımlarla düzeni, düzelterek değiştirmeyi kastetmişti…Kafalarında yarattıkları biçimde bir ” Düzen Değişikliği ” gerçekleşmeyince de, yıpratıcı bir iç muhalefet ve hizipcilik başlamıştı…
İşte; 1980 sonrası DSP’de bu nedenlerle kurulmuştu…Şimdi de aynı şeyler olmuyor mu..? Hem de kimler tarafından..? Hadi Sarıgül’ü bir yere kadar anlamaya çalışalım…Ama ya Rahşan hanım..! 1970’li yıllarda rahmetli İnönü, CHP Genel Başkanlığı’nı kaybittiğinde, ayrılıp başka bir parti mi kurmuştu..? Bu gelişmeler Türk solu için hiç de iyi gelişmeler değil…Özellikle Türkiye gibi bir ülkede var olan demokrasinin gelişebilmesi için, böyle bölük pörçük değil, toparlanmış bir sosyal demokrat blok gerekmekte…Bu tabloya bakıyorum da, yine yazının başlığına dönüyorum…Türk sosyal demokratlarda, bölünme konusunda yine bir ” Kendini Tutamama Hali ” görüyorum…
Hayırlısı olur inşallah…
Kalın sağlıcakla efendim…
 
M.Deniz Olcayto

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.