KARANLIK GEÇMİŞ

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KARANLIK GEÇMİŞ


Tayyip Erdoğan, 3 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Rize’liler Buluşuyor etkinliğinde yaptığı seçim konuşmasında (!) yine akıl almaz, içeriği boş sözler söyledi; “darbecileri destekle, sonra ülkenin, milletin seçimiyle bir devlet başkanı tarafından yönetilmesine karşı ol. Hadi oradan ya! Siz başkanlık sisteminden diktatörlük çıkarmaya çalışacağınıza, önce karanlık geçmişinize bir bakın. Hadi kuldan utanmıyorsunuz bari Allah’tan utanın ya!”
 
Etkinlikteki konuşmasından aldığımız yukarıdaki 34 kelimede, en az dört tane gerçeklerle örtüşmeyen olgu bulunmaktadır. Darbecileri en çok AKP iktidarı desteklemektedir. Darbe döneminden kalma %10 barajını değiştirmek işlerine gelmemektedir ama kendilerini darbeye karşıymış gibi göstermektedirler. Halbuki yaptıkları sivil darbe ile, ülkemizde herşey tersyüz edilmektedir.
 
Anayasada devlet başkanının görevleri bellidir ve özellikle ‘tarafsız’ olduğu yazılmıştır. Millet beni seçti diye, her istediğini yapmaya, söylemeye ve tarafsızlığını bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Üstelik milletin oyu dediği seçime katılanların %52’sinin oyudur ancak tüm seçmenler göz önüne alındığında milletin oyu %37 olmaktadır.
 
Türkiye gibi okuma – yazma oranı düşük ve kültür birikimi az olan toplumlarda başkanlık sisteminden ‘diktatör’ çıkması normaldir. Üstelik Tayyip sultan gibi biri söz konusu ise, diktatör çıkması kesindir.
 
Muhalefet partilerinin genel başkanlarına “karanlık geçmişinize bakın” demek, kendini aklamanın psikolojik yansımasıdır. TBMM’deki muhalefet partilerinin genel başkanlarının çok hataları vardır ve hepsi de proje ürünüdür tıpkı Tayyip sultan gibi. Ancak hiçbirinin bilinen geçmişinde ailesine ve yakın çevresine çıkar sağlama ya da maddi yolsuzluk yapma gibi bir girişimi yoktur.
 
Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin TBMM Başkanlığı’na ulaşan fezlekelerde “görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta ve kayıtlarında sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlamaları yer almaktadır. 1994 yılında İstanbul Anakent Belediye Başkanı olmasından, milletvekili seçildiği 2003 yılına kadar geçen sekiz yılda 84 suçlama kayıtlara alınmış, bunlardan yalnızca birinden beraat etmiş, hakkındaki 20 suçlamadan “Rahşan Ecevit’in affı” ile kurtulmuş ve diğer 63 suçlamadan ise, dokunulmazlık sayesinde şimdilik kurtulmuştur. Alman makamlarının yüzyılın soygunu dedikleri ‘Deniz Feneri e.V’ davası için hazırladıkları iddianamede, “sanıklardan birinin toplanan paraların bir kısmını, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na teslim ettiği” yer almıştır.
 
Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken, ehliyetsiz araba kullanan oğlu, 11 Mayıs 1998 tarihinde yayalara yanan yeşil ışıkta geçen sanatçı Sevim Tanürek’e çarpar ve ölümüne yol açar. Kazadan hemen sonra olayın olduğu cadde belediye ekipleri tarafından baştan aşağı yıkanarak, 35 metre fren izi dahil her türlü kanıt bir anda yok edilmiştir. Burak Erdoğan, 21 yaşındayken 2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nden ‘askerlik yapamaz’ raporu almıştır. Daha sonra 2007 yılında yaklaşık 4 milyon dolar değerinde bir gemicik alarak iş hayatına atılmış, her geçen gün yeni ve daha pahalı gemiler alarak yaşamını sürdürmektedir. Tayyip Erdoğan’ın kızı da yüksek ücretle babasına danışmanlık yapmıştır. 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerindeki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda ailecek başrol oynamışlardı. Zaten Tayyip Erdoğan ve ailesi, dünyanın en zenginleri sıralamasında önlerde bulunmaktadır.
 
“Karanlık geçmiş” derken akıllara Afganistan’da Hizb-i İslami örgütünün lideri İslamcı terörist Gülbeddin Hikmetyar‘ın dizinin dibinde resim çektiren Tayyip Erdoğan gelmektedir. “Küresel terörist” diye anılan Suudi işadamı Yasin El Kadı’ya sahip çıkarak, kefil olan Tayyip Erdoğan, Filistin’deki Hamas terör örgütünü de canla başla korumaktadır. PKK terör örgütünün başına ‘sayın’, şehitlere ‘kelle’ diyen Tayyip Erdoğan, PKK terör örgütü ile mücadeleyi bırakıp, müzakereye başlamıştır.
 
2013 yılının Mart ayı başında ABD’nin Şikago kentinin caddelerinde dolaşan otobüslerde bazı teröristlerin resimleri vardı ve aralarında Tayyip Erdoğan’ın da resmi bulunuyordu. Tayyip Erdoğan’ın afişinde; “Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerlerimiz. Bu ilahi ordu dinimi bekler… Benim cihadım bu, ya sizinki?” yazıyordu. Yine 2013 yılının Ağustos ayında Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada Tayyip Erdoğan için; “Mısır’ın Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok” demiştir.
 
Tayyip sultanın büyük kurtarıcımız Atatürk’e, demokratik ve laik cumhuriyetimize düşman olduğu bilinmektedir. Yaptığı her konuşma ve açıklamada mutlaka önceki dönemleri kötü olarak anar ve kendisinden önce Türkiye’de hiçbir şey yapılmadığını, ülkenin kalkınmadığını söyler durur. Türkiye’nin dünyadaki 17. büyük ekonomisi olduğuyla övünür ama işsizliği, açlığı, yoksulluğu görmek istemez. Bu konuda sayısal veriler acımasızdır ve ne yazık ki insanın gözüne de girer.
 
Bütün bunlar ortadayken, kuldan utanmayan kim acaba? Kuldan geçtik, acaba Tanrı’dan utanan var mı? Dilin kemiği yok derler ama bazılarının omurgası da yok. Çünkü öyle sözler söyleniyor ki, kendilerini sütten çıkma ak kaşık sanıyorlar. Tıpkı partilerine Ak diyerek, karanlıklardan beslendiklerini unuttukları gibi…

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.