KARABÜK SAFRANBOLU

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Karabük Valiliğince Engelliler Haftası nedeniyle 13-14 Mayıs 2010 tarihleri arasında düzenlenen panele davet edildim. Bu daveti duyunca son derece mutlu olduğumu ve yıllardır düşüncelerimde olan ama bir türlü göremediğim bu kenti ve tabii ki Safranbolu kentini göreceğim aklıma geldi. Beraberimde Sinop Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doc. Dr. Demet Gönener ile Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Arş. Gör. Nilüfer Tokgöz hanımefendilerde vardı. Bu panelde; Engellilerde Spor eğitiminin önemi, Hemşirelik hizmetlerinin engelli kişilere evlerinde verilmesi ve Özel olimpiyatların dünyada ve Türkiye´deki genel durumununa ilişkin bilgiler verilmiştir.

Katılımcıların, Karabük ilinde bulunan 5 özel eğitim okulu eğitimcileri ve öğrencilerinin yanı sıra bircok ailenin de olması ve paneli büyük bir dikkatle izlemeleri çok mutluluk vericiydi.

Paneli ayrıca Vali yardımcısı, milli eğitimin engellilerle ilgili şube müdürü, sosyal hizmetler il müdürü ve bu alanda çalışma yapan Sivil Toplum Kuruluşları sorumlularının paneli başından sonuna kadar büyük bir ilgiyle izlemeleri ayrı bir güzellikti. Tüm katılan kişi ve kuruluşlara buradan binlerce teşekkürler.

Karabükteki panele ilişkin kısa açıklamamızdan sonra, asıl sizlerle paylaşmak istediğim önemli bir kaç konuyu şöyle sıralamak istiyorum; Karabük İl olmadan önce Zonguldak iline bağlı bir ilçe idi ve Karadenizin ve hatta ülkemizin Demir denince akla gelen ilk kentidir! Atatürk ölümünden 1 yıl önce yani 1936 ının sonlarında bu güzel ilimizde Demir Çelik Fabrikasının kurulmasına karar verir ve onun direktifleri ile bu fabrika maalesef 1938 yılında Atatürkün çok ağır hasta olması nedeniyle açılışına gelemediği bir şekilde faaliyete başlar ama o günden bu güne binlerce insanın ekmek tekkesi olan bu fabrika bu gün artık özelleştirmenin kurbanlarından biri olmaktan kurtulamayarak eski işlevinden uzak kaldığı sanılmaktadır!

Bir ikinci konu ise Bu kent, bu günlerde 7 den 70 e herkesin mutluluk yaşadığı bir dönemi yaşıyor, Kardemir Karabük Spor Futbol Takımı spor kamuoyundan her kesin yakından da izlediği gibi ezici bir üstünlük sergiliyerek Türkiyenin en üst liği olan Süper ligdeki yerini almıştır. Burada katkısı olan tüm yönetici antrenör çalıştırıcı sporcu malzemeci ve masör dahil hepsinin inanılmaz bir katkısının olduğunu biliyorum, çünkü takımı bu başarıya ulaştıran Teknik Direktör Sevgili Yücel İldiz benim yıllar önce tanıdığım çok değerli bir dostum ve yıllarını futbola vermiş içimizden çıkan bir çalıştırıcıdır ve bu başarısının devamını içtenlikle diliyor ve kendisini buradan bir kez daha kutlamak istiyorum.

Evet, Karabük denince aslında ondan daha evvel hatırladığımız çok önemli bir yerleşim alanı olan ‘Safranbolu’ gelir akıllara, Anadolu’nun kuzey batı kesiminde, Antik Devirde tarihçi Homeros’un İlyada destanında Paplagonya olarak geçmektedir. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Safranbolu 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiştir. Tarihi süreç içerisinde ise 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğullarının, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğlullarının, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de Osmanlıların egemenliğine girmiştir.
Safranbolu, tarihi geçmişinde, en üstün ekonomik ve kültürel düzeyine Osmanlı döneminde ulaşmıştır. Kentin 17. yy da İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi oluşu, bölgede ticaretin gelişimine olanak sağlayarak zenginleştirmiştir.

Safranbolu bilindiği üzere UNESCO tarafından koruma altına alınan dünyadaki sayılı şehirlerden biri, bu özellik bilindiği gibi daha sonraki yüzyıllara hiç bir özelliği bozulmadan taşınması ön koşul olarak kabul edilen bir uygulamadır, farklı bir anlatımla o şehrin yapısında hiç bir değişiklik yapamazsınız ancan onarılması için aynı materyalleri kulanabilirsiniz. Gelin görünki bu kentimizin 474 yıllık hatıce hanım konağı gece cıkan bir elektrik kontagı sonucu kül oldu ve bu konağın önünde durup resmini çekerken içim cız etti ve içimden geçirmeden duramadım ‘Böyle bir yapı almanya Fransa ve yahutta diğer bir avrupa kentinde olsaydı nasıl korunurdu diye!’ her neyse burada yaşayan insanlar artık bu kültüre bu tarihe tamamen doymuş ve bıkmış adeta!’ Nemi yapmak lazım? Bana göre çok şey; Öncelikle yerel yönetimin burada çok ciddi kültürel çalışmalar yapması gerekli, turizm bakanlığımız daha fazla yatırım ve özendirme projeleri üretmeli yani kısacası böylesine kültür ve tarih dolu bir kent layık olduğu kadar yerini almamış, önem verilmemiş orada yaşayan insanlara fazla teşvik etmeye yönelik motivasyonlar sunulmalı diyorum.

Sonucunda yapılan ikili görüşmelerde Karabük ilindeki Özel Eğitim kurumlar ile Engellilerle ilgili çalışmalar yapan Sivil Toplum kuruluşlarının bir takım beklentilerinin olduğu ve bu beklentiler içerisinde artık kendilerininde Özel olimpiyatlar kurumumuzdan yapacakları organizasyonlara katılabilmeleri için gereken iletişimin saglanmasını istemişlerdir.

En içten saygılarımla.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.