KAOS İTTİFAKI

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KAOS İTTİFAKI

Ülkemizin gündemini alt üst eden 18 maddelik anayasa teklifi görüşmeleri için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 16 Ocak 2017 tarihinde yaptığı açıklamada, CHP’ye yüklenerek; “CHP ve yanında hizalanmış kaos ittifakı akla hayale gelmedik senaryolarla milletin kaderine sahip çıkma hakkını gasp etmeye kalkıştılar. TBMM’nin çalışmasını engellemeye, milletvekillerinin demokratik ve siyasi tercih hakkını sabote etmeye dönük çabalara da hız verilmiştir. TBMM’nde yaşanan kürsü işgalleri, kavga sahneleri, ucuz oyunlar, isnat ve iftiraya varan siyasi söylemler muhataplarını mahcup edecektir. Allah’ın izniyle Çarşamba günü başlayacak ikinci tur görüşmelerinden sonra anayasa değişikliği milletimizin önüne gelecektir” dedi.

Kaos ittifakı, Devlet Bahçeli’nin en iyi bildiği yöntemdir. Kendi yaptıkları karanlık işlerin ve kaos ittifaklarının hesabını veremeyenlerin, CHP için söz söylemeye hakları yoktur. 12 Eylül 1980 öncesindeki kaos ortamına destek verenlerin, bugün CHP’ye kaos ittifakı yarattı demeleri akıl ile açıklanamaz. Anayasa değişikliği görüşmelerinde AKP milletvekillerinin yarattığı kavga ortamına ve kadın milletvekillerinin tartaklanmasına sessiz kalanlar, kaos ittifakını yanlış yerde aramaktadırlar.

Şubat 1978 tarihinde Devlet Bahçeli, dört ülkücü gence Osmaniye’ye gitmeleri için kendi arabasını vermişti. 23 Şubat 1978 tarihinde Adana’dan gelen bu arabanın bagajında, Ankara Gölbaşı girişinde portakal sandıkları içinde iki otomatik silah yakalanmıştı. “Arabayı verdiğim ülkücüler koymuşlar silahları, benimle bağlantısı yok” diye ifade veren Devlet Bahçeli hakkında soruşturma bile açılmamıştı. Arabada yakalanan o genç ülkücülerden biri olan Ali Halaman, 1999 seçimlerinde Bahçeli tarafından milletvekili yapılmıştır. Bu dört genç ülkücüye silahları veren Adana Ülkü Ocakları Başkanı Recai Yıldırım da, yine Bahçeli tarafından 1999 seçimlerinde milletvekili yapılmıştır. Kaos ortamının nasıl yaratıldığını Devlet Bahçeli çok iyi bilmektedir ve belki eğitimini bile almıştır.

18 Ocak 2017 tarihinde Yargıda Birlik Derneği üyelerini kabul eden Tayyip Erdoğan, darbe girişimiyle ilgili devam eden soruşturmalar kapsamında itirafçı olanların bazılarını ‘yakından tanıdığını’ ve ‘baş başa görüştüğünü’ söylemiştir. Erdoğan “şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var, itirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat ben söyleyeyim, bunlar doğru konuşmuyor. İtirafçı diye ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan bu. Bunların bir kısmıyla başa baş görüştüğüm oldu başbakanlığım döneminde. İtirafçı olduğunda söyledikleriyle bana o zaman söyledikleri tamamen farklı. Bu oyuna asla gelmemek lazım” dedi.

”Ne istediler de vermedik” itirafının aldatılma senaryosu hala devam etmektedir. Zamanında PKK terör örgütüyle de görüşenler, şimdi aldatıldıklarından söz etmektedir. Bu kadar aldatılan birine her türlü yetkiyi verip, TBMM’yi ortadan kaldırmak, kısaca rejimi değiştirmek kaos değilse, nedir? 

Devlet Bahçeli’nin, siyasi iktidara yedek lastik olmadan önce, adında milliyetçi yazan partisini bu kaosa ortak etmeden önce, yeniden ve tekrar tekrar düşünmesi gerekirdi. CHP’ye çamur atarken, rejim değiştirmek isteyenlerin peşinden gitmek, milliyetçilikle bağdaşmaz. Saltanat yanlılarıyla kaos ittifakına girmesinin kendisini de, partisini de, ülkemizi de bitireceğini anlayamadan, siyasi hayatı bitecektir. 339 milletvekilinin, diktatörlüğe anayasal güvence kazandıran bu anayasa değişikliği teklifine evet oyu vermesiyle, ülkemiz bu kaos ittifakı ile yeni bir halk oylamasına gidecektir. Son sözü halkın söyleyeceği bu anayasa değişikliği teklifine hayır oyu çıkması için, hepimizin elbirliğiyle çalışması gerekmektedir. Hayır konusunda hepimizi büyük görev ve sorumluluklar beklemektedir.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.