KANSERİ BİLİYORMUYUZ?

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bilindiği gibi her yıl 4 Şubat “Dünya Kanser günü” olarak anılmaktadır. Bu vesileyle de değişik uluslararası örgütler kanser konusunda bilgilendirme kampanyaları yürütmektedirler. Maksat her yıl milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci artırmaktır.

Konu kanser olunca toplumda maalesef birtakım efsaneler oluşmuştur ve bu efsaneleri belleklerden yıkmak oldukça güçtür ve genel ve süreklilik arz eden aydınlatma kampanyalarıyla mümkündür.

Efsane 1: Kanser bir sağlık sorunudur. Hayır, kanser sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal ve ekonomik yönleri de olan insan haklarını etkileyebilen bir sorundur.

Efsane 2: Kanser gelişmiş ülkelerde, yaşlı ve refah düzeyi yüksek insanlarda görülen bir hastalıktır. Hayır, kanser küresel bir sorundur, her yaşta görülebilir. Özellikle de gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir.

Efsane 3: Kanser ölüm demektir. Hayır, kanser ölüm demek değildir. Günümüzde yeni tedavi yöntemleri ile pek çok kanser türünde uzun yaşam sürelerine ulaşılmıştır. Özellikle de erken teşhis metodlarının geliştiği ve bu imkanlardan yararlanıldığı sürece kanser genelde yenilebilir bir hastalıkdır.

Efsane 4: Kanser benim kaderim, ondan kaçamam. Hayır, kanser önlenebilir bir hastalıktır. Günümüz şartlarında ve doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.

Peki nanser nedir?
Benzer özellikler gösterdiği için aynı genel ad altında toplanan pek çok hastalığa verilen genel bir tanımlamadır. Kanser yaşamın ve bedenin temel birimi olan hücrede başlar. Normalde hücrelerin büyümesi ve çoğalması bedenin ihtiyaçları doğrultusunda genlerin kontrolü altındadır. Bu süreç yaşamımızın sağlıklı bir biçimde sürmesini sağlar. Ancak bazen hücreler genlerin değişimi sonucu kontrol dışı biçimde büyümeye ve çoğalmaya başlar. Bu durumda bu hücrelerin bulunduğu bölgelerde normalde olmayan bir büyüme oluşmaya başlar, buna kitle ya da tümör denir. Tümörler iki gruba ayrılır: selim ve habis tümörler.

Selim tümörler kanser değildir. Genellikle tıbbi yöntemlerle oluştukları yerden çıkarılabilirler. Çoğunlukla da yeniden oluşmazlar ve vücudun diğer bölgelerine yayılmazlar. En önemlisi de selim tümörler, nadir durumlar dışında, yaşam için tehdit oluşturmazlar.

Habis tümörler kanserli dokulardır. Buradaki hücreler anormal biçimde ve kontrolsüz olarak bölünür ve çoğalır. Yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmazlar, tedavi edilmedikleri takdirde çoğunlukla bedenin başka bölgelerindeki doku ve organlara da sıçrayabilir (metastaz), o bölgelere yerleşebilir ve kanserin yayılmasına yol açabilirler.

Şimdi gelelim erkeklerde en çok teşhis edilen kanser türlerinden birisi olan prostat kanserine.

Prostat kanseri:
Prostat bezesinin kötü huylu tümörü demek olan prostat kanseri, Almanya’da erkeklerde en sık rastlanan kanser hastalığıdır. 2000 yılında bu hastalığa ilk defa yakalananların sayısı yaklaşık 40 bin kişiydi, yaklaşık 11 bin kişi de bu hastalık yüzünden hayatını kaybetti. Erken teşhis yöntemleri hastalığın ortaya çıkmasını önleyemese de bu yöntemler sayesinde tümörler zamanında bulunabiliyor. Gerekli olan tedavi önlemlerinin kapsamı ve bunların etkileri de prostat kanserinin hangi aşamada ortaya çıkarılmış olduğuna bağlıdır. Bu yüzden erkeklerin 45 yaşından itibaren erken teşhis muayenelerine katılmaları tavsiye edilmektedir. Böylece değişikliklerin izlediği seyrin zamanında algılanarak ek muayene yöntemleriyle aydınlatılması mümkün olur.

Prostat kanseri teşhisi koyulması her zaman derhal tedaviye başlanmasını zorunlu kılmaz. Doku araştırmalarıyla ortaya çıkartılmış olan prostat kanserlerinin % 30’u „sessiz” kanserlerdir, yani bunlar son derece küçük yakın bir gelecekte içinde bulundukları organın sınırlarını aşıp vücudun diğer organlarında kanser hücreleri oluşturmayacak kanserlerdir. „Prostat kanseri” teşhisi ile karşı karşıya kalanların sükunetle fakat yoğun bir şekilde bu hastalığın ayrıntıları ve kişisel hayata yaptığı etkilerle ilgilenmeleri yerinde olur. Üroloji uzmanının yanısıra ev doktorunuz, diğer uzmanlar ve özellikle de yakınlarınız ile konuşarak gereken kararları beraberce ve sükunetle vermeniz isabetli olacaktır.

Prostat kanserinde hangi sebepler ve önleyici tedbirler bilinmektedir?
Prostat kanserinin nasıl ve neden ortaya çıktığı sorusu bugüne kadar tam olarak cevaplandırabilmiş değildir. İlke olarak yaş ilerledikçe prostat kanseri riski de artmaktadır. Prostat kanserinin ortaya çıkışında erkeklik hormonu olan testosteron hormonunun önemli bir rol oynadığı kesindir. Kişinin kendi babası, erkek kardeşleri veya büyük babaları prostat kanserine yakalanmış ise daha yüksek bir risk var demektir. Öte yandan prostat kanserine yakalanmış olan erkeklerin % 80’inde herhangi bir akrabada prostat kanseri görülmemiştir.

Beslenme biçiminin de bir rol oynadığı yönünde işaretler vardır. Örneğin Japonlar, Asya’da yaşadıkları sürece Batı Avrupalılara ve ABD vatandaşlarına kıyasla daha az hasta olmaktadırlar. Bu durum Japon yemeklerindeki yüksek Soja oranı ile düşük et ve yağ oranı ile açıklanmaktadır. Kanseri önleyici önlem olarak vitamin E, B-karoten, litamin veya selen gibi gıdaya ek olarak alınan pahalı beslenmeyi tamamlayıcı maddeler ancak sınırlı ölçüde tavsiye edilebilir. Sağlıklı, bol çeşitli beslenmeye dikkat edilirse, genel olarak bu gibi beslenmeyi tamamlayıcı maddelere ihtiyaç yoktur.

En iyi önleme yolu sağlıklı hayat biçimidir:
– Sigara içmeyin
– Alkol ve kahve türü içkileri ölçülü için
– Bol lifli, hayvansal yağları az, bol çeşitli gıdalar
– Yeterince hareket

Erken teşhis muayeneleri:
Erken teşhis muayeneleri kanseri önleyici tedbirler değildirler, yani kanserden koruyucu bir etkileri yoktur, bu muayenelerin işlevi kanserin erkenden meydana çıkarılmasıdır.
Eğer prostat kanseri prostatın ötesine de yayılmış ise, iyileşme şansı önemli ölçüde düşmektedir.

Prostat kanserinin erken teşhisi için tavsiyeler:
45. yaştan itibaren yılda bir parmakla muayene
50. yaştan itibaren düzenli olarak PSA değerinin tesbiti

Hepinize, sevdiklerinizle geçireceğiniz sağlıklı, özellikle de kansersiz bir ömür diliyorum.

Dr. Ali Sak

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.