KANDİL, BAYRAM, AYRAN

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

23 Nisan 2013 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye ile ilgili raporundan, PKK terör örgütü üyeleri ifadesi çıkartılarak, bunlara “aktivist” denilmesi kabul edilmiştir. “Kürt sorunu ve PKK terörizmi kırk binden fazla kişinin ölümüne neden oldu” sözleri rapordan çıkartılmış, onun yerine “Türkiye’deki Kürt sorunu ve Türk devletiyle PKK arasındaki çatışma kırk binden fazla kişinin ölümüne neden oldu” şeklinde bir ifade konulmuştur. “Ülkenin gelecekteki demokratik sistem ve meclis şeklini Türk kurumları ve Türk halkı belirler” cümlesi rapordan çıkartılmış ve yerine “Türkiye vatandaşları ve kurumları” cümlesi eklenmiştir. Bu değişikliklerle birlikte raporun tamamına kabul oyu veren CHP milletvekilleri Deniz Baykal ve Gülsün Bilgehan’ın, İsmet İnönü’nün Lozan’da yaptıkları akıllarına gelmemiştir. Yapılan bu değişiklikler sonucunda gerekli açıklamayı yaparak, toplantıyı terk etmeleri gerekirdi.

Siyasi iktidarın PKK terör örgütü ile görüşmelere başlamasının ardından, bunun gibi olumsuz gelişmelerin olacağı belliydi. Çünkü siyasi iktidar, bir terör örgütünü muhatap alıp, devlet görevlileri aracılığıyla onlarla görüşmelere başlayınca, yabancılardan daha farklı bir tutum beklemek hayal olur. Türkiye’yi Ankara’dan yönetemezseniz, emperyalizmin kucağında siyaset yaparsanız gelinen bu sonuçlar kaçınılmazdır.

25 Nisan 2013 tarihinde PKK terör örgütünün elebaşlarından Murat Karayılan, örgütün üssü Kandil’den teröristlerin 8 Mayıs’tan itibaren çekilmeye başlayacaklarını bildirmiş ve üç aşamalı çözüm sürecini şöyle açıklamıştır:
– Birinci aşama ateşkes ve geri çekilme ile tamamlanacaktır.
– İkinci aşama devletin ve hükümetin “anayasal çözüm çerçevesinde yapılacak reformlar” dan oluşacaktır.
– Üçüncü aşama normalleşme aşamasıdır; Abdullah Öcalan dahil herkesin serbest kalacağı bu süreç paralelinde silahsızlanma gündeme gelecektir.

Terörist Murat Karayılan’ın yaptığı açıklamaya göre AKP hükümeti, PKK terör örgütüne şu sözleri vermiştir:
– Kürt halkına kimlik ve statü verilecektir ve bu, anayasal güvence altına alınacaktır.
– PKK ile işbirliği yapılarak Güneydoğu Anadolu’da ve Türkiye – Irak – Suriye – İran Kürtleri arasında “Kürt milli dayanışma” konferanslarına izin, onay, destek verilecektir.
– Abdullah Öcalan başta olmak üzere teröristlerin tümü serbest bırakılacaktır.
– Soruna yabancı devletlerin müdahil olması kabul edilebilecektir.

Emperyalistlerin isteğiyle “Kürt sorunu”nu çözmeye talip olanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni çözmekle görevlendirilmişlerdir ve açıkça vatana ihanet içindedirler. Analar ağlamasın, gözyaşları dinsin diyenlerin sinsi planları, ülkemizi bölünme ve parçalanma aşamasına getirmiştir. Siyasi iktidarın ülkeden temizleyemedikleri PKK terör örgütünün çekilme tarihi vermesini, AKP Grup Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı, TBMM Genel Kurulu’nda “bugün bayram var, bayram” sevinç çığlıklarıyla karşılamıştır.

Terörist Murat Karayılan’ın açıklamalarını ve PKK terör örgütünün restini bayram olarak kabul edenler, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi ulusal bayramlarımızı içlerine sindirememektedirler. “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden onur duyanlar, böyle bir bayramın ihanete eş değer olduğunun bilincindedirler.

24 Nisan 2013 tarihinde AKP Ankara İl Siyaset Akademisi’nin açılış dersini veren AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin; “İçinde bulunduğumuz ders yılından itibaren seçmeli de olsa okullarımıza Kuran-ı Kerim dersini koyduk. Çünkü, sizler de herhalde farkındasınız, insan malzememiz bozuldu. Annesini, babasını öldürebilen evlatların varlığı hepimizin vicdanını kanatmıyor mu?” dedi.

Ülkemizde bütün bu trajik olaylar yaşanırken, başbakan 26 Nisan 2013 tarihinde katıldığı Global Alkol Politikaları Sempozyumu’nda “bizim milli içkimiz ayrandır” açıklamasıyla gündemi değiştirmeye çalışmaktadır. Başbakanın bu sözleri “kendi inanç ve yaşam tarzlarını tüm topluma dayatma, toplumu dönüştürme” projesinin yeni bir halkasıdır. Ayranı mili içki ilan ederek, alkole savaş açan başbakan, Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği’nin, Türk Patent Enstitüsü’ne yaptığı başvuru sonucunda, 30 Kasım 2009 tarihinde rakının “milli içki” olarak tescillendiğini unutmuştur. Tescil metninde rakı, “Karakteristik özelliğini Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan doğal unsurlardan, özellikle Türkiye’de yetişen üzüm, anason ve Türkiye’de uygulanan geleneksel üretim yöntemlerinden alan üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tamamıyla Türkiye sınırları içinde yapıldığı kendine has, renksiz bir distile alkollü içki” olarak tanımlanmıştır.

“Alkol alırsanız kavga edersiniz, trafik kazası yaparsınız” gibi bir çok boş sözlerle yapay gündem yaratan başbakana ve “insan malzememiz bozuldu” diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı’na sormak gerekir: yüzyılın soygunu adı verilen Deniz Feneri sanıkları için ve tamamen kusurlu olduğu trafik kazasında sanatçı Sevim Tanürek’i öldüren başbakanın büyük oğlu için ne düşünmektedirler?

Sayın Başbakan için, İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin TBMM Başkanlığı’na ulaşan ve dokunulmazlık zırhının kaldırılması istenen fezlekelerde “görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta ve kayıtlarında sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlamaları yer almaktadır. 1994 yılında İstanbul Anakent Belediye Başkanı olmasından, milletvekili seçildiği 2003 yılına kadar geçen sekiz yılda 84 suçlama kayıtlara alınmış, bunlardan yalnızca birinden beraat etmiş, hakkındaki 20 suçlamadan “Rahşan Ecevit’in affı” ile kurtulmuş ve diğer 63 suçlamadan ise dokunulmazlık sayesinde şimdilik kurtulmuştur.

Yolsuzluktan, ihanet sürecine kadar kimilerinin insan malzemesindeki bozukluk çok açıktır. Ancak ne olursa olsun, malzemesi bozulmayan yurtsever insanlardaki vatan aşkı galip gelecek ve yolsuzlukların da, ihanetlerin de üstesinden gelinecektir. Kandil’de bayram yaparak, ayran içenlerin, malzemesi bozuk olanların ve emperyalistlerin, bunu iyice akıllarına sokmaları gerekmektedir…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.