KALDIĞIMIZ YERDEN

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Geçen hafta; varsa eğer, yazarken de konuşurken de sözcüklerin Türkçelerini kullanmaktan yana olduğumu belirttiğim yazımı kaldığım yerden sürdüreceğim izninizle.

“Bu sütunun okurları, Türkiye’de çağdaşlaşma çabalarının Osmanlı ile birlikte başladığını, Cumhuriyet’in Osmanlı’dan birtakım iyi şeyler de tevarüs ettiğini düşündüğümü bilirler.”

Altını çizdiğim sözcüğün Türkçe’sini kaçımız biliyoruz ya da kaçımız bu sözcüğü anlıyoruz? Bu sözcük, Ali Sirmen’in 11 Şubat 2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısında geçiyor. Sayın Sirmen’in, okuyucusunun anlayamayacağı, Türkçe olmayan sözcükleri kullanma, ne demeli, tutkusu var demek doğru olacak, tutkusu var.

Tevarüs; verasetten geliyor. Miras da denir buna.Ölenin geride bıraktıklarına denir miras. En azından Osmanlının öldüğünü kabul ediyor Sirmen. Bu da sevindirici bir saptamadır.

Dikkat edilirse; ben, Osmanlı sözcüğüne gelen eki ayırmadım. Ama; Sirmen ayırmış. O da yanlıştır. Çünkü; ses uyumuna göre değişen -li eki sıfat türetir. Sıfata gelen ek yukarıdan ayrılmaz.

Bir keresinde Frankfurt Eğitim Müşavirliği’nden bir çağrı aldım. Düzenlenen bir törene çağrılıyordum. Çağrının altına imzasını atan Sayın Müşavir, adının altına “Eğitim işlerini tedvire memur” sıfatını koymuştu. “Müşavir” sözcüğünün Türkçe karşılığı “danışman”dır. Onu hiçbir müşavir kullanmaz nedense. Danışman dense anlamı mı küçülür? Ne bileyim? Tedvir, Türkçe’mizde çeviren, döndüren anlamındadır. O sıfatı Türkçe yazmak ya da söylemek gerekirse “Eğitim işlerinden sorumlu görevli” doğru olandır. Bu kullanımın ne eksiği ya da ne fazlası var sizce?

Gün adları özel değildirler. O nedenle, tümce başında değillerse, büyük harfle başlanılarak yazılmaları yanlıştır. Şu tümce; M. Ali Birand’ın 11 Şubat 2010 tafihli Milliyet Gazetesi’de yer alan yazısndan alınmadır:

“Her Salı günü TRT’den canlı yayınlanan bir Show bu.”

Her salı günü de denmez. Salı günleri demek doğrudur. Show; İngilizce’dir. Türkçe’si gösteridir. Hadi diyelim sözcüğün İngilizce’sini kullandın. Neden büyük harfle başlayarak yazıyorsun kardeşim? Yazısının ilerleyen bölümünde salıyı küçük harfle başlayarak yazmış zaten. Ama; showa gene büyük harfle başlamış. Eee! Ne de olsa İngilizce. İngiliz onu tümce içinde küçük harfle başlayarak yazar. Ama; biz, kraldan çok kralcıyız ya…

Ne … ne de, hem … hem de, ya … ya da bağlaçtırlar. Sözcükleri ya da tümceleri bağlarlar. Ne … ne de arasına giren tümcelerin yüklemleri olumsuz biçimde kullanılmazlar. Yüklemi olumsuz biçimde kullanmak çok basit bir kural yanlışıdır. Bağlaçlarla bağlanan sözcükler ya da tümceler arasına (,) virgül konmaz. Okuduğunuz yazılara dikkatlice bakın! Anlı şanlı birçok yazarın bu yazım yanlışını yaptıklarına tanık olacaksınız.

Bu kez amacım tümcenin ögeleri üzerine yazmaktı. Sağolsun Ali Sirmen’in yabancı sözcük kullanma tutkusu beni başka bir konuya götürdü. Olsun! O konuyu da daha sonra yazarım.

Yazmak istediğim bir konu da bileşik tümceler. Fiil çatısı diye bir şey duydunuz mu?

Onu da ele alacağım. Bu kez bu kadar.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.