Kadınlar, Dayanışmaya Devam!

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Hiçbir asil, edebi ve büyük netice yoktur ki, içeriğinde kadın varlığı bulunmamış olsun.

Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
                                           Mustafa Kemal Atatürk
 
Kadınlar Günü ile ilgili haberleri gözümüz, kulağımız olan sevgili basın  mensupları Orhan Önaldı ve Sefa Doğanay fotoğraflarla günü gününe www.ha-ber.com online gazetesinde siz değerli okuyuculara bildirdiler. Ben yazılarımda bir dahaki yılda daha iyi yapılması, dayanışma ve önerilerimle ayrı bir bakış açısı olarak ele alıyorum
 
 
 
Yılın tek bir  gününde kadınlar konuşulup diğer 364 gün onları unutmak değil elbette amaç. Böyle belirli günlerde dikkat çekip, hatırlayıp dayanışma ve mücadele bütün yıl devam etmelidir.
8 Mart Kadınlar Günü gibi uluslararası belirli günlerde türk dernekleri kadınlarımıza partilerin, belediyelerin düzenlediği etkinliklere alman kadınlarıyla birlikte katılım imkânı vermelidir. Böylece ait olduğumuz toplumdan kopmadan, türk kadınları hakkında bilgi ve genellemelerde anında ve yerinde düzeltebiliriz.
Çoğunlukla böyle toplantılarda Türkiye’nin laik bir ülke olduğu, Cumhuriyet’le birlikte türk kadının birçok hakları diğer Avrupa ülkelerinden daha önce aldığı söylenmez.
 
Bu sene birgün değil, bir hafta süren etkinlikler çok etraflı olarak konuyu ele aldı. Böylece bir tek günde birçok etkinlikler yaparak, katılımcılara seçme zorunluğu getirilmedi. İsteyen hepsine katılabildi. Dernekler üstü bir komisyonun etkinlikler gün ve tarih belirlemesinde yol göstermesini öneriyorum.
Türk Alman Kadınlar Derneği (BETAK) her sene çok değerli kadınları Berlin’e davet ederek çok güzel etkinlikler düzenliyorlar. Başarılı kadınlara ödül veriyorlar.
 
Bu sene Nalan Utku ile Prof.Dr. Nermin Abadan-Unat’a ödül verildi.
 
Nalan Utku
1997’den beri Charite Berlin’de çalışan doktor, birçok araştırmalar yaptı. 1962’den beri alman vatandaşı, liseyi  burada bitirdi ve kimya doçenti olarak, cerrahi bölümde çalıştı ve birçok ödül aldı. En son romatizmada kullanılan en az yan etkisi olan bir ilaçta araştırma yaptı.
Nermin Abadan-Unat’ı
Birkaç satırla anlatmak çok zor. Bugün 87 Yaşında karşımıza çıkıp konferans vermesi henüz 60 yaşında emekli insanlarımıza duruşu ses tonu, araştırmacı, heyecanlı ve meraklı hali ile başlıbaşına iyi bir örnek oldu.
Konferans konusu: “Türk Kadınının Değişim Süreci.”
 
                        
Türk kadının bugünki konumuna gelmeden geçirdiği süreci anlatırken bilhassa Cumhuriyet’in Mustafa Kemal Atatürk ile başlıyan reformlarla Türkiye’nin imgesinin dünyada çok positif olduğunu vurguladı.(2)
Bu nedenle 14 yaşında annesini, ablasını Viyana’da bırakarak Türkiye’de okumaya karar verir ve o çocuk yaşında Viyana türk elçiliğinden yardım ister. Yurttaşlığını ve kimliğini babasının ülkesinde özgürce seçmiştir.
Biyografisini okumanızı tavsiye ediyorum.(1)
Türkiye’de kadınların değişim sürecini, tarihi ile anlatırken Dünya ve Avrupa ile karşılaştırma örnekleri ile geniş bir bilgi verdi.
Kadınların mecliste temsili, mal edinme, çalışma hayatında katılımı, aynı işi yaptıkları halde az ücret almaları, kısacası her konuda kadın geride bırakılmıştır. Öyleyse erkekler günü kutlandığı gün sorun çözülmüş olacaktır.
Edebiyat Evi’nde almanca verdiği konferansta konu:
“Çok kültürlülük, hoşgörü desteklenmeli veya izole olmak.”
 
Kadını bizim buradaki konumumuzu, bildiklerimizi özetledi. Bu kadar doğru teşhisler koyması beni hayrete düşürdü. Konferans tanınmış bir edebiyat evinde almanca yapıldığı halde ancak akraba, eşleri türk olan almanlardan başka alman yoktu, almancası iyi olan elite türkler gelmişti. Hiç alman basını yoktu. Başkan Mukaddes Hanım davet edildiklerini, ama ilgi gösterilmediğini söyledi. Bu konuda israrla durup, gelecek sene alman basınını positif haberler için zorlamalıdır.
 
Yıllardır ders kitapları veya diğer almanca yazılı kitaplarda türklere ve Türkiye’ye karşı ön yargılara dikkat çekmeye çalışıyorum.(3)
 
Berlin’de kaldığı tek iki günde araştırma yapıp, bize ilk defa kitaplardan örnekler veren, Nermin Hanım oldu.
Kitapların incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Almanya’da kamu hizmetinde, basında ve medyada türklere katılım imkânı verilmediği gibi, türkler konu olunca tek yönlü, ön yargılı ve yanlış verilerle buradaki türkler izole olmaya itiliyor.
 
Sorular yazılı veriliyordu, otobüs kuruluşu (BVG)’ının grevi dolayısıyla  erken kalkmak zorundaydım. Bu nedenle orada söyleyemedim. Hoşgörü, almanca “Toleranz” kelimesi “dulden” demektir. Yani zoraki sabretmek, katlanmaktır. Bir insanın görünüşünün veya dininin başka olmasına neden tahammül edilsin? “Toleranz” yerine “Akzeptanz” kelimesi kullanılmalıdır. “Akzeptanz” demek tanımak saygı göstermektir.
Bir arpa boyu yol aldığımız, hatta geriye gidildiği için geçmiş kadınlar gününüz kutlu olsun demiyorum. Dayanışmaya devam, diyorum.
 
Başkonsolosumuz Ahmet Alpman ve eşi Sevinç Alpman  birçok projeye imza atmıştır. Yalnız BETAK derneğinin etkinliklerinde değil, birçok iyi ve faydalı etkinlikleri desteklemişlerdir. Hem Ahmet Alpman’ın almancası iyi olması, çalışkan ve insan olarak sempatik oldukları için olsa gerek Türk Evi’nde bu kadar çok almanı görmemiştik.
 
                    
BETAK derneğinin, Başkonsolosumuz ve eşinin bir dört sene daha hizmetlerinin Berlin’de uzatılması için imza toplamaya başlayıp, öncülük yapmalarını önemle rica ediyor, bu yazımla öneriyorum.
Ki bu sene (2008) sonunda Berlin’den gitmesinler.
 
Sevgili Okuyucularıma, kadınlar konusunu bütün bir yıl unutmayıp neler yapabileceğinizi düşünerek uygulamanızı diliyorum.
 
İlter Gözkaya-Holzhey
Emekli Öğretmen
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.