0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Federal Almanya Başbakanı Dr. Angela Merkel 9 Kasım’ı ülkenin tarihinde “Kader Günü” olarak açıkladı. 1938 yılında “Kristal Gece” adıyla anılan günde Yahudilere yönelik kanlı saldırılar unutulmamalı. 1961 yılında Batı ile Doğu Almanya’yı ayıran Duvar, önce bir gecede telle örüldü, akabinde betonla inşa edildi. Türkiye ile işçi anlaşması o yılda yapıldığı için Türklerle doğrudan ilişkisi vardır.

Bu yıl Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30. yılı çeşitli etkinliklerle kutlandı. O yılı yaşayanlar hikâyelerini anlattı. Göçmenlere söz hakkı verilmedi, etkinliklere davet edilmediler.

Bu nedenle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Berlin Belediye Başkanı Michael Müller tarafından diğer dört kardeş şehir belediye başkanlarıyla birlikte davet edilmesi çok isabetli ve anlamlı olmuştur. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Berlin’e davet edilmesinde CHP Berlin Birliği Kenan Kolat ve yönetiminin, Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) yöneticileri görüşmelerinde Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkilerinin dondurulması kararına karşı duruşlarının etkisi olmuştur. Aynı zamanda partiye üye olanların da ilçelerinde parti toplantılarında Türkiye ile diyaloğa, işbirliğine devam edilmesi çağrıları da bu davetiyeye katkı sağladı.

Berlin Utanç Duvarı olarak anılıyordu, fakat Almanya’nın tarihi sembolü olarak yıkıldı. Dünya küresel yaşama başlangıç oldu. Dünya dengelerini değiştiren bu barışçıl devrim, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya halkının hürriyete gösterdikleri arzu ve kararlılık sayesinde gerçekleşti. Bu dört devletin başkanlarının davet edilmesi de beklentiye cevap verdi.

Bu durumda Ekrem Bey onaltı milyon İstanbulluların selâmını getirdi. Fakat aynı zamanda Türkiye’yi de temsil ediyordu.

Davetli olduğu etkinliklerde de bir devlet adamı gibi ağırlanması doğru oldu. Konuşmasını da ona göre yaptı.

 Yurtta Barış, Dünya’da barış ilkesine vurgu yaptı. Devlet yöneticileri ve etkinlikleri organize edenlerin tebriklerini, demokrasi sınavını başarıyla geçen İstanbul şehri adına aldı. Cumhuriyet ve Demokrasiye sahip çıkılmalı. İnsanların mutluluk ve özgürlüğü duvarların kalkmasıyla mümkündür. İyi ki Berlin’deki duvar yıkılmış, ama tahmin ediyorum, dünyada bu anlamda yıkılacak çok duvar var, diyerek kafalardaki görülmez duvarların zararına da dikkat çekmiş oldu.

Eşi Dilek Hanım, duruş ve asaletiyle Türk kadını olarak yalnız İstanbul’u değil Türkiye’yi temsil etti. Ekrem Bey’in arkasında değil yanında el ele bir intiba bıraktı. Berlin tarihine çok etkili bir şekilde geçti.

Ben de birlikte yapılan kahvaltıya katıldım. Altmış yıllık Türk Toplumu adına, tarihine yakışır bir şekilde seçilmiş Maritim otelinde, Berlin CHP Berlin Birliği Başkan Kenan Kolat ve yönetimi tarafından çok güzel organize edildi.

Köşedaşım Rüştü Bey’in makale başlığını isabetli bulmadım. Herhangi partinin genel başkanı gibi konuşmadı İmamoğlu. Konuşmasında belirttiği doğrultuda onaltı milyon adına konuştu. Zaten davetliler de bir partiye ait değildi. Bütün partilerin, dernek, vakıf temsilcileri, işverenler kısacası kalben İstanbul ve Türkiye’ye bağlı Berlinli Türkler kahvaltıya katılmışlardı.

CHP Birliği’nin öncülük yapması, tüm İstanbul severleri bir araya getirmesi kadar doğru bir eylem olamazdı zaten.

İmamoğlu’nun dili barış diliydi. Salona alkışla girerken bile ışığı sevgisi sel gibi akıyordu.

Yalnız fotoğraf çektirme konusunda katılımcılar Kenan Kolat’ın organize ermesinde zorluk çıkarttılar. Zamanımızın sosyal medya sorunu. Herkes fotoğrafçı, bilhassa kendine güveni olmayanların tanınmış, takdir gören biriyle aynı fotoğrafta olmasıyla kendisine pay çıkarıyor. Bakın ben ne kadar önemliyim, deme ihtiyacı duyuyorlar. Bir hiçtim, şimdi bir kimse oldum.

Ekrem Bey, yalnız masa masa fotoğraf çektirmek için dolaşıp terlemedi. Bu umut pınarını nasıl taşıyacak, diye düşündüm. Bir politikacıya bu kadar ağır yük taşımasına, sorumluluk altında ezilmesine izin verilmemelidir.

Her şeyin, sevginin aşırısı da sağlıklı değildir. Beklentiler çok fazla olursa, ileride yerine gelmez ise çok çabuk tahtan indirilir, harcanır yazık olur.

Ekrem İmamoğlu barış diliyle, kaliteli politikacı duruşuyla seçimi kazanmasına olumlu katkı sağladı. Ama belediye başkanı seçimi kazanmasında muhaliflerin iyi organize olması, hatta muhalif olmayanların da oy vermesiyle seçildi. Bu duygu ve gerçeği doğru yansıtmak tüm demokrasi severlerin görevi olmalıdır.

Kenan Kolat, konuşmasında destekleyen bütün üyelere teşekkür etti. Her iyi ilerleme ilk adımla başlar. Berlin’de sayılı Türk işverenler ayrıca takdir edildi. Gelecek nesillere ve şimdiki gençlere işyeri açıyorlar. Kentimizin gelişmesine de çok büyük katkı sağlıyorlar.

Üyeler, bir gazeteci olarak böyle nezih kahvaltıların ara sıra yapılmasını duyurmamı benden rica ettiler.

İnsanların mutluluğu, özgürlüğü için, o günden bugüne otuz yıl geçtikten sonra şunu unutmayalım ki, bu ortak mücadele devam ediyor.                                     

Ekrem İmamoğlu

Hoşça kalın!  

İlter Gözkaya-Holzhey