KAAN BEY’İN DOLARLARI

ABONE OL
11:46 - 23/10/2020 11:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KAAN BEY’İN DOLARLARI

Dinlencedeyiz… Olanak olduğunca televizyon izlememeye, internete girmemeye çalışmaktayım. Zaten bulunduğum koşullar da buna pek olanak vermiyor. Sessiz, tenha, kuş cıvıltılarıyla uyandığım, geceleri yıldızlarla kucaklaştığım, denizin maviliğini ve doğanın yeşilliğini doya doya içime çektiğim bir yerdeyim. İstanbul’un yoğunluğu, kalabalığından sığındığım dingin bir limandayım.

Dinlencede seyrek de olsa bazı tanıdıklarla rastlaşıyoruz. Birkaç bardak çay içimi süresince söyleşiyoruz kimileriyle. Günün konusu, dövizdeki yükseliş… Kaan adında bir tanıdığımız var. 1980 sonrası kuşaktan… Özal’ın para odaklı yaşayan, uyanık geçinen ve ABD’yi kıble edinmiş cingözlerinden… Elinde telefon sürekli borsa, döviz ve faizi izleyenlerden… Aklınca ekonominin piri… Havasına bakarsanız Türkiye’nin en büyük para babalarından…

Dolar, Türk Lirası karşısında değer kazandıkça neredeyse sevinç çığlıkları atacak. Türkiye, büyük bir ekonomik saldırı karşısında direnmeye, tutunmaya çalışıyor; Kaan Bey ise fırsatçı tefeciler gibi mutluluktan dört köşe. Sürekli olarak “Tahminlerim çıktı, yatırımı iyi yere yaptım, kazandım.” demekte. Bu sözlerle de akıllı(!) olduğunu bizlere kabul ettirmeye çalışmakta.

Kaan Bey’e sordum.

“Sormak ayıp olmasın, ama kaç dolarınız var?”

“Yok… Niye ayıp olsun, söyleyeyim. On bin dolarım var.” diye yanıtlıyor beni.

“ABD saldırısı karşısında son üç ayda Türk Lirası, yüzde elliye yakın değer yitirdi. Bu demek oluyor ki, neredeyse satın alacağımız her şeye yüzde elliye yakın zam gelecek. Tabi, bu arada senin çalıştığın işyerinden her ay almakta olduğun ücretinin de satın alma gücü yüzde elliye yakın azalacak. Emekli maaşı olan annen için de bu söz konusu bu durum. Bunu seksen bir milyon insanla çarp… Ayrıca Türkiye’nin döviz borcunu düşün… Dolarla alınan kredilerle yapılan yatırımları hesap et… Dar gelirli insanların yaşam zorluğunu aklından geçiriyor musun?”

“Herkes benim gibi yapsaydı, bu duruma düşmezdi. Geleceği göreceksin ağabey! Önünü görmeyen kişi, hep zarar eder.”

“Şunu mu demek istiyorsun? Ülke batsın, ama ben ayakta kalayım. Gerçi sen de ayakta kalamıyorsun da…”

“Paranın yönüne iyi bakacaksın. Birikimini dövize çevireceksin. Böylece zarar etmezsin. Dolar artınca da kara kara düşünmezsin.”

“Kaan Bey! Türk-Amerikan savaşı var. ABD kazanacak, Türkiye kaybedecek, siz de sevineceksiniz… Bu nasıl Türk yurttaşlığı, siz kimin yanındasınız bu savaşta?”

“Tabi ki Türkiye’nin yanındayım. Ben, milliyetçi adamım… Kendi çıkarımı kollamam, ABD’ye destek olarak algılanmamalı.”

Konuyu değiştiriyorum. Tartışmanın gereği yok! Zaten son yıllarda kavramlar öylesine birbirine karıştı ki, kimin nerede durduğu belli değil.

12 Eylül’den sonra “Kağan” adının İngilizce yazımı kolay olsun diye ortadaki “ğ” çıkarılıp Türkçe yazım kuralları hiçe sayılarak “Kaan”a dönüştürülmedi mi? Adın bu dönüşümü, milliyetçiliğin nasıl NATO Türkçülüğe evrildiğinin bir göstergesi. Kaan Bey, eğer “Kağan” olsaydı böyle düşünür müydü acaba

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.