0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

JİMNASTİK SPORUNA BAKIŞ

2009 Temmuz ayının başlangıcı sporun farklı organizasyonları ile dop dolu geçiyor, burada ne transfer kaygısı, ne de kulüp değiştirmeyle ilgili hiç bir sorun yok. Burada yaşanan tek şey sporun güzellikleri, dostluğu ve dürüstçe yarışmalarıyla dopdolu olmasıdır.

Jimnastik sporu bilindiği üzere özellikle olimpiyat oyunlarının ve dolayısı ile Akdeniz Oyunları ile Üniversite oyunlarının temel dallarından biridir. Gerek uygulanışı ve gerekse seyri hiç kuşkusuz hem yapanı hem de onu izleyenleri son derece etkilemektedir. Unutulmaması gereken en önemli yönüde sanat ekini alan nadir spor ve dünyada en çok seyircisi olan bir spor dallarından birisidir.

Almanların özellikle Kunstturnen diye adlandırdıkları, dünyada ve ülkemizde de artistik jimnastik olarak adlandırılan bu spor dalı; ülkemizde (burada anlatamıyacağım kadar çok olan olumsuz koşullarına rağmen) yapılır ve hatta zaman zaman Avrupa ve Dünya çapında jimnastikçilerimizin çıktığını görürüz. Akdeniz oyunlarına katılan Ritmik ve Artistik (bayan-erkek) ekibimiz özellikle İtalya, Fransa, İspanya gibi ülkelerle hemen hemen eşit yarışlar çıkararak ritmik cimnastikte Fransa’nın ve İspanya’nın birer kişiyle kaldıkları finallere Türk sporcularımızdan Burçin Neziroğlu ile Pınar Akılveren finale kalma şansını yakalamıştır.

Yarın artistik jimnastik yarışmaları başlıyacak, umarım her şey yolunda gider ve sporcularımız bu zorlu rakipleri arasında dereceler yaparlar.

Beni en çok üzen ve kaygılandıran asıl anlatmak istediğim şey; bu güne kadar Üniversite yarışmalarında hep var olan ve 2005 yılında İzmir’de yapılan Üniversiyade de büyük bir başarı ile organize ettiğimiz jimnastik sporunun Zagrep’de olmaması. Ne oldu da jimnastik sporu yok bu şampiyonada acaba unutuldu mu? Ya da yetersizmi görüldü? Yoksa bazı klişilerin kişisel kaprislerine kurbanmı edildi jimnastik sporumuz.

Buradan yetkililere soruyorum 4 yıl süreyle hem okulundan ve hem de boş zamanından özveri ile zaman ayırıp çalışarak bu yarışmalara hazırlanan jimnastikçilerin bu emeklerine yazık olmadı mı? Ve yine soruyoruz bu insanların katılımına ilişkin kimler ve ne şekilde karar verirler acaba! Acaba hiç bu konuda cimnastik federasyonunun yetkili teknik kurullarına danışan oldu mu?

Ve dönüp tekrar soruyorum sporcularımıza böylesi bir motivasyonla yaklaşan bir anlayışın, bu spor dalının ülke düzeyinde yaygınlaşmasında nasıl bir katkı koyar?

Bu spor dalına hepimiz sahip çıkmalıyız ve bu konuda sorumluluk taşımalıyız, aksi takdirde ön yargılı davranmakla sadece kendi ülkemiz sporuna zarar veririz.

En içten saygılarımla.