0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İTİRAZ ETME – SORGULAMA

2015 yılının ağustos ayında bir şehit daha vermişti Osmaniye. Yüzbaşı Ali Alkan. 

Şehidin tabutu başında; “Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonuna kadar savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip şehit olmak istiyorum diye bir şey yok!” diye feryat eden de onun abisi Yarbay Mehmet Alkan’dı. Anımsayacaksınız.

Bu sözleri onun askerî nezaket kurallarına uymamaktan uyarı cezası almasına neden olmuştu.

Konu böylece kapandı sanan herkes 15 Temmuz darbe tiyatrosunun ardından ilan edilen OHAL ve KHK uygulamalarından sonra yanıldılar. Yanılanlara Yarbay Alkan da dahildir.

Çünkü; kifayetsiz muktedir, kardeş -kendi deyimiyle evlat- acısıyla yanıp tutuşan yarbayı, albaylığa terfi beklerken KHK lerden birinin içine soktu ve onu ordudan attırdı.

Yarbay son derece şaşkın! Yalnız o mu? Akl-ı selim sahibi herkesi şaşkına döndürdü bu KHK ler.

Söylediklerinde bu cezayı hak edecek ne var yarbayın?

“Çözüm” demediler mi?

Dönüp ardından “Sonuna kadar savaş” diyenler onlar değiller miydi?

Ne yapmıştı yarbay mâlumu ilandan öte?

Onlar değiller miydi çözüm hayaliyle, daha doğrusu başkan olmak sevdasıyla Kürtlerden almayı çantada keklik gördükleri oyların hesabıyla,  terör örgütüyle masalara oturanlar?

HDP Eş Genel Başkanı’nın “Seni başkan yaptırmayacağız.” açıklamasından sonra suya düşünce bu oy hesabı, “sonuna kadar savaş”ı yarbay mı ilan etti?

Ne mi yaptı yarbay?

Katıldığı toplantılarda askerin ve polisin terörle mücadele konusunda üstüne düşeni hakkıyla yaptığını, siyasetinse terörle mücadelede bütün olarak yetersiz kaldığını söyledi. Onların bu yetersizliğinin bedelini askerin ve polisin, büyük kent merkezlerindeki patlamalarla da sivil halkın ödediğini söyledi yarbay.
Neresi yanlış bu söylemlerin?

Cami duvarına çöğdürmüştü yarbay. “Al sana!” dediler. Bir KHK nin içine ittirdiler onu ve ordudan ihraç ettiler.

Böyle işliyor bu memlekette guguk. Pardon hukuk…

Hakkını aramaya Jandarma Genel Komutanlığı’na giden yarbayı içeri bile sokmamışlar.

Ordudan ihraç edilirsen eğer; rütben ne olursa olsun, er olarak terhis ediliyormuşsun. Al sana bir ceza daha.

Karşı mı çıkarsın? Sorgular mısın? O zaman onlar da sana sorarlar: “Kırk katır mı? Kırk satır mı?“

„Biz;  ‘Vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.’ diye yemin ediyoruz. Ama askersen illa sorgusuz sualsiz öleceksin diye bir mantık yok! Askerin öncelikli görevi ölmek değil, vatanı korumaktır. Bu ülkede 32 yıldır ölüyoruz zaten. Neden sadece asker, polis bedel ödüyor? Bu ülkeyi yöneten siyasiler neden bedel ödemiyor?” diye soruyor yarbay.
Deli midir, divane midir?

Sen bu zât-I (nâ)muhteremlerden daha mı iyi bileceksin yarbay?

Askersin sen! Sorgusuz, sualsiz öleceksin arkadaşım! Öyle mırmırlanma! 

Hasan Arslan