0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Aman yazının iddialı başlığına bakıp ta yediğim olası haltları anlatacağımı düşünmeyin… Sadece yaptığım gezilerden sonra içimde oluşan vicdan azabını birazcık hafifletmek için sizlerle bir utancımı paylaşmak istedim…

Şimdiye dek Dünyanın beş kıtasında sayısız ülke ve şehir gördüm, bugün gördüklerimle ilgili bir bilanço çizmeye kalktığımda kendi ülkemi tanımadığım utancı bilançomda eksi olarak sırıtıyor.

Dört beş kez gittiğim Mısır’ı İskenderiye’den Aswan’a kadar baştan başa tanırken, kendi ülkemin en doğusu olarak Konya’yı gördüm… Kaç kez bir GAP gezisi planladık, ama son anda terörizm tehlikesi yüzünden erteledik…

Küba’daki Domuzlar körfezine bile gördüğüm halde, henüz Çanakkale şehitliğini göremedim…

Paris, Viyana, Roma ve Londra gibi Avrupa başkentlerine defalarca gitmiş olduğum halde kendi ülkemin başkentine, Ankara’ya sadece iki kez gittim…

Yaklaşık on Yunan adasını görmüş olduğum halde henüz Kıbrıs haricinde hiçbir Türk adası göremedim…

Bütün Akdeniz kıyılarından geçerek Cebelik Tarık üzerinden tüm Kuzey Afrika Cumhuriyetlerini birkaç kez gezmiş olduğum halde henüz Karadeniz kıyılarını göremedim…

Teneriffa’daki ay krateri gibi olan “Teide” bölgesine bile tırmanmışken, henüz Kapadokya’daki peri bacalarını göremedim.

Atina’daki çakma Güllüoğlu’nda baklava yediğim halde, henüz orijinal Güllüoğlu’na gidemedim.

Avustralya’nın Philipp adalarındaki penguenleri izlemişken, henüz Birecik’teki kelaynakları göremedim…

Sina yarımadasındaki ‘deki Musa dağına çıkmışken, henüz Antakya Samandağ’daki Musa dağını göremedim…

Tüm bu benim için utanç verici tabloyu düzeltmek için karar aldım ve ilk etapta İstanbul’dan başlayıp karış karış kendi ülkemi gezeceğim…

Ayrıca, kendi kendime söz verdim, önümüzdeki yıl Allah nasip ederse inşallah kutsal topraklara, Mekke, Medine ve Kudüs’e de gideceğim…

Ahmet İNCEL