İSTESENİZ DE, İSTEMESENİZ DE

ABONE OL
18:18 - 01/10/2020 18:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İSTESENİZ DE, İSTEMESENİZ DE

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen 19. Milli Eğitim Şûrasında “ecdadının mezar taşlarını okuyamayan tek millet biziz” saçmalığının ardına sığınılarak, Osmanlıca dersi şimdilik İmam Hatip Liselerinde zorunlu, diğer liselerde ise seçmeli olmuştur. Osmanlıca tartışmaları açıkça cumhuriyet ile hesaplaşmaktır.

Cumhuriyet ile hesaplaşanlar, bilgisiz bırakılan yurttaşlarımızı kandırarak, oy avcılığı yapan hainlerdir. Türkiye’nin Harf Devrimiyle birlikte, Latin harflerini kullanmaya başlamasıyla geçmişle bağının tamamen koparıldığını, okuma yazma bilenlerin bir gecede sıfıra indiğini söyleyenler de, bu hainlerin içerisindedir. Harf Devriminden önce erkeklerde %6, kadınlarda %1’den az olan okuma yazma oranı ile geçmişle bağların nasıl koparıldığını, bu ortaçağın hain ve karanlık yobazları açıklamalıdır.

Arapça, Farsça ve Türkçe’nin karışımından yapay bir dil olarak türetilen Osmanlıca, bir yazı değil, Türkçe’nin anlaşılması güç, bozuk bir konuşma şeklidir.  Osmanlıca, saraylara ait bir dildi, ancak saraylıların da çok konuştuğu bir dil değildi. Osmanlılar zamanında bile Türklerin hepsi tarafından ne yazılmış, ne de konuşulmuştur, sadece yazışmalarda ve Divan edebiyatında kullanılmıştır. 

Cumhuriyet yönetimi, devlet arşivlerinde araştırma yapmak için, dileyenlere Osmanlıca eğitimini ilk günden beri vermektedir. Ancak zorunlu Osmanlıca isteyenlerin amaçları, bugün kullandığımız alfabeyi Arap dili alfabesine çevirmek ve eğitimi Arapça yapmaya hazırlıktır. Ardından dini eğitime geçmek için hazırlıklara başlanacaktır. Kısaca asıl amaç, medreselerdeki eğitimi bugünkü okullara taşımaktır. Medrese eğitimi ile kız – erkek birlikte eğitime son verilecek, Cuma günleri tatil yapılacak ve siyasal İslam’ın simgesi türban tüm topluma dayatılacaktır. 

Böylece eğitim çağındaki çocukların kişiliklerinin gelişmesine ve geleceklerine hiçbir olumlu katkıda bulunmayan bilgiler verilerek, kafaları karıştırılacak, bellekleri bulandırılacak, öğrenme hevesleri yok edilecektir. Daha sonra şeriat hukuku yasası dayatılacaktır. “Şeriat hukuku istemek hakkımdır, buna göre evlenmek istiyorum, buna göre miras hakkı istiyorum” diyenler çıkacaktır. Emperyalizmin desteğiyle Ortaçağ karanlığına dönmek için var güçleriyle çalışanlar, toplumsal varlığımız için büyük bir tehlikedir.

Çocuklarımıza, Osmanlıca’dan önce Türkçe’yi doğru okuyup yazmalarını ve güzel konuşabilmelerini öğretmemiz gerekir. Çocuklarımızı mezar taşı okumak yerine, bilim, felsefe, edebiyat, kültür, sanat ve yaşama sevincini öğretmeye yöneltmeliyiz. Bu bağlamda çocuklarımızın benliğini ve becerilerini geliştirme, kendini ve evrenin yapısını anlamaya yönelik bilgileri öğretme, kendini ifade edebilme yeteneğini geliştirme ve karşılaşacağı sorunları çözmeye yönelik becerileri kazandırmalıyız.

23 Aralık 1876 tarihinde kabul edilen ilk anayasa olan Kanunu Esasi’nin 18. Maddesi şöyledir: “Tebaa-i Osmaniyenin hidemat-ı Devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.” Bu madde, bugün kullandığımız Türkçe ile şöyledir: “Devlet görevlilerinin, devletin resmi dili olan Türkçe’yi bilmeleri zorunludur.” Bu maddeden haberleri olmayan siyasi iktidarın ve Tayyip Erdoğan’ın Osmanlı’yı da bilmedikleri ve sömürdükleri apaçık ortadadır.

Osmanlıca için “isteseniz de, istemeseniz de öğreneceksiniz, öğreteceğiz” diyen Tayyip Erdoğan, bu milletin dili olan Türkçe’den rahatsızlık duymakta ve milletin bir gün bile konuşmadığı Osmanlıca’yı kutsal saymaktadır. Amaçları Osmanlıca öğretmek değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni geriye götürmek ve yıkmaktır. Çünkü emperyalizmin isteği de bu yöndedir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesini geriye götüremeyeceklerdir, yıkamayacaklardır. Herkesin bilmesi gerekir ki, bu hainlikleri yapanlar isteseler de, istemeseler de yargılanıp gereğinin yerine getirileceğini bilmek zorundadırlar.


Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.