İŞ HAYATINI TEHLİKEYE SOKACAK GELİŞMELER!

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Siyasetle, demokratik açılımla, ıslak kuru mektuplarla ülke gündemi meşgul edilirken, halkın yaşamını doğrudan ilgilendiren konular ne yazık ki medya da yeterli yer bulamıyor.

Herkes siyasetçi herkes uzman, ahkam kesen kesene.

Çalışma hayatının hukuka göre işlemesi, konuyu daha da önemli hale getirmektedir.

Sorun; iş akdi, fesih ve tazminat konularında yaşanmaktadır.

4857 sayılı “İş Kanunu” nun 24/2 maddesi gereğince kendi kendine iş akdini feshettiğini öne süren kişilerce açılan davalar İş Mahkemelerinde görülmekte ve sonuçta iş hayatını tehlikeye sokacak gelişmeler yaşanmaktadır.

4857 sayılı yasanın 24/2 maddesi gereğince iş akdini kendi kendine feshettiğini söyleyen kişiler tarafından açılan davalarda hak talebinde bulunulmaktadır.

Yasaların mağdur edilen kişilerin haklarını korumak ve mağduriyetlerini önlemek amacıyla koyduğu kuralların uygulamada gerçek dışı iddialarla menfaat temin etmek için zorlandığı görülmektedir.

Bir işyerinde yıllarca çalıştığını iddia ederek, mesai, izin, kıdem tazminatı gibi taleplerde bulunan kişiler hiçbir maddi ve somut bir delili ortaya koymamalarına rağmen davaları kazanmaktadırlar.

İş Kanun’unun koruyucu hükümlerinin istismar edilerek iş barışını zedeleyici olarak yapılan iddialara karşı işyerlerini zorlukla ayakta tutmaya çalışan işverenler zor durumda kalıyor. Vergi, sigorta gibi son derece ağır mükellefiyetler altında ezilen işyerlerinin kapılarının açık olması kamunun menfaatinedir. Gerçekdışı iddialarla açılan davaların sonuçları, işyerlerinin tümden kapanmasına ve hiç çalışamaz hale gelmesine neden olmaktadır.

Hayali kıdem tazminatı vs. gibi taleplerin yanında geriye dönük olarak çıkartılması muhtemel sigorta prim talepleri ödenmesi mümkün olmayan rakamlara ulaşmaktadır. Bu şekildeki gelişmeler işyerlerinin kapısına kilit vurulmasına neden olur.

Neler yapılmalı?
İş Kanununca mağdur edilen kişilerin haklarını korumak ve mağduriyetlerini önlemek amacıyla koyduğu kurallar, gerçek dışı iddialarla menfaat temin etmek için zorlanmasının önüne geçilmelidir. Açılan davalarda hiçbir maddi ve somut bir delil ortaya konulmamasına rağmen genellikle işyeri aleyhine sonuçlanan bu tip davalar ile ilgili olarak iş hayatını koruyucu tedbirler alınmalıdır.

1-) İş mahkemelerinde açılan bu tip davalarda maddi ve somut delil ortaya koyma şartı getirilmeli, kararlar takdire bırakılmamalıdır.

2-) Yıllarca sigortasız çalıştığını iddia edenlere, iddia ettiği dönemler ile ilgili zaman sınırı ortaya konulmalıdır. Süresiz bir zamanı kapsayan iddialarla uğraşmak mümkün değildir. Sigortasız çalışma iddiasında olanlar bu durumlarını ilgili kurumlara bildirmek için müracaat etmek zorunda olmalıdırlar. Bu müracaatları ve şikayetlerini zamanında yapmayanların yıllar sonra hayali iddialarla ortaya çıkarak işyerlerini mahvedecek kararların alınması önlenmelidir.

İş hayatını ayakta tutmak ve iş barışına katkıda bulunmak için gerekli koruyucu yasal mevzuat değişikliklerinin yapılması önemli.

Önemli ama kim, nasıl, ne şekilde konuyla ilgilenecek ki!
Baksanıza milletvekilleri ne diyor? Telefon açılıyor meclise gelin diye bizde gidiyoruz, el kaldırıyoruz.. Konusundan habersiz, çıkarılmasında bile bilgisi yeterliliği olmayan milletvekillerinin çıkardığı kanunlar ve halk. Ne diyelim ki!

Günün Sözü: Çalışanın emeğini gözardı edenler, bir gün aynı duruma düşebilir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.