2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

IRKÇI SATICIYA DERS!

Bir gün acilen kablosuz video ve ses cihazına ihtiyacım oldu.
İsmini zikretmeyeyim büyük bir elektronik mağazasına girdim ve o cihazı almak istediğimi söyledim.
Bayan satıcı asık bir surat ile bana yerini gösterip gitti.
Paketin üzerindeki resimleri inceledim, alacağım o cihazdan kesin emin olamadım.
Satıcı kadına tekrar yönelip, bana bu cihaz hakkında bilgi vermesini rica ettim.
Burun kıvıraraktan, ben anlamam, başka bir arkadaşa sor deyip umursamaz bir şekilde tekrar oradan ayrıldı.
Normal anlamaya bilir diye bir başka satıcıya yönlendim.
Lütfen bu alet bana lazım almak istiyorum fakat teknik özeliklerini bana söyler misiniz dedim.
Aynı davranışı o satıcıda sergilemeye başladı, “üzerinde yazıyor görmüyor musun yoksa Almancan mı yok” dedi.
İyice sinirlenmiştim. Sizin göreviniz alacağım ürün hakkında bana bilgi vermek, Almanca bilip bilmediğim sizi ilgilendirmez.
Ben Sizin Şefinizle konuşmak istiyorum ve burada şefinizi bekliyorum dedim
İkinci satıcı aldığı cevapla o da sinirlenmişti, “bekle şimdi çağırırım gelir” deyip uzaklaştı.
On, on beş dakika beni orda beklettiler.
Satıcı kadın deponun orda orta yaşlarda biri ile biraz konuştuktan sonra adam bana doğru yöneldi, selam sabah demeden ukala bir şekilde “Ne var? Benimle görüşmek istemişsin” dedi.
Olayı anlattım ben bu cihazı almak istiyorum. İki satıcınız bana bilgi vermeyi bırakın, aşağılayıcı bir tutum içerisindeler dedim.
Şef hemen lafımı kesti,” hayır onlar bıkmış sizin ülke vatandaşları cihazları paketlerinden çıkarıp inceliyor öylece bırakıp gidiyorlar” deyince daha çok sinirlenmiştim.
Şefe dönüp hangi ülke vatandaşları diye sordum? “Türkler” dedi.
Peki, siz benim Türk olduğumu nerden çıkartınız deyince şef aptallaşmıştı. “Saçlarınız siyah esmersiniz” dedi.
O zaman cevabı yapıştırdım. Benim halis malis Alman vatandaşı olduğum beli değil mi dedim.
Şef başladı saçlarımı yüzümü süzmeye aldığı cevap karşısında ne söyleyeceğini şaşırıp dona kaldı.
O gün ben o cihazdan iki tane aldım eve getirip paketlerini boşalttım, elimi dahi sürmeden hepsini karmaşık bir şekilde bir poşete doldurup ikinci gün geri götürüp o şefin eline tutuşturdum.
Bir daha böyle ön yargılı olmamasını gelen müşterilerine adam gibi davranmasını önerdikten sonra paramı tekrar alıp oradan ayrılırken, Şef bir yandan paketlerinden çıkarılmış cihazlara bakıyor bir yandan da benim mağazadan çıkışımı izliyordu.

Ali Sönmez