İNSANLAR, TOPLUM BUNALIMDA MI?

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cinayetler, iftiralar, komplolar, tezgahlar, suçlamalar artmış durumda. Kimi ekonomik nedene bağlıyor kimi, iktidar hırsına, kimi gücü kaybetmemek için! Bahaneler çok ve çeşitli!

Ama ne nedenle olursa olsun sonuçta toplumda; mutsuz, huzursuz, gergin, sinirli insanlar çoğalıyor.

Tatminsizlik, huzursuzluk; her yerde, her kesimde var.

Peki kim mutlu kim mutsuz bunu belirlemek çok zor. Biri için önemli olan diğeri için önemsiz olabiliyor.

Öylesine ki; ya bunun içinde insan üzülür mü sorusunu birçok kişi sorar. Ancak kendisi için sorun olan konu olunca bak benim ne sorunlarım var diye serzenişte bulunabiliyor..

Günümüzde iş ve özel hayatındaki sorunlarla baş eden, gerçekten mutlu olan kaç insan var? Sorunlarımızı çözemediğimizde uzman yardımı şart peki ama kime? Psikoterapi mi ilaç mı? Hangi durumlarda başvurulmalı? En önemlisi iyileştirir mi?

Psikologlar çözüm için meslek yasalarının çıkmasını beklerken, kendisine yaşam koçu, medyum, astrolog diyenler ‘psikoterapi yapmayı’ sürdürüyor. Peki psikoterapi nedir? Ne işe yarar? Kimler psikoterapi almalı? Hangi durumlarda başvurulmalı? İyileştirir mi?

Psikoterapi sözcüğü Eski Yunanca’dan geliyor. Ruh, can, nefes anlamında ‘psyche’ sözcüğü ile iyileştirme, tedavi anlamlarına gelen therapia sözcüğünün birleşiminden oluşuyor. Psikoterapi, terapist ve hasta arasındaki ilişkiyi temel alan, konuşma üzerinden giden bir iyileştirme yöntemi. Psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorlukları tedavide kullanılır.

Esas amacı rahatsızlık veren belirtileri kontrol etmek veya ortadan kaldırmak olan psikoterapide, hastanın daha işlevsel olması amaçlanır. Bununla birlikte psikoterapi dengeli, sağlıklı hissetmek ve anlamlı bir yaşam sürmek maksadı ile de başvurulan bir yoldur.

Günlük yaşam zorlukları, tıbbi hastalıklar, sevilen bir yakının kaybı, psikiyatrik rahatsızlıklar, travma gibi problemlere yardımcı olmak için psikoterapi kullanılır. Kişinin genel hayatını eskisi gibi işlevsel olarak sürdürmesine engel olabilecek herhangi bir durum psikoterapiye başvurmak için geçerli bir neden. Her etnik gruptan, birçok farklı sosyo-ekonomik kesimden, farklı yaşlardaki kadınları ve erkekleri etkiler. Bu rahatsızlıklar kişinin düşünme yetisini, duygularını, davranışlarını ve problem çözme yetisini bozabilir. Bireyin okulda veya işteki günlük yaşamını etkileyebilir, ailesiyle veya arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ciddi boyutlarda bozabilir. Kişi, her zamankinden farklı hissettiğinde psikologla veya psikiyatrla görüşebilir.

Kriter, kişinin stresin üstesinden gelip gelemediği. Yaşanılan zorlukları mutlaka kendi başına çözmesi gerektiğine inanmak kişiyi psikoterapiye başvurmaktan alıkoyabilir. Hayat kalitesinde bozulma, ilişkilerde zedelenme, iş performansında kötüleşme başlayabilir. Kişi yaşadığı ızdırabla başa çıkabilmek için madde ve alkol kullanımına yönelebilir. Hatta problemlerin devam etmesiyle kişi kötüye uyum yapar, kayıplarının farkına bile varmadan kötüleşen hayat tarzına alışabilir.

Profesyonel destek almanın önündeki diğer bir etken damgalanma korkusu. Bu korkunun etkisinde uzmana başvurduğu için toplum tarafından garipseneceğini düşünür. Psikoterapi veya ilaç tedavisine başlasalar bile önerilen tedaviyi uygulamaktan kaçınır. Bu da çok iyi sonuç alınabilecek sorunların zamanla kronikleşip daha ağır hale gelmesine sebep olur.

Günün Sözü; İnsan kendi kendinin doktoru olmalıdır.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.