İNSANIN GELİŞİMİ, SPOR VE BİZ

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İNSANIN GELİŞİMİ, SPOR VE BİZ

Yazıma başlarken, spora ilişkin yorum yapmanın ve sadece negatif eleştirsel bir gözle bakmanın, sporumuzu hiç bir zaman olması gereken yere getirmeyeceğini biliyorum.

Bu bağlamda gerek çalIştırıcıların, gerek yöneticilerin, gerkse de taraftar ve sporla ilgili tüm bireylerin yorum ve değerlendirmelerini yaparken dikkat etmeleri gereken çok önemli noktalar vardır. Çok önemsizmiş gibi görülsede göz ardı edilmemesi gereken bazı noktaları sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Özellikle bu konuları dikkate alarak hep birlikte düşünmeye başladığımız an bence sporumuzun alt yapısına belirli düzeyde katkı koymaya başladık demektir.

Hangi tür spor dalı olursa olsun, genellikle malzememiz insan ve insan organizmasıdır; yani sporu genellikle insanlar (sporcu olarak) yapar ve bu sporu yapanlara yine insanlar (antrenör olarak) yardımcı olur. Durum böyle olunca öncelikle insan organizmasının gelişimini, psikolojisini çok iyi bilmemiz, algılayabilmemiz gerekmektedir ki! Sporda başarılı olabilelim.

Yaşamımızda sıkça kullanılan büyüme ile gelişme sözcükleri, gerçekte birbirinden farklı değişimleri içeren kavramlar olmasına rağmen. Genel olarak boy, vücut ağırlığı gibi fiziksel yapıda artışı işaret eden “Büyüme”, çoğunlukla çocuğun vücut yapısında meydana gelen sayısal değişiklikleri ifade etmekte ve bu durum daha çok anne ile babanın genlerinin yüksek düzeyde rolü ve beslenmeyle daha yakından ilgilidir. Bu durumda bireylerin yapacakları spor dalına uygun bir fiziksel yapıyı oluşturur.

Gelişim ise sadece bedensel yönden değişmekle kalmaz, aynı zamanda; duygusal, ahlaksal,cinsel, zihinsel, psiko-sosyal olarak da gelişmeler gözlenir. Bu nedenle gelişme, kavramı çocukta meydana gelen değişikliklerin hem nicelik hem de nitelik olarak ifade eder.

Bu durum daha çok sosyo-fizyolojik olup bir yığın psikolojik faktörlerden de etkilenirler. Buda şu anlama gelmektedir; çocukların bebeklik dönemimden itibaren (Anneden, babadan, öğretmenden, yazılı ve görsel medyadan, bebeklik döneminden itibaren oynadığı oyun ve oyuncaklardan, kısacası çevresinden etkilenerek) aldığı imputlarla büyür gelişir bir kişilik oluşturur ve davranşlarıda kendi kişiliğine uygun olur.

İşte sporda başarı ve başarısızlık, sporda etik, sporda sağlık, sporda fair-play, sporda hukuk gibi daha burada sayamadığım bir yığın sporla ilgili kavram, tıpkı büyüme ve gelişme döneminde olduğu gibi sporcuda, antrenörde, yöneticide ve taraftarda böyle bir süreçte büyür ve gelişir, davranışa dönüşür.

Kısacası; fiziksel yapı-yetenek, kişilik sporda başarı ve başarısızlığın öncelikli ve kaçınılmaz önemli iki ön koşuludur.

Sosyolojik açıdan spor ele alındığında üretenler ve tüketenler olmak üzere iki farklı grubun olduğunu ve hatta üretimden elde edilen kazancın artması sonucunda da farklı yollara baş vurmaların arttığını ve hatta bu iki grup arasındaki savaşların yıllarca sürdüğü bir dünyada olduğumuzu hatırlatmak isterim. Kuşkusuz bu büyüme beraberinde güzel ve güzel olmayan bazı olaylarıda getirir.

Bu açıdan baktığımızda aslında bu gün sporda çok büyük bir sorunmuş gibi bizlere sunulması, bizleri asla korkutmamalı, aksine bu problemleri sağlıklı düşünerek çözme yollarını aramalıyız. Burada tereddütsüz olarak eğitimin bu çözüm yollarının en başında rol alacağını burada bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum.

Ancak sportif gelişimle ilgili verilen eğitim söz konusu olduğunda hiç kuşkusuz burada da tıpkı diğer eğitim alanlarında olduğu gibi; pedagojik zorunluluk kaçınılmzdır. Gerçek bir eğitimden geçen bireyler, spor yaşamlarının sonuna kadar belirli bir terbiye ile başlar sürdürür ve sonlandırırlar.

Dünya’nın neresinde olursanız olun spor alanlarındaki şiddetin, başarısızlığın, adil olmamanın, fair (adil) davranmamanın altında yatan en büyük sorun o ülkenin demokratik olarak yönetilip yönetilmemesi ile ilişkilidir.

Ülkemizdeki şiddet, ırkçılık, rüşvet, kaçakçılık, sahtecilik ve sözünde duramama; stadlarımızda koltuk yakma yıkma, rakibi küçümseme, hakaret etme ve saygızca davranma gibi durumlar; sadece spor alanlarında mı var? Yoksa yaşamın her alanında raslanan bir şeymidir?

O ülkedeki sporun örgütlenmesi sağlıksız olduğu ve sadece bireylerin istekleri doğrultusunda yapıldığı zaman, iş artık kokuşmaya başlar diye döşünüyorum. Böylesine kötü koşullar altında işin ısrarla yürütülmeye kalkınması, özellikle de okullarımızda son günlerde ki beden eğitimi ve spor derslerinin hemen hemen yok denecek (seçmeli) hale getirilmesi sonucunda olimpiyat hayali kurmanın ne kadar saçma olacağını düşünebiliyormusunuz!

Futbolda şiddeti polisiye yöntemlerle çözmek kuşkusuz bir yöntem ama, asıl yapılması gereken hiç zaman kaybetmeden bu alanda yapılması gereken eğitimi hiç zaman kaybetmeden başlatmaktır. Bu eğitimi verebilecek nitelikli insanımızın hazır olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.

En içten saygılarımla.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.