0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türk milletinin gözünde Kurtuluş Savaşımızın kahramanı olarak anılan ve soyadını da zaferlerinden alan İsmet İnönü, Büyük Taarruz’un cephe kumandanıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci cumhurbaşkanı ve farklı zamanlarda 16 yıl 4 ay başbakanlık yapmış olan Lozan kahramanı İsmet İnönü, vatanseverliği, bilgisi, kültürü, kıvrak zekâsı, hoşgörüsü ve alçakgönüllülüğüyle milletin kalbinde saygın bir yere sahiptir.  

Ülkemizi İkinci Dünya Savaşı’ndan uzak tutan ve çok partili demokratik yaşamı getiren büyük devlet adamı İsmet İnönü’nün hayatı emperyalizme karşı savaşmakla geçmiştir. Emperyalist ABD’ye “yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de o dünyada yerini alır” diye sert tepki veren büyük siyasetçi İsmet İnönü gibi bir insana iftira atmak, Türkiye Cumhuriyeti’ni anlamamak ve tanımamak anlamına gelmektedir.

İsmet İnönü için yakışıksız ve gerçeğe aykırı sözler söylemek, kişinin iç dünyasını, çelişkilerini ve nefretini yansıtmaktadır. Aynı zamanda gündemi değiştirmek amaçlıdır. 16 yıldır Türkiye’yi yönetenlerin, ülkeyi içine soktukları krizin sorumlusu olarak İsmet İnönü’yü ve laik cumhuriyeti göstermeleri, tükenme noktasına geldiklerinin ifadesidir.

Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken ABD’nin Ankara eski büyükelçisi Morton Abramowitz’le tanışıp, iyi ilişkiler kuranlar, İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı sürecinde ABD İstanbul Başkonsolosu Carolyn Huggins ile sıkı dostluklar kuranlar, 25 Ocak 2004 tarihinde, “Amerikan Yahudi Kongresi”nden “Cesur Kişiler” ödülü alanlar, 11 Haziran 2005 tarihinde New York’ta, “İftira ve Karalama Karşıtları Birliği” adlı Siyonist Yahudi Lobisinden “Şefkat Gösterme Cesareti” ödülünü alanlar, İsmet İnönü’ye söz söyleyemezler. 

İsmet İnönü için ABD bayrağı sallıyor diyenlerin, PKK terör örgütünün bayrağını Ankara’da ve İstanbul’da göndere çektikleri unutulmadı. Oslo’da PKK terör örgütüyle masaya oturdukları belleklerden silinmemiştir. Habur’da PKK terör örgütünün elemanları için çadır mahkemeleri kurduranlar, şehirlere silahlar yığılırken, valilere “operasyon yapmayın” talimatını verenler, çocuk katili PKK terör örgütünün başına ‘sayın’, şehitlerimize ‘kelle’ diyenler, İsmet İnönü’ye söz söyleyemezler. 

“ABD Başkanı’nın sesini özlediğinizi” söyleyeceksiniz, Irak’ı işgal eden ABD askerleri için 31 Mart 2003 tarihinde The Washington Post Gazetesi’ne verdiğiniz demeçte “kahraman genç erkek ve kadınlarınızın anavatana en az kayıpla dönmesini umuyor ve dua ediyoruz” diyeceksiniz, danışmanlarınız ABD yetkililerine “sakın deliğe süpürmeyin, kullanın” diyecek ve siz ABD’ye karşı olduğunuzu söyleyerek buna halkın inanmasını bekleyeceksiniz.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin-BOP Eşbaşkanı olduğunuzu söyleyeceksiniz, Fethullah Gülen için “ne istediniz de vermedik” diyeceksiniz ve siz ABD’ye karşıyım diyeceksiniz. ABD’li papaz görünümlü Andrew Brunson için “FETÖ ve PKK terör örgütleri adına suç işlediğini, casusluk yaptığını” söyleyeceksiniz, hakkında 35 yıl ceza isteyeceksiniz ve ardından ABD’nin baskısıyla serbest bırakılmasını sağlayacaksınız. ABD emperyalizmi için zafer, Türkiye Cumhuriyeti için utanç olan bu karar ile devletimiz rezil edilmiştir. “Yerli ve milli” olmanın ne olduğunun farkına varamayanların, İsmet İnönü’nün adını ağzına almamaları gerekir.

1950 yılından bu yana Türk sağı, ABD’ye eklemlenmiştir. İlk dış borcu alan ve küçük Amerika olmakla övünen Adnan Menderes’ten itibaren Türk sağının siyasetçileri, tam bağımsızlığı bırakarak, ABD siyasetinin yörüngesine uygun tavır geliştirmiştir. Önceki yöneticilerin ABD hayranlığı sonucunda bugün yaşadığımız sıkıntılı günlere gelindiğini unutmamalıyız. Ulusal kahraman İsmet İnönü’nün şu sözü tarihe geçmiştir ve bugün geldiğimiz durumu da özetlemektedir: “Namusluların da en az namussuzlar kadar cesur olmasına ihtiyacımız var.” 

Suay Karaman