İNADINA BARIŞ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Birinci dünya savaşının izleri silinmemişken, ikinci Dünya savaşı ile yaşanan vahşet ve trajediden hala ders çıkaramadık. Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Barış Günü” olarak ilan edilen 1 Eylül’e, 2012’de savaşların, çatışmaların gölgesinde girdik. Bence, herkes kendi vicdanında sorumluluğunu sorgulamalı. Emperyalist-kapitalistler savaş istiyor. Biz barış diyerek zayıfladıkça Baronların savaş oyunları güçleniyor.
ABD, Rusya ve Almanya’nın başını çektiği silah tüccarları dünya üzerinde kan ve gözyaşı üzerinden besleniyor. Afganistan, Irak, Libya işgalleri, Suriye’yi işgal hamleleri ile Orta Doğu kan gölüne çevrildi. Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde çatışmalar devam ediyor.

Savaş’ta 2011, 1945’i solladı
Heidelberg Çatışmaları Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan araştırmaya göre; 2011, İkinci Dünya Savaşı’nın bittiği 1945’ten bu yana en çok savaşın yaşandığı yıl olarak tarihe geçti. Enstitü, 2011’e kadar en fazla savaşın 16 savaşla 1993’ü olduğunu belirtirken, 2011’deki savaş sayısını 20 olarak saptadı. Kurum aynı yıl içinde dünya genelinde 40 çatışmadan 38’ni “yüksek derecede çatışma” olarak tespit etti.
Yoksul ülkeler silah pazarı
ABD Kongresi tarafından hazırlanan rapora göre, 2011 yılı dünya genelinde silah alımı 85,3 milyar dolar. ABD’nin payı ise tam 66,3 milyar dolar. New York Times gazetesinin verilerine göre, ABD, geçen yıl 21,4 milyar dolar olan silah satışını 2011 yılında üçe katlayarak 66,3 milyar dolara çıkardı. ABD’nin en büyük müşterileri ise, İsrail ve “Arap baharı” korkusu ile sırtları sıvazlanan; Suudi Arabistan, 33,4 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 4,5 milyar dolarla Umman da 1,4 milyar dolarlık silah anlaşması yaptı. Hindistan, ABD’den 4,1 milyar dolar değerinde C-17 nakliye uçakları alırken, Tayvan da, Çin korkusu nedeniyle Washington’dan 2 milyar dolar değerinde füze savunma sistemi satın aldı.
ABD Kongresi’nin raporuna göre, ABD’yi silah satışında Rusya 4,8 milyar dolar izleyen ikinci ülke, Almanya üçüncü ülke oldu. Almanya en çok silahı Türkiye ve Yunanistan’a satıyor. Böylece dünya genelinde yürütülen savaşların bu üç ülkenin ürettiği silahlarla gerçekleştirildiği ve savaş pazarlarını yönettikleri ortaya çıkarıyor.
Baronlar Savaş İstiyor
Suriye’yi işgal planları, İran-İsrail/ABD gerilimi, Rusya-Batı gerilimi, Japon-Çin gerilimi sürüyor. Emperyalistler, Dünya’da egemenliğin koruma, enerji ve hammadde kaynaklarını elinde bulundurmak istiyor. Halkları inanç, ulus, mezhep… üzerinden ayrıştırarak kendisine yönelik cephe oluşmasını engelliyor. Dünya’da savaşlar çoğaldıkça, silah satışındaki oranlar paralel olarak artıyor. Buna bağlı olarak, Emperyalistlerin, savaş pazarındaki karları artıyor.
Kafalarımızı neden kuma gömüyoruz?
Bütün bunları biliyoruz. Bütün bu saldırılara karşı mazlum halkların çözümü de var. Mesele kafayı kumdan çıkarma, mesele aynaya bakarak kendimiz ile hesaplaşma. Mesele insan olma…

Sorun, insani değerlere sahip çıkma erdemliliği ve çıkamama zavallılığımızda. Biz; Din, dil, ırk, mezhep, renk üzerinden ayrıştırılıyor, çatıştırılıyor, savaştırılıyoruz. Hala sıranın bize gelmesini bekleyen seyircileriz. Gözler kör, kulaklar duymuyor. Zalimler nerede zulmediyor? Yeraltı zenginliklerinin olduğu bölgeler, İnsan emek gücünün olduğu ülkeler, kendi pazar paylarına ortak çıkmaya çalışan memleketler.
Sorun Biziz; İnsanlığımızı korumayacak kadar, çaresiz, güçsüz ve zavallımayız? Bu tutumumuzla kendimizi insan olarak nasıl tanımlayacağız? Bu sessizliğimizle, inançlarımıza uygun yaşadığımızı nasıl söyleyeceğiz? Ulusal değerlerimize bağlılığımızı nasıl açıklayacağız. Geleceğimiz olan çocuklarımıza ne ile izah edeceğiz. Sıranın bize geldiğinde kiminle nasıl karşı koyacağız?
Çözüm Biz ‘de: Savaşa karşı – Barış’ı, Ayrışmaya karşı -Birlikte Yaşam’ı, Ortak değerlerimizi güçlendirerek farklılıklarımıza hoşgörüyü her alanda ortaya koyduğumuzda insan olmanın onurunu korumuş, savaş kurucuların oyununu boşa çıkarmış oluruz.
Hadi Hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.