İMAMLARA YETKİ VERİLMELİ ASLINDA AMA…

ABONE OL
11:48 - 23/10/2020 11:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İMAMLARA YETKİ VERİLMELİ ASLINDA AMA…

Normal şartlarda, özünde herhangi bir hinlik, ard niyet olmadığında, amaç iyi niyet ve çözüm olduğunda, imamların nikâh kıymasında bir sakınca yok bence. Hatta, nikâh kıyma işinin, ayrıca dini olanını da arzu etmeyen, istemeyen ya da inanmayanlar dışında, imamlarca kıyılması çok daha isabetli olacaktır.

Şayet, belediye nikâh memurlarının yetki ve sorumluluklarıyla, zorunluluğuyla olacaksa, yani sadece aldım kabul ettim ve 2 duayla olmayacaksa, pek çok yanıyla çok daha doğru bir uygulama olur!.. Böylelikle, sadece imam nikahıyla evlenmelerin ve her kafası esen erkeğin boş ol diyerek evlilikleri bitirmesinin, kadına hiçbir söz hakkı verilmemesinin önüne geçilmiş olur.

Dini, resmi diye ayırmak anlamsız aslında; nikâh, nikahtır ama yıllardır dini-resmi diye ayrı düşünen ve farklı zanneden topluma bunu anlatmak, dini denilenini ortadan kaldırmak, kısa vadede buna inandırmak kolay iş değil. Ancak uzun vadede ve eğitimle gerçekleşebilecek bir durum.

Nikahtan amacın ne olduğu malum. Hem herkese o iki kişinin evli olduğunu bildirmek, çocukların soyunu belirlemek, hem de kadınla çocukların mağduriyetinin önüne geçerek, haklarını temin etmek amaçlı. Bu aslında dinisinde de aynı, resmisinde de. Nikâhın kelime anlamı akit, yani sözleşme ve anlaşmadır. Bu anlaşmanın, kadınla erkeğin hukuksal haklarının korunması açısından Allah’ın emrettiği usule uygun olup istismar edilmemesi için, resmi nikâh şarttır. Çünkü maalesef imam nikâhlarında kadınların yüzde 99’u mağdur duruma düşmektedir. Zaten imam nikâhı diye bir nikâh aslında yoktur. Peygamber, dini kimliğinden dolayı nikah kıymamıştır. Aynı zamanda devlet başkanı da olduğundan nikah kıymaktaydı ki bu da resmi nikahtı.

Osmanlıda bu görev kadıya verilmiş, kadı da bu görevi imamlara devretmişti. Bu nedenle de imamların kıymasına rağmen, Osmanlı’daki nikâhların hepsi resmiydi. Bu gelenek daha sonra günümüze kadar geldi ama Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla nikâh kıyma yetkisi belediyelere verildi. Yani geçerli olan, belediye görevlisinin kıydı resmi nikahtır ama insanımız, resmi nikâh yanı sıra, eskiden gelen bu geleneği de sürdürmektedir. Kimi de, Allah katında da makbul olması için ayrıca bir de imam nikâhı kıydırmaktadır. Oysa resmi nikah da aynı amacı güttüğünden, Allah katkında makbuldür. Çünkü Allahın nikahla temin edilmesini istedikleri, resmi nikâhta da mevcuttur. İmam nikâhlarının Hukukta ve yasada bir karşılığı olmadığından, yasal olmayan paralel nikâhlardır. İsteyen resmiden sonra dini nikâh da yaptırabilir ama bunun dinen bir hükmü yoktur. Çünkü bir konuda iki sözleşme olmaz, gereksizdir de. Resmi olanında dua olmadığından dolayı ayrıca İmam nikahına başvuruluyorsa da, törene gerek yok. Zaten nikahın gerekleri resmisiyle sağlanmış oluyor, arzu edenler, evlerine gittiklerinde, ayrıca kendi kendilerine dualarını da yapabilirler. İlla bir din görevlisi bu duayı yapsın istiyorlarsa da, çağırsınlar görevliyi, ettirsinler duasını. Bu kişilerin tercihine kalmış bir uygulama.

Ayrıca görüyoruz ki hele de günümüzde, suistimale açık ve kadını mağdur etmeye müsait bir uygulama. Dini nikahı, inananlar bile, çıkarları doğrultusunda kullanmakta. Kayıt altına alınmadan ve devlete bildirilmeden uygulanmakta, kadın mağdur olmakta, rahatlıkla kullanılmakta, çocuklar da çoğunlukla kayıt altına alınamamakta ve de erkek bıktığında ya da bir nedenle artık o birlikteliği sürdürmek istemediğinde, kadını rahatlıkla, hiçbir sorumluluk duymadan, bedel ödemeden kapının önüne koyabilmekte ve de kadın hiçbir hak iddia edememekte, şikayette bulunamamakta!.. Bu da, ard niyetlilerin pek bir işine gelmekte.

İncelendiğinde görüyoruz ki dini nikahta da, erkeğin yükümlülüğü büyük ve de oldukça ağır, kadının da gerek evlenmekte, gerekse boşanmakta söz hakkı var ve boşanma talebi kadından da gelebilmekte ama bu yanları hep göz ardı edilmekte, uygulanmamakta, dolayısıyla kadın yoksanarak, alınıp satılan, erkeğin egemenliğindeki mal durumunda.

Şayet imamların yetkisi de, belediye memurununkiyle aynı olacaksa, kadına da sorulup rızası alınacaksa ve kayda geçecekse, boş ol demek kâfi olmayıp mahkemeler yetkili kılınacaksa yararı büyük. Böylelikle kayıt dışı evlilikler engellenmiş olacak, çocuklar anında nüfusa geçecek, erkek usandığında, rahatlıkla kadını kapı önüne koyamayacak.

Vekaletle kıyılmadığından, bazen kadının haberi bile olmaksızın gıyabında nikah kıyılamayacak. Hele de baba rızası esas alınarak küçücük kız çocuklarına, hele hele tecavüzü aklamak, gizlemek adına kıyılamayacak!..

Hıritiyanlıktaki nikâhlara atıfla, kliselerde rahipler, papazlar kıyıyor da, bizde neden imamlar camide kıymasın deniliyor ama onlardaki çok farklı ve de resmi, kayda geçiyor ve  Katoliklerde örneğin, o nikâh bozulamıyor!..

Nikahtan amaç, birlikteliği yasallaştırmak, yanı sıra da, zinayı ortadan kaldırmak olduğuna göre, resmi nihâkla, bu amaç da sağlanmış oluyor zaten.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem de, İslam dininde ”dini nikahın” olmadığını belirterek, ”Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kıyılan resmi nikah, İslam dininin de geçerli saydığı nikahtır” diyerek, konuya açıklık getirmiştir!

Prof. Dr. Yeprem, rahip ve papazların kiliselerde kıydıkları nikahı örnek gösterenlere ise,  ”dini nikahın”, kilisede, rahip ve papazlar tarafından kıyılması mecburi olan Hristiyan nikahı için kullanılan bir terim olduğunu, dini ya da imam nikahı diye adlandırılan nikahın da Hıristiyanlardan bize geçmiş olduğunu, onlarda, rahip ve papazların, Tanrı adına söz söyleme ve hareket etme yetkilerinin olduğunu, kilise ve papazlarla rahiplerin kulsal kabul edildiğini, oysa İslamda, din adamlarının Allah adına yetkili olmadıklarını, sadece Allahın emirlerini nakletmekle görevli olduklarını ve de İslamda kutsallık diye bir kavramın olmadığı yanıtını vermiştir!

En yetkili ağızdan, akla ve mantığa da uyan bu açıklamaya rağmen, ille de imam nikahında diretmenin, çok farklı amaçlara hizmet olduğundan kuşku duymamak mümkün değil.

Tam bir açıklama yapılmadığından, pek çok konuda olduğu gibi amaç belirtilmediğinden dolayı, bilemiyoruz nasıl olacağını da, ne olacağını da, asıl amacın ne olduğunu da.

Büyük ihtimalle bugüne dekki amacından farklı olmayacak; gizli ya da sorumsuz birletik yaşamak isteyenlere çanak tutulacak, küçük yaştaki evlilikler yasallaşmış olacak, tecavüzcülere mahkeme yolu kapanacak, bütün yanlışlar, bütün pislikler sözüm ona temizlenmiş olacak, kadın daha da yoksanmış, daha da mağdur olacak!..

Kuşkuluyuz, endişeliyiz ve korkuyoruz olacaklardan, nikahtan sonra, imamlara başka konularda da yetkiler verilebileğinden de endişe ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki pek çok konuda, güzel görünen, yararlı görülen bir uygulama, sonraki süreçte hiç de söylendiği ve göründüğü gibi olmadı. Hemen hepsinde bir ard niyet, bir göz boyama, kandırmaca, altında yatan çok başka maksatlar vardı! Tezgâhtı!..

Yoksa durup dururken, neden çıksın ortaya imamlara nikah kıyma yetkisinin verilmesi?!!

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.