0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yanılmıyorsam, Dünya’nın hiçbir ülkesinde hatta ve hatta Afrika’nın yeni devlet olmuş ve parlamento sistemine geçte olsa girmiş ülkelerde taze demokrasi uygulanan ülkelerde bile ülkemdeki İktidar ve muhalefet arasındaki gergin siyaset anlayışı yoktur.

Bu bizim birazda Akdeniz ikliminde yaşamış olmamızdan kaynaklanıyor olsa.

İkinci Dünya savaşında mağlup Almanya’nın müttefiki olduğu için İtalyanlar da savaş sonrası savaşı kaybetmiş olan ülkesini lideri olan faşist Musolini`yi katır kuyruğuna bağlayarak feci şekilde öldürmüşlerdir.

Halk tabiidir ki, hiç yoktan savaşa girmiş ve kaybetmiş olmasından dolay öfkeli olabilir ama Liderini Katır kuyruğuna bağlayarak öldürecek şekilde öfkelenme hakkına sahip değildir.

Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine getirmek için çalışmaktan başka (eğer suçsa) sucu olmayan Başbakan Rahmetli Adnan Menderes`in idam edildiği gibi.

Oysa,1945 1989 senesine kadar halkını her türlü hürriyetten ve Bati Almanya nazaran çok daha imkânsızlıkla yasatmış olan Doğu Almanya Reisicumhuru duvarlar yükledikten sonra normal vatandaş gibi yaşamış ve defalarca Sili`de yasayan kızına gidip gelmiştir.

İşte Güney ile Kuzey in farkı güneyliyle çok çabuk sevilirler ve öfkelenirler. Kuzeyliler ise geç sevinirler ve Güneylilere nazaran mantıkla ve insancıl davranırlar.

Erken veya geçte olsa ülkemizdeki halkımın ve siyasetçilerimizin de daha mantıklı ve sağ duyu ile hareket etmeleri mümkün olacaktır.

1945 ila 1960 yılları arasında CHP ve DP arasında başlayan restleşmeler ve kırıcı siyaset Rahmetli Süleyman Demirel`in basiretli ve akılcı politikaları sayesinde yumuşamış ve 2010 yılından itibaren de AKP ve CHP arasında siyaset anlayışı tekrar ediyorum Dünya’nın hiçbir ülkesinde görülmeyecek kadar sertleşmiştir. Halbuki, iktidar partisi de her atacağı adimi muhalefetle görüşmeli ve çıkaracağı kanunlarda da muhalefet ile işbirliği yapmalıdır.

Oysa yaşadığımız Almanya’da iktidarda CDU olmasına karsın SPDli bir Reisicumhur adayını ben iktidar partisiyim ve çoğunluktayım diyerek karşı çıkmamış ve bir SPD mensubunu Reisicumhur olarak onaylamıştır.

Bu ülkede İktidarla Muhalefet arasında çok ufak nüanslar olmasına karşın Almanya denildiği zaman Beraber olma ve Almanya’nın haklarını korumak için el ele vermektedirler.

Birde bizim ülkedeki siyaset anlayışına bakalım İktidar Ana Muhalefet Liderine, Anamuhalefet lideri dememiş o zat diye hitap ederken, Muhalefet Partisi lideri de Hiçbir zaman Reisicumhur demeyip, hatta ve hatta sayın kelimesini bile kullanmaktan imtina ederek Recep Tayyip diye hitap etmiştir. Daha da ileriye giderek bugün muhalefet partisinin, Lideri yurt dışındaki temaslarında Türkiye ye yatırım yapmayın, Türkiye güvenilir bir ülke değildir diye düşmanca ifadeler kullanmıştır. İleride iktidar oldukları zaman bakan olacak, acınacak kadar zavallı olan biri İktidar ne kadar güzel isler yaparsa yapsın biz muhalefet eder, çünkü halk bize muhalefet görevini vermiştir diyebilmektedir. Batıda bu ifadeyi kullanan siyasetçilere millet poposu ile güler ve sittin sene onu politika sahnesinden siler.

Temennimiz odur ki Muhalefet Partileri akıllarını başlarına almalı ve siyaset diline yakışan nezaketle iktidar partisine yapıcı teklifler getirmeleri ve iktidar partisi de bu yaklaşımı samimiyetle kucak açması gerekmektedir.

Sağlıcakla Kalınız.