İKİ KONU

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İKİ KONU


STK’LER KAHVALTISI

Cumartesi sabahı (16.01.2016) Berlin Müstakil İşadamları Derneği(MÜSİAD)’nin davetine icabet ettim. Berlin’de hizmet veren Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK) bir masa etrafında buluşma daveti. Dernek temsilcileri çoğunlukla oradaydı. Geniş yelpazede bir profilin oluştuğu görünüyordu. Organizasyon güzeldi. 

Başkan Veli Karakaya’nın teşekkür konuşmasından sonra, genel müdür Önder Coştan Berlin Müsiad’ın faaliyetlerini tanıttı. Sonra kahvaltıya geçildi. Akabinde katılımcılar temsil ettikleri derneklerini tanıttılar,  hizmetlerinden bahsettiler. 

50 yıl önce Almanya’ya işçi olarak gelen Türk insanının çocuklarının ve torunlarının nerelere geldiklerinin değerlendirilmesi yapıldı. Her toplantıda olduğu gibi, “eğitim, birlik ve beraberlik” yine öne çıkan iki ana konu oldu. 
Herkes eteğindeki taşları dökerse birlik ve beraberlik sağlanacak ve eğitim de istenilen seviyeye ulaşsın diye ancak o zaman çalışılabilecekti. 

Konuşmalar iyimserdi. Ancak konuşmacılar da biliyorlardı ki, Türkler kahvaltılarda, iftar sofralarında bir araya gelirler, birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar, güzel konuşmalar yaparlar ve ayrılırlar. Bir sene sonra film yeniden başa sarılır ve bu böyle devam eder gider. Bu uygulama 50 yıldan beri böyledir. 

‘Türk toplumu neyi yapamaz?’ diye sorulursa cevabı herhalde şöyle olacaktır: “Türk toplumunu ilgilendiren önemli konuları gündeme alıp o konular üzerinde konuşamazlar. Her STK kendi göbeğini kendisi kesemez. Çünkü göbek bağıyla Türkiye’de bağlı olduğu bir kurum vardır. Dünya görüşleri farklıdır bu kurumların.  Bu farklılık çeşitlilik olarak görülmez. İhtilaf olarak görülür.” 
İhtilaflar düşmanlıkları besler. İttifakları beslemez. Berlin’de iftar sofralarında ve kahvaltılarda, etkinliklerde bir araya gelen Türkler aslında birbirlerinin can ciğer dostları değildirler. Sadece birbirlerine tebessüm ederler, gündemi belli toplantılar belki zamanla bu çarpık yapıyı bozabilir. İstisnalar her zaman vardır elbet. 

Bu açıdan bakıldığında kahvaltıda, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)  ve İlahiyatçılar Derneği (İLAD) temsilcilerinin yaptığı teklif değerlendirmeye değerdir: “ Bu kahvaltılar gündemi belli toplantılar halinde her ay bir başka dernekte rutin olarak yapılmalıdır.” 

Kısa sürede gündemli toplantılar sıkıntılı geçecektir. Ancak uzun vadede faydalı sonuçlar elde edilebilir. Denemeye değer bir tekliftir. 

TACİZ/ KÖLN 

Almanya tacizle yatıyor tacizle kalkıyor. Yılbaşında Köln’de mülteciler Almanlara tacizde bulunmuşlar.  Anlatılış şekline bakılırsa taciz değil de sanki tecavüz yapılmış. Taciz Almanya’da her zaman yapılıyor. Karnavallarda yapılıyor, festivallerde, eğlence yerlerinde yapılıyor, toplu taşıma araçlarında, zaman zaman iş yerlerinde yapıldığı duyuluyor. 

Almanya tacize yabancı bir ülke değilken Afrikalı mülteciler üzerinden birdenbire gündeme niçin oturuverdi dersiniz? Hemen sonrasında mültecilere havuz yasağı getiriliverdi: “Almanya’nın Bornheim kentinde erkek mültecilerin belediyeye ait yüzme havuzlarına girişleri yasaklandı. Kent idaresi, alınan bu yasak kararını savundu.” (Radikal/15/ 01/ 2016)

Bakalım arkasından başka neler çıkacak. Bekleyip göreceğiz. 

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.