İKİ 1 MAYIS ANISI

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

1977 yılının mayıs ayında daha Türkiye’deydim. Bursa Anadolu Lisesi’nde Türkçe öğretmeni olarak çalışıyordum. TÖB-DER Bursa Örgütü 1 Mayıs Taksim Kutlamaları için otobüsler kiralamış, listeler hazırlamıştı. Bursa’dan İstanbul’a gidecek ve 1 Mayıs İşçi Bayramını Taksim’de kutlayacaktık. Sabah erkenden kalktım. Fena halde üşütmüştüm ve ateşler içinde yanıyordum. Ben diyeyim 39, siz deyin 40 derece ateş…

Buna karşın gitmeye karar verdim arkadaşlarımla. Eşim, bir anlamda yalvararak gitmeme engel olmaya çalıştı. Dinlemedim. Evden çıktım. Daha on adım atamadan yığıldım, kaldım. Gücüm kendi ağırlığımı taşımama yetmiyordu. Çaresiz geri döndüm. Çok sevindi eşim. Hemen attım kendimi yatağa. Karabasanlar görerek geçmişim kendimden. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, eşimin çığlıklarıyla uyandım.
“Gel! Gel, dinle! Bak neler olmuş İstanbul’da.” dediğini anımsıyorum bugün. Taksim’deki kutlamalarda, ayrıntısını sizin de bildiğiniz olay yaşanmış ve 33 insan yaşamlarını o gün Taksim’deki alanda bırakmışlardı.
O gün İstanbul’a gitmemiş olmaktan bu gün de, size garip gelebilir belki ama, utanıyorum. O gün orada olmamakla suç işlediğim inancı var bende. Her 1 Mayıs’ta anımsar ve derin acılarla karışık bir utanç kaplar bedenimi.
ŞİŞLİ MEYDANINDA

Şişli meydanında üç kız 1977 unutulmaz yılın adı
Biri Çiğdem Biri Nergiz 1 Mayıs Bayramı idi
Vuruldular güpe gündüz

Sorarlar birgün sorarlar Sorarlar birgün sorarlar
Sabahın bir sahibi var Sabahın bir sahibi var
Sorarlar birgün sorarlar Sorarlar birgün sorarlar
Biter bu dertler acılar Biter bu dertler acılar
Sararlar birgün sararlar Sararlar birgün sararlar

Beşyüz Bin Emekçi vardık O günün anısına Timur Selçuk bestelemiş
Taksim Meydanına girdik ve okumuştu bu şarkıyı.
Böyle bir İstanbul gördük

Sorarlar birgün sorarlar
Sabahın bir sahibi var
Sorarlar birgün sorarlar
Biter bu dertler acılar
Sararlar birgün sararlar

Unutulmaz yılın Ekim ayında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı bir sınavı kazanarak Batı Berlin’e gönderildim öğretmen olarak. 1978 Yılı 1 Mayıs kutlamalarına Berlin’de katıldım. Birlikte çalıştığım “ülkücü” öğretmenler, kutlamalarda çektikleri fotoğraflarımı da ekleyerek bakanlığa suç duyurusunda bulunmuşlar. Üç bakanlık müfettişi geldiler bu nedenle Berlin’e. Teftiş kurulunun başkanı Baş Müfettiş Ahmet Maruf Buzcugil’di.

Bana sorulan sorular arasında “1 Mayıs kutlamalarına katılarak suç işlemişsiniz. Bu davranışınızı nasıl açıklayacaksınız?” gibi bir soru da vardı. Ben; bana yöneltilen soruları yanıtlarken Sayın Buzcugil, hemen omuz başımda, yazdıklarımı okuyordu. 1 Mayısa ilişkin soruyu yanıtlarken “Evet, 1 Mayıs kutlamalarına katıldım. Kutlamalar 1 Mayıs’ın işçinin ve emekçinin bayramı olduğuna inandığım için katıldım. O gün oradaydım. Bundan sonra da her 1 Mayıs’ta meydanlarda olacağım.” falan gibi bir yanıt verdiğimi anımsıyorum. Baş Müfettiş bir ara omuzuma dokundu ve; “Bırak kalemi Hasan Bey! Yürü aslanım! 1 Mayıslarda yürüyenler yurdumuzun ve insanlarımızın düşmanları değildirler. 1 Mayıs’ta yürüyen komünist de olmaz öyle hemen. Eğer o iş o kadar kolay olsaydı Alparslan Türkeş’in elini sıkan Sayın Ecevit de faşist olurdu.” falan gibi bir şey söyledi.

“Ne alâka?” diye sorabilirsiniz ya da soran çıkabilir.

Bu soruya en doğru yanıt, olsa olsa, “Kel alâka!” olur.

Dün, 1 Mayıs 2011 günü, sabahın sahipleri hem hesap sordular hem de, işçileri ve emekçileri, 34 yıl sonra, 1977 1 Mayıs’ının o akıllardan çıkmayan resminin altında toplayarak yaraları sardılar.

AŞK OLSUN ONLARA, AŞK OLSUN!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.