İÇİMİZDEKİ DÜŞMAN

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Toplum; insanlar arası ilişkilerin ürünüdür.
Toplum; ortak bir kültürü kabullenen bir bölgede oluşan, kendi kendine sürekliliği olan insan topluluğudur.
Toplumda çeşitlilik, o çeşitliliğin özümsenmesi hem toplumlara hem toplumları oluşturan bireylere kültürel zenginlik kadar o topluma güven duygusu da kazandırır.
Toplumun yapısını aldıkları eğitim şekillendirir.

Eğitim, kişisel gelişimi belirleyen en önemli etkendir. Kişisel gelişim, eğitimin şekline, seviyesine hatta yaşadığı bölge koşulları ve özelliklerine göre oluşur.
Eğitimin asıl amacı toplumların kendilerinden sonra nesillerin daha rahat, daha mutlu bir yaşam elde edebilmeleri için yapılması gerekenleri öğretmektir.
Toplumlar kişilerle sürekli bir değişim geçirirler. Olumlu olduğu kadar da olumsuz değişimler de olabilir.
Yani toplumsal değişim, toplumların ileriye gidiş olduğu gibi, geriye gidiş şeklinde de olabilir.
Toplumların bilimsel verilerin doğrultusunda değişmesi o toplumu geliştirir, kişileri özgürlükçü, dayanışmacı, paylaşımcı, sorgulayıcı özelliklere ulaşırlar.
O toplum içerisindeki çeşitliliği ortak paydada birleştirmek, çeşitliliği kabullenmek, değiş-tokuş yaparak, birbirlerine gönüllü taşıyıcı olmakla ortak yaşam alışkanlığını ve kültürel zenginliğini de geliştirir.
Böylesi toplumlar demokrasiyi bütün olarak yaşar ve demokrasinin yüceleşmesini sağlarlar.
Daha önemlisi böyle toplumlar diğer toplumlara da iyi bir örnek olma özelliği doğrultusunda özendirici de olurlar.
Dogmalara bağlı değişim, tutucu, yani değişime, bilimselliğe, özgür düşünceye karşı bir toplum oluşturur..
Böylesi toplumlarda birey sorgulayıcı olamaz. Ulu emre itaat esastır.
Güçlü olan emreder, toplum (yığınlar, cemaat) yerine getirir. Emreden her şeyi bilir, her şeyi cemaatin çıkarına buyurduğu kabul edilir.
Toplumların yaşam şekillerini tek din, tek mezhep doğrultusunda belirlemek, inanç despotizmini dayatmak ayrışmayı, toplum içindeki ayrı inançtaki grupları karşıtlar olarak baskı altına almayı, onları hedef göstermeyi getirir.
Dinin siyasallaşması ötekileşmeyi hem hızlandırır hem de dinin özünü ortadan kaldırır.
Kendi gibi düşünmeyeni yok edilmesi gereken düşman olarak gösterir.
Tarihte kanlı din savaşlarının en önemli nedenleri çapsız yöneticilerin kendi yönetim zaaflarını kapatmak için karşıt din düşmanlığını ön plana çıkarmalarıdır.
Zamanla aynı dinden toplumlar mezhep ayrılığı nedeniyle ülke içinde birbirlerini katlettiler.
21. Yüzyılın kapitalizmi çevremizde bazan etnik ırkçılığı, bazan Siyasi İslam’ı örgütleyip destekleyerek birbirlerini katlettirme dönemini başlatmıştır.
Oynanan oyun çok açık:
ABD öncülüğündeki Kapitalist sermaye ve NATO, Afrika’nın ve Ortadoğu’nun yeraltı kaynaklarına sahip olabilmek için Siyasi İslam’ı kullanıp kollamaktadır.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde çıkarttıkları isyanlarla, iç savaşlarla toplumları ülke içinde düşman kamplara ayırdılar.
İnsanlar sağduyularını kaybetmiş, kardeş kardeşe düşman gözüyle bakar olmuşlardır.
Libya, Mısır, Tunus ABD’nin güdümüne geçmiş ama oralara ne barış, ne özgürlük ne de demokrasi gelmiştir.
Şimdi emperyalizmin hedefinde İran ve Suriye vardır.
Rusya ve Çin’in dış müdahaleye karşı ciddi tavır koymaları ABD’nin işini güçleştirmektedir.
Bir yılı aşkın süredir Taliban militanları, Kuzey Irak Kürtleri, PKK militanları, dış ülkelerden devşirilmiş paralı militanları muhalif güçlerle birlikte Suriye’ye karşı savaştan umduklarını bulamamışlardır.
Bu militanların Türkiye’de, Katar’da ve Kuzey Irakta eğitildikleri bilinmektedir.
Suriye sınırında oluşturulan kamplar insani yardım görünümünden çok Suriye’ye karşı bir provokasyondur.
Toplum olarak, birey olarak içimizdeki düşmanın tutsağı olmaya başladık.
Barışı, özgürlüğü kinle, mezhep ayrımcılığı ile getiremeyiz.
Eğer içimizdeki düşmanı söküp atamazsak ülke olarak, insan olarak bedelini çok ağır öderiz.
Ülkemizi bu bataklıktan ancak bilimi rehber alırsak çıkartabiliriz.
Gerçek barış, gerçek demokrasi ve özgürlük bilgi toplumunda gelişir.
Bilgi toplumunda ne dogma vardır, ne de Molla vardır.
O toplumda insan vardır.

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.