HİZBULLAHTAN YARGITAYA

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Kenan Evren ile Özal düşündüler ve anlaştılar.
PKK’nın yerleşim yerlerinde vurucu örgüt oluşturmaya karar verdiler.
Türkiye Hizbullah’ını kurdular.
Dinsizin hakkından imansız gelir diye düşündüler.
Hatta Özal, yakın çevresine niyetlerini açıkladı.

Amaç:
İti, ite kırdırmak.
Seçim zamanları kasıla kasıla; ‘’kanımda Kürt kanı var” deyince de Terörist başı ve bilumum Kürtçüler Özal için hayranlıklarını tüm dünyaya ilan ettiler.
Hizbullah militanları devletin kanatları altında faili meçhul eserlerine eser eklediler.
Kenan Evren’in o dönemlerde tek dayanağı dinci kesimdi.
Gittiği yerlerde Kurandan ayetler okuyor, imam çocuğu olduğunu anlatıyordu.
Ülke genelinde, PKK’ya maddi destek verenler, gizli militanı olup kanıtı bulunamayanlar yok ediliyor, ne dirisi ne de ölüsü bulunamıyordu. Yalnız onlar mı? 12 Eylülün yer altı infazcıları olarak muhalif dindarlarda hallediliyordu.
Bugün ki kazılar, o faili ve akıbeti meçhuller. Ama failleri değiştirildi, Ergenekoncu oluverdi.
Özal dönemi bitip, Türkiye normal şartlara dönünce Hizbullah-Devlet ilişkisi kopmaya başladı.
Hizbullah, düşmansız kalmıştı.
Devlet içindeki uzantıları onları kullanmaktan uzaklaşınca boşlukta kalmışa döndüler.
Taliban da bunlar gibi değil miydiler?
Onları da ABD, Sovyetlere karşı kullandı. Sovyetler Afganistan’dan çekilince ABD’nin işi bitti, Taliban’ı saf dışı etmeye kalktı. Onlarda yaratıcılarına saldırdılar.
Hizbullah’ta öyle yaptı.
Diyarbakır’da halkla devleti barıştıran Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı katlettiler.
Terörden nemalanan ırkçılar, (Kürt-Türk) kaçakçılar, bölücüler, şeyhler, ağalar Okkanı çıkarlarına çomak sokan olarak görüyorlardı.
Hızlarını alamadılar, kendileri gibi düşünmeyen, onları eleştiren dindarları öldürüp, betonlayıp, gömmeye başladılar.
Devletin içişleri bakanı Sadettin Tantan, ülkenin içişleri bakanı gibi görevini dürüstçe yapınca, Hizbullah militanları yakalanıp adalete teslim edildi.
AKP iktidar olunca, cezaevlerinde bilgisayarlarla örgütü yönetmeye başladılar.
Bugün, onlara dışarıda gereksinim olmasaydı, onlar öyle tekbirler getirerek toplumun ortasına engerek yılanları gibi atılırlar mıydı?
Oynanan oyunu halen görmeyenler, bu oyunun içinde olanlar hedef saptırıyorlar.
YSHK’yı AKP’lileştirdikleri gibi, Yargıtay’ı da özelleştirme (AKP’lileştirme) peşindeler.
AKP’nin cemaat elemanlarından oluşturduğu Adli Tıp Kurumu beş yıl beklettiği ve Ekim 2010 tarihinde Yargıtay’a gönderdiği Hizbullah davasının arkasındaki art niyeti gizlemek için AKP’nin sahte çıkışları kamuoyunu yanıltma amaçlıdır.
Bu çirkin oyun bir seçim yatırımıdır.
Bu kargaşalıkta oyunlar oynanıyor, asıl amaç, devletin cemaatlerce ele geçirilmesinin gözlerden kaçırılmasıdır.
Seçkinlerden, cemaatlerden oluşmuş bir kısım üniversite gençliğinin (seçilmiş!) temsilcileri, dinci Cumhurbaşkanınca ağırlanıyorlar. Hepsi Grant Tuvalet. Jaguar arabalarla geliyorlar.
Parlak, bakımlı çocuklar, cumhurbaşkanlarını hayranlıkla dinliyorlar.
Halk çocukları, yağmur altında, delik ayakkabılarla polis copundan, tazyikli suyundan, biber gazından hisselerine düşeni alıyorlar.
İsteneni yapanlara Çankaya’da sofralar, düşünen, hak arayanlara işkence, dayak.
Akıllı, uslu, söz dinleyen uslu çocuk tipi yaratılmak isteniyor.
12 Eylül faşizminin üniversite gençliğini düşünmeyen, konuşmayan, yönetime sadık bir şekle sokmasının aynısı AKP iktidarınca istenmesi rastlantı değil elbette.
Biri, askeri dikta rejimi, şimdiki polisiye İslami faşizmi.
Dikkat ettiniz mi?
TV programlarında, hukukçu, akademisyen, gazeteci kimliği ile parlak cemaat oğlanları yetişmiş olarak boy göstermeye başladılar. Yakında, dönek liboşlara gereksinim duymayacaklar.
Artık cemaatin polisi, gazetecisi, akademisyeni, avukatı, TV yorumcusu, rektörü, dekanı, hâkimi savcısı yeterince hazır durumda.
Yargı özelleştiriliyor ve cemaate teslim ediliyor.
Bir ordu özelleştirilemedi, şimdi sıra TSK’nde.
Başka kurum kaldı mı?
Seçim döneminde Hizbullah kimleri beton haline getirecek, göreceğiz.
Domuz bağı hangi muhaliflere uygulanacak ise cezaevinde her türlü kolaylığı veren AKP’ye şimdilik olmayacağı kesin.
AKP, Recep Tayyip’e bir yetki daha veriyorlar.
Recep Bey, istediği TV programını kaldırabilecek. İsterse TV kanalını kapatabilecek.
Avrupalı oluyoruz ya.
Lafı eveleyip, geveleyenlere sözümüz yok.
Domuz Bağını asıl ülkeye bağlamayı planlayanlardan nemalananlara diyeceklerimiz var.
Sıra size gelince yardımınıza kim koşacak?
ABD’mi? Onun ortakları mı?
Onlar emirlerinde olanları yeri gelince paçavra gibi bir kenara atarlar.
Çünkü bilirler ki, bireysel çıkarları için ülkesine ihanet edenler, yarın daha iyi çıkarlar karşılığı efendilerine de ihanet ederler.
Bakın tarihe.
Nice örneklerini görürsünüz.
Ama size değil
Ülkeye yazık olacak!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.