0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Başlıktaki sorunun yanıtını, lafı da hiç uzatmadan, verelim.

Ülkemizi, buna bağlı olarak da, laik, demokrat, sosyal bir hukuk devleti temelinde kurulan cumhuriyetimizi tek adam sultasından kurtararak kuruluş ayarlarımıza yeniden döndüğümüz zaman her şey çok güzel olur ancak.

İnanamayacaksınız ama; bakın bu tek adamaın sultaısı nerelere değin uzanıyor?

Ankara’nın görece işlek bir caddesinde oturan bir yurttaşımızın arabasına, ön taraftan çarpıyor birileri. Aracın ön kısmı bu çarpma sonucunda paramparça oluyor. Tutanak ve alkol testi için polisin gelmesi bekleniyor. Gelen polislere bu caddede araba kullananların hız sınırlamsına uymadıkları ve arabalarını, genellikle, çok hızlı kullandıkları ve bunun kazalara neden olduğu anlatılarak tutulan rapora hız kesici tümsek ve hız sınırı levhlarının konulmasnı da rica ediyorlar sokak sakinleri.

Polisler bu ricaya bakın ne yanıt veriyorlar?

Sıkı durun!

“Bunun için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurmanız gerekir.”

Daha iyi anlaşılsın diye açıklayalım, sokağa yapılacak hız kesme tümsekleri ve hız sınırlandırma levhalarına ilişkin kararı da tek adam veriyor.

O denli yani.

Bu o kadar acıklı, Frenkçesiyle trajik bir durum değil. Değil de, Bingöl’ün Solhan’ında oturuyor ve sokağınızda böylesi bir önlem alınmasını istiyorsanız eğer biraz bekletileceksiniz.

Biz; ilkesi “Yurtta barış, dünyada barış” olan insanlarız.

Tüm silah ve savaşlardan arınmış bir barış dünyasıdır bizim ütopyamız.

Gelin, görün ki; ülkenin uzun zamandır başında Rus yapımı bir S-400 füzesi ve ABD yapımı bir F-35 savaş uçağı sorunu var.

Bir o yandan, bir bu yandan salva üstüne salva sallıyorlar. Hem oralardan, hem buradan.

Savaş silahları bunlar.

Bunlara ne kadar gereksinimimiz olduğu konusunda tek bilgi yok.

Tek bilgi yok da, gene de insan düşünebiliyor ve bulabiliyor bu silah celepliğinin nedenini.

Ortadoğu cayır cayır! Irak’ta ve Suriye’de taş üstünde taş bırakmadılar neredeyse.

Lübnan’la ve Afganistan’la başladılar. İran sınırına değin yanaştılar, bizdeki tek Adam’ın Eşbaşkanı olmakla gek gek geğirdiği BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) gereği.

Şimdilik susuyoruz.

Susuyoruz da, susutukça sıranın bize geleceğini de biliyoruz demek ki.

S-400 füzeleri ve F-35 uçakları için feryadımız da o yüzden olsa gerektir.

O nedenle biz; demokrasi kavgamızdan vazgeçemeyiz. Vazgeçmemeliyiz.

Ülkenin tüm demokrasi güçleri, tüm barış ve yurtseverleri çok geniş bir cephede buluşmak ve gücümüzü büyütmek zorundayız.

Bunu gerçekleştirdiğimiz ve ülkemizi bu tek adam sultasından kurtardığımız zaman salt güzel olmayacak her şey. Çok güzel olacak.

O zaman; laik, demokrat, sosyal, hukuk devleti kurallarıyla işleyen parlamenter sisteme yeniden döndüğümüz zamandır.

İnsanı ve insanın emeğini en yüce değer olarak sayan bir yönetim anlayışını egemen kıldığımız, kılabildiğimiz zamandır o zaman.

İşte tam o zamanda gerçekleşir toplumsal barış.

O zamanda işler demokrasi evrensel kurum ve kurallarıyla.

O zaman yaşarız bu ülkede bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.

İşte o zaman;

HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLUR.