HEPİMİZ ORADAYDIK

ABONE OL
18:06 - 01/10/2020 18:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HEPİMİZ ORADAYDIK

”Hak- Hukuk-Adalet”
”Yürüyoruz zincirleri kıra kıra!”
”Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” 

Büyük Yürüyüşün özünü bu sloganlarla duyuran bilinçli ve kararlı milyonların tek seste bütünleştirdiği bu istemleri her görüşten aydın, demokrat, yurtseverlerin ortak hedefi olarak ortaya koyarak mücadeleden kaçınılmayacağını yalnız iktidara değil, dünyaya da ilanıydı.

AKP iktidarı 15 yıllık iktidarında Türkiye’de her alanda hakkı, hukuku, adaleti; içeride FETÖ örgütüyle, PKK dayanışmasıyla, dışarıda Arap Şeyhlerinin maddi, Batı kapitalizminin yeni sömürü umuduyla verdiği politik katkıyla ortadan kaldırdı.

Yedi Haziran seçimlerinde halkın ”Gayri Yeter” diyerek AKP’yi saf dışı etme kararında panikleyen Erdoğan’a her darda düştüğünde yedek lastik konumundaki Bahçeli’nin kendi seçmenine ihanet ederek verdiği destekle Erdoğan kazanmış, Türkiye kaybetmişti.

Halk Oylaması halkın en az yüzde elli dört onda dokuzunun hayır oylarına rağmen, AKP organı görevini üstlenen YSK’nin yasaları hiçe saymasıyla meşruluğu olmayan ilkel bir anayasa dayattı.

Bahçeli, FETÖ’ nün TSK, Yargı, Medya, imhasındaki görevinin sonlandırılmasıyla devreye girerek Anayasanın, Parlamenter Demokrasinin imha aşamasının kayıtsız şartsız destekçisi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkesini yıkma görevini de üstlenince mecliste siyasetin önü kesilmiş oldu.

Ankara’dan başlayıp İstanbul Maltepe’ye ulaşan ADALET YÜRÜYÜŞÜ insanlık tarihine damga vuran kutsal bir isyanın barışçıl ve insancıl en büyük halk eylemi olarak yerini almıştır.

Dört yüz elli kilometrelik yolu 24 gün yürüyerek mecliste, yargıda, yürütmede yok edilen ADALETİ kendisi için değil, partisi için değil herkes için istendiğini, CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun büyük bir riskin altına girdiğini düşünenler sadece iktidar ve yandaşları değildi.

Hatta, CHP içerisindeki aktif siyasetçilerden bir lider çıkamayacağını bu liderlik vasıflarının kendilerinde olduğunu düşünen lafazanlar da hazır kıta bekliyorlardı.

Ama yürüyüş; yağmur ve soğuk hava koşullarına, sonra kavurucu ve bunaltıcı sıcaklara, hatta bir katılımcının hayatını kaybetmesine rağmen katılımın artarak inançla yürümesi sadece AKP ve yöneticilerini değil, CHP oylarına ve MHP’nin Bahçeli yandaşlarının oylarına umut bağlayan partileri bile rahatsız etmişti.

Kocasakal ve Feyzioğlu özledikleri genel başkanlık planlarını Kılıçdaroğlu’nun yarı yolda pes edeceğine göre yapmasalardı ve ilk günden bu eyleme destek verselerdi ilerideki adaylıkları yadsınamazdı.
Ama, Halk oylamasında ”kim hayır oyu vermeli” sorusunu sormayıp, yürüyüş amacına ulaşınca kimlik kontrolü yaparak yan çizmeyi bu partinin tabanı yemez.

Ne AKP’nin resmi İstanbul valisi ne Ankara’yı parsel parsel satan Melih Gökçek, günden güne yok oluşunu hissettikçe bir yerlere tutunma çabalarının komiklikten çıkıp, bataklıkta çırpınan zavallı bir düşkün durumundaki bir garip Âdem rolünü üstlenenleri AKP tabanı bile ciddiye almıyor.
 Erdoğan’ın Maltepe meydanının ‘’İki Milyon kişilik” olduğunu açıklamasıyla Vali, Gökçek ve kralın diğer gönüllü saray soytarılarının”yalancılığı” resmen tescillenmiştir.

Dokuz Temmuz’da Maltepe beyaz gömleklerinde ve beyaz şapkalarında sadece ADALET yazısı, ellerinde Ay yıldızlı bayraklar ve Atatürk posterleriyle katılan milyonların ne partisini ne inancını ne de ırkını belirten rozet, işaret ve pankart vardı.

 İki Milyondan fazla insanların sayısından daha fazlası meydan dışında kalmıştı.
Gözlerinde sevecenlik, hakaret edenleri bile alkışlayacak kadar kendine güvenen, aydın ama kararlı bilinçli insanlar tarih yazdılar.

AKP mitinglerinden sayı üstünlüğü yanında ne parasız kumanya ne katlım karşılığı 50 ile 100 TL. Yevmiye ne Büyükşehir Belediyesinin Bedava otobüsleri ne beleş metro ve deniz araçları seferdeydi, ne de kamu görevlilerinin zorunlu katılımıyla abartılmış yığınlar vardı.
Otobüsümüzü Miting meydanına altı kilometre uzakta bırakma zorunda olduğumuzdan on iki kilometre yürümek bile zor gelmedi bize.

Bir yanımda Mahmut, bir yanımızdan kalabalıkta panik- atak tehlikesini hiçe sayan Tuncay resim çekmem için beni demir barikatlara kaldırma çabaları bu eylemin dayanışmacı bir yanıydı.

Temsil görevini aldığım Ümit Aloğlu Öğretmenim ve askılı koluyla gözü arkada kalan Hasan Arslan için
”HAK-HUKUK-ADALET” haykırışını atarken görevini yapmanın mutluluğu benim için ayrı onurdu.
Bu bir tarihi yürüyüşe katılmanın onurunu çocuklarıma son anda yürüyüşü evde izlemesine ikna ettiğim eşime, Gezi Şehitlerine ve aydınlıktan yana öğrencilerime bölüştürdüm.

Bu onurlu yürüyüşte sadece varlığı Maltepe’de olanlar değil aydınlıktan yana tüm Türkiye ile birlikte 
HEPİMİZ ORDAYDIK!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.