“HAYIRLI EVLAT YETİŞTİR Kİ VATANA HİZMET VERSİN”

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“HAYIRLI EVLAT YETİŞTİR Kİ VATANA HİZMET VERSİN”

Adana doğumlu olan Prof. Dr. Seyhan Hasırcı, Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümünde öğrenim gördü ve ardından İzmir’de Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri’nde yüksek lisansını tamamlayarak doktorasını kazandı.


Denizli Pamukkale Üniversitesi’nde bir süre profesör olarak çalışan Hasırcı, özellikle Jimnastik Federasyonu’nun tüm kurullarında, ayrıca Milli Jimnastik Takım Antrenörü olarak da görev yaptı.  
Pamukkale Üniversitesi’nden profesör kadrosundan emekli olduktan sonra Almanya’ya gelen Hasırcı, halen Almanya Koblenz-Landau Üniversitesi Spor Bilimleri Enstitüsünde misafir Öğretim üyesi olarak ders vermektedir.
Prof. Dr. Hasırcı ayrıca 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında UEFA ve TFF tarafından Taraftar Koordinasyon Merkezi’nin yöneticiliğine getirildi.


Avrupa Futbol Taraftarları Derneği (FSE) Futbol Support  Europa’nın üyesi olan Türk bilim adamı ” Sporda şiddet ve ırkçılık” alanında da uzman olarak danışmanlık yapıyor.

Prof. Dr. Hasırcı: Sporda başarı yetenek, disiplinli ve bilimsel çalışmayla gelir.

1-Çocukken sorulduğunda en çok ne olmak istiyordunuz?


Hasırcı: Çocukluğumda hep hayal ettiğim iki meslek vardı:1.ncisi Pilot olmak, yükseklerde ve çok uzaklara uçmak. 2.ncisı ise, doktor olmaktı, çünkü ben okula giderken ninem doktor olmamı çok istiyordu ve bana devamlı: Sen doktor oluncaya kadar ben hasta olmayacağım” derdi.


2- Türkiye´de Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde Spor Psikolojisi dalında doktora öğrenimi gördünüz. Sizi bu mesleğe yönlendiren sebep neydi?


Hasırcı: Bu alanda doktora yapmak aslında tesadüf eseri oldu diyebilirim. Şöyle ki; Türkiye’de ilk kez 5 farklı ana bilim dalında yüksek lisans ve doktora eğitimi 1978 yılında Ege Üniversitesi Beden eğitimi ve Spor Yüksek Okulunda başladı. Ben bu yüksekokulda asistan olarak görev yapıyordum. Doktora öğrenimi için üç seçenek vardı bunların arasından tercihimi spor psikolojisinden yana yaptım. Sporla psikolojinin nasıl bir etkileşim içerisinde olduğunu anlamak, tanımak ve bu doğrultuda çalışma yapmaktı amacım. İyi ki, bu dalı seçmişim, çünkü spor psikolojisinin sporcuların dışında; antrenörleri, hakemleri, spor yöneticilerini ve aileleri de içine alan geniş bir yelpazesi olduğunu gördüm. Tüm bu kişi ve kurumlarla ilgilenerek başarı ve başarısızlıktaki etkileri görme şansını yakaladım ve bu doğrultuda çalışmalarımı yürüttüm.


3-Spor Psikolojisinin ilgi alanı nedir?


Hasırcı: Yukarıda da dile getirdiğim gibi, spor psikolojisinin ilgi alanı; Sporcuların başarılı olmasını engelleyen içsel ve dışsal psikolojik sorunların ortadan kalkmasına etki eder. İkinci önemli alanı da daha başarılı bir performans sergileyebilmek için farklı motivasyonlarla ve zihinsel antrenman metodlarıyla uğraşır.

4-Bir sporcuyu psikolojik olarak güçlü kılan şey nedir sizce?


Hasırcı: Sporda yetenek önceliklidir, yani siz yeteneğiniz varsa ve bu yeteneğinizin de farkındaysanız kendinize olan güveniniz üst düzeyde olur. Bundan sonra yapmanız gereken şey ise; bu yeteneğinizi bilimsel ve sağlıklı bir antrenman yöntemleri ile geliştirmeniz. Bu da sizi daha da güçlü kılar. Psikolojik olarak kendinizi güçlü hissedersiniz ve kendinize olan öz güveniniz artar.  

5-Hangi sebeplerden dolayı takımlar ve sporcular psikologlara başvuruyorlar?


Hasırcı: Aslında burada sporcuların ”Hedef belirleme” gibi çok önemli bir sorunları vardır, yani sporcuların hangi amaçla bu spor dalı ile ilgilendikleri sporcudan sporcuya göre farklılık gösterir. Hedefe ulaşabilmek için etapta neyi hangi süre içinde başarması gerekir gibi sorunlarına cevap verilir. Benim çoğu zaman karşılaştığım çok önemli konuları sıralarsam; Sakatlanmalardan yeni çıkan sporcuların tekrar eski formunu yakalayıp yakalayamayacakları konusunda kuşku duymaları. Antrenmanda göstermiş oldukları performansı yarışmalarda gösterememeleri. Motivasyon, kaygı, korku ve stresin yanı sıra öfke kontrolünü yapamamaları gibi çok önemli psikolojik sorunlardan dolayı bize başvururlar.


6-Türkiye Süper Lig takımları psikologlarla çalışıyorlar mı?


Hasırcı: Bu konuda üzülerek şunu belirtmek isterim; tabii ki, psikologlarla çalışan kulüpler ve sporcular var, ancak bu çalışmaların ne kadar sağlıklı ve ne kadar sağlıksız olduğuna ilişkin bir yorum yapmam yanlış olur. Sporda başarılı olmanın en önemli faktörlerinden bir de kuşkusuz fiziksel yeterlilik. Ancak psikolojik yeterlilikte birincisi kadar önemlidir. Ülkemizde spor psikolojisi alanında çok yeni başlayan bu çalışmalar sanırım gün geçtikçe daha da artacaktır.

7-Türkiye’de ve Avrupa’da en beğendiğiniz profesyonel sporcular kimler?


Hasırcı: Türkiye’de ve Avrupa’da beğendiğim birçok profesyonel sporcu var, isim vermek istemiyorum ancak; disiplini, çalışmalarını aksatmayan, sağlığına çok dikkat eden, gece yaşamından ve içkiden uzak duran mesleğine aşık olup, onu en iyi şekilde icra eden birçok sporcu var. Bu sporcuları herkes gibi ben de beğeniyorum.

8-Bugüne kadar elde ettiğiniz en büyük başarı nedir?


Hasırcı: Hayatımda çok başarılı anlarım oldu. Bana göre başarının küçüğü-büyüğü yoktur ama her şeyden önce Adana’nın bir kenar mahallesinden gelip, kendi bilim alanımda profesör olmak önce önemli bir başarıdır.
Ayrıca 2005 yılında Fair Play dalında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Fair Play Ödülünü almak çok güzel bir duyguydu. Avrupa Jimnastik Birliğinin Genel Jimnastik Teknik Kurulunda 2 dönem 8 yıl görev yapmak anlatılması güç olan bir şey. Türkiye’de 27 yıla yakın bir dönem Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni yetiştiren bir kurumda çalışarak yüzlerce öğretmen yetiştirmek ve bunların Türkiye’nin her köşesinde görev yaptıklarını bilmek ve zaman zaman bu öğrencilerimle karşılaştığım da bana karşı gösterdikleri sevgiyi yaşamak harika bir duygu.


9-Hangi olağanüstü bir yeteneğe sahip olmak isterdiniz?


Hasırcı: Bir ülkenin en üst düzeyde spor yöneticisi, bakanı olarak o ülkeye hizmet etmek isterdim. Bunu yapabilmek için olağan üstü bir yetenek gerektirmez! Düşünün ki, bir ülkede yaşayan çocuk ve gençlerin çok erken yaşlarda (yarışmaya değil) hareket ve egzersiz yapmalarına olanak sağlayan bir ortam hazırlasanız ve herkesi yetenekli olduğu alanda eğitseniz sanırım binlerce ve hatta daha fazla sporcuyu doğal olarak kazanırsınız. Ülkemizin sporunun içerisinde bulunduğu durumu görünce hayli üzülüyorum.

10-Bize mutlaka okunması gereken hangi üç kitabı tavsiye edersiniz?


Hasırcı: Size üçten fazla tavsiye edeceğim kitaplar olur, ama okuduğunuz kitabı anlamayacaksanız okumayın derim. Hep hafızamda yer etmiştir. Tanrı Hıra Dağı’nda Kuran-ı Kerim-i indirdiğinde ilk yolladığı şey ”IKRA” idi. Ikra’nın Türkçesi ”OKU” demektir yani okuyunuz diye emrediyor Tanrımız bize…
Maalesef bizler okumadığımız gibi okuduğumuzu da anlamıyoruz. Çünkü okuyan bir toplum araştırıcı olur araştıran kişiler soru sorar tartışır ve dolayısı ile oturduğumuz yerde dünyayı tanıyabilme olanağını sadece okumakla elde edebiliriz. En son okuduğum ve size tavsiye edeceğim kitaplar gelince: 1- Bernard Lewis ORTADOĞU 2- Mustafa K. ERDEMOL, Suriye Denklemi 3- Vedat Türkali’nin Bir gün Tek Başına.


11-Bir günlüğüne Almanya’yı siz yönetseydiniz ilk değiştireceğiniz şey ne olurdu?


Hasırcı: Tüm Almanları Türkiye’ye, tüm Türkleri de bir yıllığına zorunlu olarak Almanya’ya gönderirdim

12- İyimser misiniz, kötümser misiniz?


Hasırcı: Kötümserlik çok çabuk pes etmek çevrenden ve insanlardan mutlu olmamaktır Bu durum her zaman yaşanabilir, ancak her türlü kötü ve zor koşullarda olsa bile insanın hayattan zevk alabilmesi hayatı yaşaması oldukça önemlidir bunun içinde iyimser olmak zorundayız sanımca!

13-Sizin için en büyük mutluluk nedir?


Hasırcı: Hani şair ne demişti hatırlar mısınız: ”Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin hem de işin kolayına kaçmadan diye. Ben mutluluğu çok basit bir şekilde şöyle açıklıyorum;  Nefes alıp verebiliyorsak, akşam yatıp sabah sağlıklı kalkabiliyorsak, yürüyebiliyor ve koşabiliyorsak aslında mutluluğun en büyüğü budur ve yine diyorum mutluluk her kişiye göre farklı algılanan ve değişik bir biçimde açıklanan bir olgudur Kimine göre para, kimine göre bir sevgili ve bir başkasına göre kendisi tok iken aç olan komşunu düşünebilmektir mutluluk…

14 Yanınızda devamlı taşıdığınız şey nedir?


Hasırcı: Kimliğim, okuyabileceğim bir şey ve maalesef cep telefonum

15-Issız bir adaya gönderiliyorsunuz yanınıza üç şey almanıza izin veriliyor, neleri alırdınız?


Hasırcı: Bir tekne, balık tutabilmek için malzeme ve en çok sevdiğim insanı götürmek isterdim yanımda!


16- Son olarak bize hangi bilge bir düşünceyi öğütlersiniz?


Hasırcı: Hayatta başarılı olmak için hiç kimseye ama hiç kimseye güvenmeyiniz. Başarının tüm sırları sizin avuçlarınızın ve düşüncelerinizin içerisindedir. Siz bunları değerlendirebildiğiniz oranda birey olursunuz. Önemli iki şey daha söylemeden geçemeyeceğim.
1) Bir ağaç dik gölgesinden ya da meyvesinden yararlansın insanlar.
2) Bir kitap yaz okusun insanlar
3) Hayırlı evlat yetiştir ki vatana hizmet versin

Söyleşiyi yapan: Rıza Almalı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.