HAYIRA NASIL GELDİK

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HAYIRA NASIL GELDİK

Çağdaş bir uygarlık hedefini seçmiş bir ülkenin 1919’larda yenilgiye uğrattığı emperyalizm, iki binli yıllarda yedekte beklettiği işbirlikçilerinin on dört yıllık iktidarıyla devletin önemli katmanlarını ele geçirdiklerine emin olarak; laik, demokrat  cumhuriyeti  Suudi-Vahabi aşiret devletine dönüştürme zamanının geldiğine inanmış olarak AKP-MHP siyasal öncülüğünde karşı devrim kalkışmasını başlattılar.

Şahsında birçok suçlamaları öfkeyle, baskıyla kapatmaya çalışan biri yasamanın, yürütmenin, yargının yani tüm devletin tek sahibi, tek hakimi yapılmak isteniyor.
Aslında o kişinin arkasında emperyalizmin yüz yıl öncesine dayanan yarım kalmış hesabı var.

Türkiye,bu karşı devrim dayatmasına karşı Ulusal bir sınav sürecine girmiştir.

Kişiye özel hazırlanan, bir halk oylamasına giderken oy verecek vatandaşların büyük çoğunluğu ne için oy vereceğini bile bilmiyor.
Dayatmayla, kabul ettirilmek istenen anayasa değişikliği filminin 1.Bölümünü 12 Eylül darbesinde seyretmiştik.
Saray Diktası’nın dayattığı bugünkü anayasa oylaması aslında ABD’nin oğlanlarının dayattığı Aldıkaçtı Anayasasının devamıdır. 

12 Eylül rejiminin dayattığı diktatör vesayetine götürecek rejim için yapılan halk oylamasının oy pusulasının sembolü renklerden oluşmaktaydı. 
O seçimlerde evet” oy pusulası beyaz, hayır oy pusulası mavi renkteydi.
Darbeciler hem anayasayı hem de Darbecibaşı Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığını onaylatmak için işi sıkı tutarak ellerindeki güçle her önlemi almışlardı.
Hayır diyecekler o zaman da ”11 Eylüle geri dönmek isteyen teröristler” suçlamasıyla baskı altına alınmıştı.
O dönem ” Mavi” renge karşı öylesine ağır baskılar vardı ki tüm dikta rejimlerinde görülen akıl dışı, ahlak dışı baskılar yanında; tam ”Aziz Nesinlik” baskılar da uygulanıyordu.

O dönemde ön plana çıkan çekişme evet hayır dan çok beyaz-mavi  üzerinde yapılıyordu.

12 Eylül sıkı yönetim döneminde güvenlik güçleri, ilk dönemlerde kırmızı gömlek, kırmızı elbise, tişört giyenler komünist militanı varsayılarak gözaltına alınıyorlardı.
Halk oylaması döneminde mavi, hayır rengi olunca kırmızı renkten daha tehlikeli sayılarak mavi renk sakıncalılar listesine alınmıştı. 

Mavi giyinmek, mavili vurgulamalar, mavi boyalamalar sakıncalı sayılmıştı.
TRT’de ki şarkı ve türkü sözlerinde mavi sözü olanlar yasaklanmıştı.
”Mavilim, mavişelim
Tenhalarda buluşalım mavilim ”
Türküsü yanında, o dönem herkesin dilindeki İbrahim Tatlıses’in;
”Mavi mavi masmavi
Gözleri boncuk mavi” Türküsü bile yasaklanmıştı.

Oylamaların yapılacağı sandıkların çoğunda mavi oy pusulası konulmadığı gibi oy pusulasının konulacağı zarfın içindeki mavi pusulanın görülecek kadar ince olması bile düşünülmüştü.

Muhtarlar o dönemde de halk oylamasında cuntanın istediği şekilde oy sayısı sonuçlarının sorumlusu sayılıyorlardı.
Doğuda ve Güneydoğuda köy ve mahalle muhtarlarına atılacak her  mavi oyun sorumlusu olarak sayılacakları jandarmalarca adrese teslim şeklinde sözlü tebliğ edilmişti.
Ülkede sıkıyönetim yasaları geçerli olduğundan muhtarlar işi çok sıkı tutuyorlardı.

O dönemlerde devlet başkanı sarayda muhtarlara profesörleri şikayet etmiyorlardı ama muhbir- muhtar olmaları o dönemde de revaçtaydı.
Sıkı önlemler (mavicilere karşı) alınarak yapılan oylamada Aldıkaçtı Anayasası ve Kenan Evrenin Devlet Başkanlığı yüzde doksan iki ile kabul edilmişti.

Ama Genel Seçimlerde Cuntanın desteklediği parti değil, Turgut Özal’ın Anavatan Partisi iktidara gelmiş, görece de olsa Parlamenter Demokrasi dönemi başlamıştı.

16 Nisan’da Parlamenter Demokrasiyi ortadan kaldırma referandumu ise yasamanın, yürütmenin, yargının, yani devletin tümüyle görünüşte bir Kifayetsiz Muktedirin hoyrat, uzlaşmasız, kindar vicdanına teslim edilip-edilmemesi kararı alınacak.
Bu sefer karşı devrimcilerce sakıncalı sayılan sözcük HAYIR olmuştur.

Yine baskılar, güler misin-ağlar mısın dedirtecek yaptırımlar başladı bile.

Hayır sözü duydukça sarayda çalan tehlike çanları tüm dünyada duyulmaya başladı.
Bir yanda tehdit, küfür, hakaret
Diğer yanda zeka işi, akıl işi şık ve gülümseten Hayırla terbiyelenmiş sözler, görüntüler.
Bir tarafta içgüdüsel korkulu tepki
Diğer yanda insan aklının zenginliğini gösteren uygar, bilgiye dayalı buluşlar…
Telefonlara gönderilen çoğu kasıtlı HAYIRLI iletiler şıp dedi durdu.
Onlar nefret ederken bize daha yakın ve anlamlı geldi
Biz bile sevdik bu sözcüğü.
Ne diyelim
HAYIRDA HAYIR VAR
HAYIRLI GÜNLERİNİZ OLSUN!
HAYIRLI VATANDAŞLAR!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.