“HAYIR” KURTARACAK

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“HAYIR” KURTARACAK
 
16 Nisan halk oylamasına doğru, “hayır” çıkmasından korkanlar, olur olmaz yalanlarla,  endişe içinde sağa, sola saldırmaya başladılar. Tayyip Erdoğan, “başkanlık anayasası” paketinde, cumhurbaşkanına TBMM’yi fesih yetkisi verileceğini anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu’na şöyle yanıt verdi: “Ne diyor? Bir yalan daha. Parlamentoyu feshedecek diyor. Ya, yalan söyleme dürüst ol. Cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi yok.” 
 
AKP’nin halk oylaması için hazırladığı kitapçığın 18. bölümünde “Cumhurbaşkanı veya Meclis birbirlerini fesh edebilirler mi” başlığı altında şu ifadeler yer almaktadır: “Fesih yetkisi, yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleşebilecektir. TBMM 3/5 çoğunlukla, Cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir.”
 
Burada her zamanki gibi bir kelime oyunu yapılmıştır, çünkü yenileme ve fesih aynı şeydir, aralarında fark yoktur. TBMM’ni feshetmek, kapatmak değil, süresi bitmeden görevine son vermek anlamına gelir. Kemal Kılıçdaroğlu, söylediğinde haklıdır yani yalan söylememektedir. Zaten yalan konusunda da, pek usta değildir; ustaların eline su dökemez Kılıçdaroğlu.
 
16 Nisan halk oylaması yaklaştıkça batılı ülkelerin de tavırları, bir proje dahilinde yönlendirilmekte ve “evet” çıkması için hazırlanan senaryolar gündeme oturtulmaktadır. Bazı batılı ülkelerde gazeteler Türkçe “hayır” manşetiyle çıkartılmaktadır. Emperyalizmi ilk kez yenen ve tam bağımsızlıkçı olduğu için hiçbir zaman sevmedikleri eşsiz liderimiz Atatürk’ü referans yaparak, yine Türkçe olarak “Atatürk olsa hayır derdi” manşetiyle çıkartılan gazeteler, aldatmacanın örnekleridir. Tayyip Erdoğan’ın şakağına tabanca dayayacak kadar ileri giden batılı ülkeler, halk oylamasında “evet” çıkması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
 
Türkiye’ye her konuda sık sık demokrasi dersi vermeye çalışan batılı ülkelerden, halk oylaması için demokrasi dışı başkanlık anayasasına fazla ses çıkmamaktadır. Ya getirilmek istenen bu “başkanlık anayasası” paketini çok demokratik bulmuşlardır, ya da başkanlık sistemini getirerek, amaçlarına ulaşmak istemektedirler.
 
Bu başkanlık işi ilk kez, CİA’nın Türkiye eski şeflerinden Paul Bernard Henze (1924-2011) tarafından 2006 yılında Beyaz Saray’a sunulan Türkiye raporunda geçmektedir.  Raporun ilgili bölümü şöyledir: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar sıkı bir denetim sistemi kurmuş. Başbakanı ikna ediyoruz, Cumhurbaşkanında kalıyor. Cumhurbaşkanını ikna ediyoruz, yargıda takılıyoruz. Bu nedenle başkanlık sistemi getirmek gerekir…”
 
“Başkanlık anayasası” paketine bakılınca, verilen yetkiler göz önüne alınınca, ülkemizin parçalanmasının ve bölünmesinin çok kolay olacağı anlaşılmaktadır. Emperyalist güçler, tek adam rejimiyle, istediklerine ulaşmak amacındadırlar. Bu amaca bakınca, “başkanlık anayasası” paketini Tayyip Erdoğan ile geçirtip, daha sonra çok güvendikleri, toplumda bilinen ve oldukça sevilen birini başkan yaparak, tüm istediklerini gerçekleştirmeyi planlamaktadırlar.
 
İşte bu nedenle başkanlık anayasası ile başkan olacağını düşleyenleri de “hayır” kurtaracaktır. “Hayır” hem AKP’yi, hem başbakanı, hem hükümeti, hem Tayyip Erdoğan’ı, hem de ülkemizi kurtaracaktır. “Hayır”dan korkmaya gerek yoktur, gümbür gümbür “hayır” gelecek ve hepimizin kurtuluşu olacaktır.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.