HAYDAR HOCA İLE İLGİLİ YAZIMA GELENLER …

ABONE OL
11:32 - 23/10/2020 11:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu sıralarda cep telefonumla sorun yaşıyorum. Ya bizim parmaklarımız telefonu parmaklamaya müsait değil, ya da dinleyenler veya izleyenler yazdıklarımızı ikide bir siliyorlar…

Üşenmeyip her şeyi bilgisayardan yazmanın daha doğru olacağına karar verdim.

Haydar hoca ile ilgili yazdıklarımdan sonra çokça mesaj ve telefon alıyorum. Sağ olsunlar taraftarları liderlerine sahip çıkmanın yanı sıra hakkında yazılanlarında takipçisi oluyorlar. Her defasında duyarlı bir topluluğa yazmış olduğumu fark ediyorum.

***

Gelelim işin özüne.

Ekonomik kavramlara çok uzağız. Eğer evde bile denk bütçe yapamıyor, ay geçtikçe bir öncekini borçlu devrediyorsanız, kredi kartlarını doldur boşalt yapmayı bir kurtuluş vesilesi olarak kullanıyorsanız vay geldi halinize. Şimdiki ekonomik gösterge bu.

Milli Ekonomi modelinde böyle bir kurtuluş çaresi yok.

Haydar hoca her şeyi herkesin anlayabileceği gibi çok yalın bir biçimde anlatıyor.

Paranın değerini nasıl yitirdiğini, bin lira bayram harçlığı kandırmaca sı ile bu işlerin olamayacağını, ekonomik yaptırımların temelinde milli para ve milli devlet modelinin güçlü bir biçimde yer alması gerektiğini, bunun zorunluluklarını anlatıyor.

***

Kapitalist sermayenin amacı, bölüşmek değil kâr marjını arttırıcı zamlar yapmak, zengin iken daha da zengin olmaktır. Bunun freni ise devlettir.  Kapitalizm sizi-beni düşünmez, daha uzun ve daha yoğun bir mesai uygulayarak eve sadece yemek yiyip uyumak için gitmek gibi bir düzen kurmaya çalışır. Tatil, müzik, sanat, kitap okumak, spor yapmak, kültürel gezilere gitmek gibi bir lüksünüz yoktur. Çalışır, yorulur, yer, içer ve yatarsınız. Bütün mutluluk bu çerçeveden ibarettir.

İşin özü bu.

Siz işe yayan giderseniz, yemeğinizi evden getirirseniz, üç kuruş için fazla mesai yaparsanız, cumartesi hatta bazı haftalar sipariş yoğunluğu bahanesi ile Pazar günleri de çalışırsanız daha da makbul bir eleman olursunuz. Maaşınızı birkaç ay geciktirmelerine, avanslar ile idare etmeye çalışırsanız mükemmelsiniz. Sermayenin elinde ödenmemiş paraya birkaç takla daha attırması, bazı mal ve hizmetlere vergi ödememesi kazancı daha da arttırır.

***

Nasıl olsa denetim yok, kontrol yok. Bir babayiğit çıkıp işten olma pahasına durumdan şikâyet edecek olsa, gelen iki müfettiş patronun zengin sofrasında yemeğe misafir olduktan sonra tok karnına denetimlerini yaparlar.

Gerçek; çoğunlukla insanların yüzleşmek istemediği bir kavramdır.

Korkutur. Uzak durmaya çalışılır. Bizim gibi ülkelerde sorunlarımızla yüzleşme kültürü de gelişmemiştir.

Özellikle yemek, kaynana-gelin programları ile uyutulan, yiyemeyeceği mönü’lerin nasıl hazırlandığını öğrenmekten garip bir zevk duyan ve oturamayacağı evleri izleyen, yaşayamayacağı hayatları beyaz camda seyreden insanımız var oldukça düzen kurucular onların sırtından zengin olmaya bizleri de bunları yazdığımız için vatan haini gibi göstermeye devam edeceklerdir.

Maalesef kontrol edilemediği sürece Kapitalizmin sınırları yoktur. Hele bir de işin başında ekonomi bilgisinden yoksun idareciler varsa iş iyice çığırından çıkar.

***

Bakıyorum da bütün eski komünistlerin ve dincilerin kapitalist olduğu bir fırsatçılık dönemi yaşıyoruz.

Vatan ve Millet kavramlarının yozlaştığı, İslam dinin raydan çıktığı, cinleri olduğunu iddia eden hocaların el üstünde tutulduğu, kardeş hakkı, kul hakkı gibi kavramları unutmuş bir millet haline geldik.

Elbette Haydar hoca’nın da zamanı gelecek. Fıtratı gereği sabretmek, ne olup bittiğini körlerin kör liderlerine ve sağır kulaklarına tekrar, tekrar anlatmak zorunda…

***

Bir idareci yönetimde olduğu zaman aykırı seslere kulak vermiyor, çevresindeki dalkavuklarla yaşamaya ve onların kulaktan dolma bilgileri ile yetiniyorsa kendi ayağına kurşun sıkıyor demektir.

Maalesef sonu da felakettir.

Haydar Hoca; pek çok okumuş cahili ve haini bulunan ülkelerin tükenmişliğin de parlamış, değer bulmuş bir lider olarak ortaya çıktı. Bugün onun yurt dışında yaptıkları bile örnek alınsa pek çok sorun kökünden halledilecektir.

Ancak biliyoruz ki, sırası geldiğinde kendisi bu dünyadan göçmüş olsa bile fikirleri ile yaşamaya ve hizmet etmeye devam edecektir.  Dava adamı olmak maalesef böyle bir şeydir.

***

Sevgili Atatürk’ün söylemleri ile örtüşen Milli devlet ve Milli Ekonomi modeline dört elle sarılmak, öncelikle içeriğinde neler yazılı olduğunu anlamak zorundayız.

Ülkemizde yaşayan yerli azınlıklar, daha da azınlıkta kaldı.

4 milyon Suriyeli için,  göçmenlikten vatandaş olma sürecine girildi.

Artan nüfusları ile parti kurup meclise girecek durumdalar. Bu konuda yapılan itirazlara, Almanya’da yaşayan Türkleri, Balkan ve Girit göçmenlerini örnek gösterenler var.  Suriyelilerden neden rahatsız olunduğunu anlamıyorlarmış.

Bunu bile kavrayamamış kimselere “Milli” olmaktan nasıl bahsedilir bilemem …

Haydi bakalım kolay gelsin…

 

 

 

Taner Tümerdirim

[email protected]

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.