HAYAL KIRIKLIĞI!

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İki kelime!. Ama: o kadar çok şeyi içinde barındırıyor ki! Yaşamın ne olduğunu anlamaya başladığımız çocuklukla başlar umutlar. Bazen gerçekleşir, seviniriz. Bazen de tersi. İstediğimiz olmaz.

Hemen her konuda hayaller kurarız. Hayal, düşüncelerimizi zenginleştir, ufkumuzu açar, muhakeme yeteneğimizin gelişmesine katkıda bulunur. İnsanlık; ufku geniş, hayal dünyası büyük kişilerin eserleri ile gelişmiştir. Hayalleri olanlar başkalarından farklı düşünür. Yalnız gerçekleşebilir hayalleri önceden bilmek mümkün mü? Elbette hayır!.Hayalleri olanlara bazen uçuk deriz. Bazen de büyük idealleri olan kişi deriz. Her insanın hayali, kendine göredir. Kiminin hayali sevdiği kızdır. Kiminin evdir. Kiminin araba, fabrikadır. Kiminin de ya genel müdürlük ya milletvekilliği ya bakanlık ya başbakanlık ya da cumhurbaşkanlığıdır. Yani bir şey olmak veya sahip olmak. Kimine göre anlamsız gereksiz. Kimine göre; çok çok önemli.

Hayallerimiz bizi canlı tutar. Ona ulaşmayı, onu elde etmeyi düşünürüz. Bazen de hayal, saplantı haline gelir.

Eğer hayallerimize ulaşırsak hayallerime kavuştum der mutluluktan uçarız.
İnanmış birisi için en büyük hayal, inancının gereğini yerine getirmektir.
Askerin hayali büyük zaferlere imza atmaktır. Bürokratın hayali, en üst makama gelmektir. Öğrencinin hayali okulunu bitirmektir. Öyle gider.

Siyasi mücadelelerdeki hayaller de aynıdır. İdealleri gerçekleştirecek siyasi kadroda yer almak, milletvekili olmak ve kendini seçenlere hizmet etmek. Ya birlikte güven duyarak yola çıktığı yetkili dava arkadaşı beklemediği bir anda bu hayallerine set çekmişse ne olur?

İşte sevgili okurlar! Son günlerde bu durumda olan, farklı siyasi partilerden küskünler ülkeye hizmet etmeyi düşünenler, ziyaretime gelip görüştüklerinde, bunları düşündüm ve sizlerle konuşulanları paylaşmak istedim.

Onlarca eski ve yeni milletvekili görüşmek istiyor. Çok yoğun olmama rağmen bazılarına “peki” dedim. Geldiler, görüştük. Görüşmeden önce ruh dünyalarını iyi gözleyebilmek için önceki hallerini yeniden hatırladım. Sonra! Evet sonra mı? Karşımda omuzları düşmüş, bitik, hüzünlü ve o derece de kırık insanları gördüm. Neden böyle? soruma: Nedeni yok. Yıllarca aynı davada birlikte siyaset yaptığımız kişilerle partiyi kurduk. Ve yelken açmaya başlamıştık. Ancak birden ne oldu anlamadım. Bölgemizin en etkili kişilerden birisiyim. Kendisine bağlılığımı sürekli tekrarladım. Ancak devre dışıyım. Bu cümle yanında, Beni koymayacağını zaten biliyordum, bir şeyler yapmak lazım diyenler var.

Diğerleri hala şoktalar. Hele bir de kabullenemedikleri, yıllarca davalarına, siyasi görüşlerine, inançlarına demediklerini bırakmayan bir kaç kişinin yalan dolan ve talanla iç içe olmaları. Yani onların tercih edilmesi. İşte bu, onlara dokunuyor.

Kendilerine moral verme teşebbüsüme “Hayır. Bizim moralimiz iyi ama üzgünüz. Fakat bu burada kalmayacak, ya yeni bir siyasi hareket veya yuvaya dönüş.” dediler. Adım atmaya ise kararlılar. Peki hepsi böyle mi? Ama anlatılanlara göre ciddi ilişkiler ve yapılanma kararlığındalar.

Mevcut ve Eski AKP’lilerde bu hava hakim. Ya CHP’lilerde durum nasıl? Onlarla da görüşmemde sadece kızgınlarını gözlemledim. O kadar. En çok tepkili onlar ise DYP-ANAPküskünler diye anılmak istemediklerini söylediler. Terbiyeli ağza sahipler. Ölçülü konuşmaya dikkat ediyorlar. Ama “böyle olmamalıydı” diye her konuşma sonrası nakarata dönüşen cümleler ağızlardan dökülüveriyor. birleşmesi umudunda olup, devre dışı kalanlar. Onlar ise ateş püskürüyor. “Neden birlikte hareket etmiyorsunuz” diye sorduğumda,

MHP için bir şey demek mümkün değil! Söylenecek bir şey yok. Farklı partilere dağılmış ülkücü/milliyetçilerin söyledikleri çok şey var.

Kullanılan ortak kelime vefasızlık. Yola çıktıklarındaki kişilik ve hal erozyonu.

Milletvekillerini dinlerken, Türk siyasi geçmişinde yaşananları, düşündüm Yorumlar, pek de farklı değil.. Şimdikilerin tek farkı, parti kurmak için her türlü riske girmelerine, partiyi birlikte kurmalarına rağmen devre dışı kalmaları. İşte bunu kabullenemiyorlar.

Önümüzdeki günler, bu birikimli Türkiye sevdalısı idealist, vatansever insanların bir çok çıkışlarını görürsek, şaşırmayalım.

Günün Sözü: Her sözün ve davranışın yarın sana döner.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.