HATİCE BELGİN – ”ÖLDÜRME ÇÖZÜM DEĞİLDİR!”

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Hatice Belgin kimdir? Kimdi?
Bugün bu adı kaçımız anımsıyoruz?
Hatice Belgin, Bingöllü bir anaydı. Çocukları olan bir kadındı, kadınımızdı Bingöl’de yaşayan.
Kızı Hazal’ın daha önce beğendiği bir kazağı almak için alışverişe çıkmıştı. Hazalcık mağaza girişinde aynı kazağı giyen ve bir başka kızla konuşan bir kızı gösterdi anasına. O kızla konuşan kızın anasının ve kardeşi Veysel’in yaşamlarını alacak bombanın taşıyıcısı, canlı bomba olduğunu bilmeden.

Hazal bilemezdi onun canlı bomba olduğunu ama; anası Hatice anladı bir biçimde durumu ve analığın o yüce saygınlığıyla, çocuklarını kurtamak için atladı ve kapandı canlı bombanın üstüne.

Tarih 29 Ekim 2011 di. Cumhuriyetimizin 88. yıldönünümünde, gözünü kırpmadan ve bir an bile düşünmeden çocukları için verdi canını. Salt çocuklarını değil onlarca suçu ve günahı olmayan insanın canını da kurtardı kendi canını vererek.
Öldü. Öldürdüler onu.
Ölen, öldürülen yalnız Hatice Belgin değildi. O gün yaralanan kardeşi Veysel’e ilkyardım odasında yatarlerken seslenen ve ona ”Korkma! İyileşeceğiz.” diyen ablası Ceylan, bu son seslenişin bir veda seslenişi olacağını bilemedi. Hatice’nin o gün yaralanan 11 yaşındaki oğlu Veysel de öldü.
Onu da öldürdüler.
Canı alınan, öldürülen bu anıt kadın, yıllarca Akdeniz anemisi hastalığına karşı yaşam savaşı vermiş. Ölümünden 3 yıl önce sağlığı düzelmeye başlayınca da ilin Halk Eğitim Merkezi’ne başvurarak mahallesindeki kadınlara biçki-dikiş kursu vermek için kolları sıvamış. Arkadaşıyla badana ve boyasını kendi elleriyle yaptıkları bir binada kursu vermeye başlamış. Kapı kapı dolaşarak kursa 45 kadının kaydını yapmış. Onlara yeni bir iş olanağı sağlamış. Küçük ve dar da olsa bir kazanç kapısı aralamış onlara.
Öldü Hatice o gün. O gün öldürdüler Hatice’yi.
Veyselcik de öldü, onu da öldürdüler ölen ve öldürülen elli bine yakın sayıda, rakamla 50 000, insan gibi, insanlarımız gibi.
Ama; bu ölmeler, bu öldürmeler sorunu çözemediler.
Çünkü bu sorun ölmelerle, öldürmelerle çözülecek bir sorun değildi. Ya bilmediler ya bilemediler ya da bilmek istemediler.
Sorunun konuşularak çözülecek sorun olduğunu anladılar sonunda. Anladılar da sorunu kiminle ve hangi boyutlarda konuşmaları gerektiğni bilemediler bu kez de.
Konuşmaya başladılar ve ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Pirinci taşlarla doldurdular. Şimdi de pirincin taşlarını ayıklamaya çalışıyorlar da onu da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.
Neden mi?
BOP a (Büyük Ortadoğu Projesi) ve projenin yapılanmasına bakın! Anlarsınız.
Yetmezse NATO’nun İtalya’daki karargâhındaki gazetelerin verdiği Ortadoğu haritasını ve o haritada Türkiye’den hangi parçanın alındığını ve o parçaya ne ad verildiğine anımsayın! Anlarsınız.
Yetmediyse Hakan Fidan’ın kimlerin rahle-i tedrisatından geçtikten sonra MİT’in başına getirildiğini araştırın! Anlarsınız.
Hakan Fidan ve avanesini kurtarmak isterken, işin gerçeği kimi kurtarmak istediğine bakın bademin! Anlarsınız.
Eğer; bunu hâlâ alamayadıysanız, anlayamadıysak daha nice Hatice Belginler ölürler, öldürülürler.
Suçlusu ve sorumlusu da bu durumu anlamayan, anlamak istemeyen biz oluruz.
Saddam’ı Irak halkının kara kaş ve kara gözü için devirmeyenler, Suriye halkının kara kaş ve gözü için değil, BOP böyle yazıldığı için Başar Esad’ın peşine düşenler, İran halkının kara kaşı, kara gözü için değil o toprakların altındaki kara altın için molla avına çıkanlar, onların Ortadoğu’daki koruyucu ve kollayıcısı devlet ve onların işbirlikçileri bu resmin tamamıdır.
O nedenle Türkiye Cunhuriyeti’nin Cumhurbaşkanının ”Burada resmin tamamına bakmamız gerekir.!” sözüne, aman ha, kulak verin!
Hem resmin tamamını görürüsünüz hem de BOP un mühendislerinin kimler olduklarını anlarsınız.
İşte; tam da o zaman Haticeler ölmezler. Ödürülmezler.
Hatice’nin eş ve evlat acısıyla yanan eşi Kadri Belgin;
”Eşim ve oğlumun adları yaşadıkça ödürmekle bir yere varılamayacağını herkes anlar.” demez.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.