HANGİSİYLE DOST HANGİSİYLE DÜŞMANSIN

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HANGİSİYLE DOST HANGİSİYLE DÜŞMANSIN

Araştırmacılar 17 Eylül 2006 da ülkemizin tarikat ve cemaat haritasını çıkarmışlar.
Bu haritaya göre; etkinliklerini dışarıya kapalı, içe dönük olarak gerçekleştiriyorlar tarikatlar.  Cemaat, tarikattan doğan bir kurum olarak, içinden çıktığı tarikatla sıkı bir ilişki içinde çalışıyor. Bunlar, hemen hemen yurdumuzun tüm kentlerinde çıkıyorlar karşımıza haritaya göre. Kendi içlerinde sıklıkla bölünüyor ve kendi kendileriyle de anlamsız bir savaşım sürdürüyorlar.
Bir de vakıfları var bunların hemen hemen hepsinin. Holdingler kurup akçeli işlerde de boy gösteriyorlar. Kefenlerinin cepleri derin olsa gerek, öteki tarafa da götürürler mi acaba?
Bunlarda tam saltanat anlayışı var. Posta babadan sonra oğul oturuyor. Oğlu yoksa şıhın, şeyhin kızının bir şansı da yok. Posta bu durumda damat oturuyor. “Erkek adamın erkek damadı olur.” yani.
O denli güçlüler ki anlayacağımız; siyaset de, siy    asetçi de takla makla bunların önünde.
İçine sızmadıkları, sızdırılmadıkları, yerleşmedikleri, yerleştirilmedikleri kurum kalmamış bunların devlette.
Belli başlıları şunlar bu tarikat ve cemaatlerin:
Kadir-i Muhammediye:
İstanbul, Ankara, Kayseri ve Düzce’de güçlü oldukları biliniyor. Başlarında Şeyh Seyyid takma adıyla Muhammed Ustaoğlu var bu arkadaşların. İmam emeklisi… Nakşibendî ve Mevlevî geleneğine bağlı olduklarını söylüyorlar.
Halveti tarikatı:
Kütahya ve çevresinde boy gösteren bu tarikatın başında Mehmet Dumlu var. Adı da, sanı da, adresi de belli… Bunların zikir törenlerine erkek ve kadın bir arada katılabiliyorlar.
Bunlarda „Kadının adı var!“ mı diyeceğiz bu durumda?
Hizb-ut Tahrir:
Kendilerini „İdeolojisi İslam olan parti“ olarak tanımlıyorlar. Başlarındaki ad Yılmaz Çelik.
Köklü Değişim adlı bir de dergileri var Hiz-but Tahrircilerin.
Galibiler:
Kadiri-Rufai tarikat geleneğinden geliyorlarmış. Ne anlama geldiğini bilmiyorum. Merak da etmedim. Meraklıları gereğini yaparlar artık. Şeyhleri Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu’ymuş. Hani şu kendilerini şişleyenler vary a, işte bunlar onlar. Zikirde şiş çekmeleriyle tanınıyorlar.
“Mezhep olarak Hanefi; meşrep olarak Alevi; yol olarak Kadiri-Rufai Galibiyiz.” „ Ortaya bir karışık…“ durumu yani.
Nurcu Kırkıncı Hoca Grubu:
Nurcuların Said Nursî’nin ölümünden sonra ortaya çıkan 10 gurubundan biriymiş. Başlarındaki, Nurcuların Kırkıncı Hoca dedikleri Mehmet kırkıncı’dan alıyorlar adlarını. Onun ünü Fetullah Gülen’i Nurcu yapmasından geliyormuş
İcmalciler:
Şıhları Haydar Baş, partileri Bağımsız Türkiye Partisi, tarikatları Kadiri Tarikatı.
Cerrahiler:
Halveti Tarikatı’ndan gidiyorlar varmak istedikleri yere. Müzikle zikrediyorlarmış. Çok sayıda ses sanatçısı bunların müridiymiş. İki kolları varmış bunların. Şeyh Ahmet Misbah Ekmenkul’un kurduğu Kadirhane ve Celvetiye Tarikatı’na bağlı olan İsmail Hakkı Bursevî’nin kurduğu Hakkıye.  Ad, adres, künye, her şey ortalık yerde.
Uşşakiler:
Halvetilerin bir kolu da buymuş. Kurucuları da Pîr Hüsameddin. O göçmüş ötelere. Şimdi güncel olan ad; hakkın rahmetine kavuşan İbrahim İpek’ten sonra posta oturan emekli millî güreşçi Fatih Nurullah. Zikirlerine „Devran“ adını vermişler. Neden mi? Bilmem…
Menzilciler:
Nakşibendi Tarikatı’nın Menzil Kolu bu. Adını Adıyaman’ın Menzil Köyü‘nden alıyor.
Zehirli bir iğne saldırısında öldürülen Raşit Erol’dan sonra posta kardeşi Abdülbaki Erol kurulmuş. Semerkant Gurubu da bunlarınmış. Sayısız şirketleri var.  Şirketleri „Derviş“ dedikleri müritler kuruyorlar. Belediyelerin açtıkları ihaleleri alarak güçlerine güç katıyorlar.
Tillocular:
Kurucu Sultan Memduh Hazretleri’nin mezarının bulunduğu Siirt’in Tillo Beldesi’nden alıyorlar adlarını. Tillo, Süryanicede „Yüksek Ruh“ anlamına geliyormuş. Tarikatları da Kadirîlik.
Hazneviler:
Türkiye Kürtlerinin „Nakşibendî Cemaati“ymiş. Şeyhleri Muhammed Haznevî. Suriye’de yaşıyor, yılda en az üç kez Türkiye’ye gelerek zikirleri yönetiyormuş. Geçen yıl ölmüş. Posta oğlu Muhammed Muta Haznevî oturmuş.
Hakikatçılar:
Bunlar tüm cemaatlere karşıymışlar. Şeyh Ömer Öngüt. İkâmet Adapazarı. Şeyhe ve Cemaate itaat mutlak…
Breh, breh, breh…
Yahyalı Cemaati:
Nakşilerin Anadolu’daki en önemli kolu buymuş. Adını Yahyalı Hoca Efendi’den alan cemaatin postunda Şeyh Ramazan Dinç kuruluyormuş. Kayseri’nin en ünlü iş adamları cemaatin müritleri arasındalarmış.
Bir önceki Cumhurbaşkanını ve babasını mı merak ettiniz? Üzgünüm! Bu merakınızı da gideremeyeceğim.
Işıkçılar:
Kurucu: Hüseyin Hilmi Işık.  Koruyucu şemsiye: İhlas Holding. Lider: Merhum Enver Ören.
Gülen Cemaati ve Nurcular:
Yurdumuzun tarikat ve cemaatleri üstünde en büyük etkinlik „Nurcu“ların elindeymiş. Başlarında, şu günlerde Pensilvanya’daki bulunuyor.“ FG“ diyorlar kısaca ona. Hani şu ünlü „Hizmet Hareketi“ var ya. Bu, o. Salya sümük ağlamasıyla ünlü bu emekli vaizin elinde ve buyruğunda bu tarikat ve cemaat. FG denilince aklınıza Akyazılılar ve Türkiye Öğretmenler Vakfı da gelsin. Örgütlenmeye bu adlarla başlamışlar. Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya, kim bilir belki de Okyanusya’ya değin uzanan yatırımlarıyla milyarlarca Dolarlık bir ekonomik güç var ellerinde.
Günümüzün FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) sü.
Burada, bu tarikatla ilgili bir parantez açalım:
15 Temmuz 2016 silahlı kalkışma bunların devletin tüm kurumlarında son derece güçlü bir biçimde yerleştiklerini, yerleştirildiklerini tüm çıplaklığıyla serdi gözler önüne. „Yerleşmedikleri, yerleştirilmedikleri tek kurum yoktur.“ dersek, abartmamış, çıplak gerçeği söylemiş oluruz.
Kifayetsiz muktedirin korkusunun boyutları da bu nedenle bu denli büyüktür.
Ellerini verdiler onlara, kollarını kurtaramıyorlar. CHP’den ve MHP’den medet ummaları da bundandır. Demokratlıklarından falan değil… Onların demokratlıkları da nev-i şahsına münhasırdır aslında.
Yeni Asyacılar, Med Zehra Vakfı, Aczimendîler, Yeni Nesilciler, Yazıcılar…
Ahtapotun kolları gibi sardılar yurdumu ve yurdumun insanlarını. „Değiştirmek“ için veriyorlar savaşımlarını.
Neyi mi değiştirecekler?
Onu da mı anlamadın?
Eh artık! Ört ki; ölem…
Süleymancılar:
Kurucu: Süleyman Hilmi Tunahan. Hakikatçılar’ın şeyhi Ömer Öngüt; Süleymancılar için,  “Dinleri Süleymancılık, imanları para, huyları gasp, meslekleri de dilencilik olan bir cemaat” diyorlar. Ben onların yalancısıyım.
Melamiler,  Erenköy Cemaati,  İsmailağa Cemaati falan…
İskenderpaşa Cemaati:
1800 ’lü yıllara, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’ne uzanıyormuş geçmişi. Uzun süre, Gümüşhanevi tekkesi cemaate ismini verdi. Cenazesine zamanının en önde gelen şeriatçılarının katıldığı Mehmet Zahit Kotku en ünlü adıdır bunların. Ondan sonra posta damat Esad Coşan oturmuştu hani. O da Avustralya’da bir trafik kazasına kurban gidince oğlu Nurettin Coşan oturmuşu bu kez de posta. Hakyol Vakfı, Koşan İlim Sanat ve Kültür Vakfı, Sağlık Vakfı bunlarınmış. Hanım Dernekleri de bunların kadın örgütlenmesiymiş. Holdinglerinin adı Server Holding. „Dünya malı dünyada kalır!“ a pek aldırmıyorlar nedense. Eski cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın,  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Korkut Özal‘ın, Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, bir dönem için dahi olsa Necmettin Erbakan’ın bu cemaatle ilişkileri, gönül bağları olduğu da söyleniyor.
3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından ilk Cuma namazını Ankara’nın Dikmen’indeki Mehmet Zait Kotku Cami’nde kılmış RTE.
Kifayetsiz muktedirin al takke ver külah ilişkisi içinde olduğu bir tarikat da budur.
„Ne alâkâ“ mı?
Kel alâkâ!
Bu kifayetsizler işin başında oldukları sürece tarikat-siyaset ve ticaret üçgeninden daha çooook çeker, çekecektir yurdumuz ve yurdumuz insanı…
Bunun sonu parçalanma, bunun sonu bölünmedir.
Ne demişti Kurtarıcı ve Kurucu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
“Arkadaşlar! Efendiler ve ey millet;  iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” mı?
Tarikat ve Cemaat kavgasının tozundan dumanından göz gözü göremezken…
Ülkenin başındaki en tehlikeli tarikat, en tehlikeli cemaat AKP yken…
Güler misin, ağlar mısın?

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.