HALKI ALDATMAYALIM!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Terör örgütü dağdan indirilecekmiş. Görüşmeler sürüyormuş..Barı için adımlar atılıyormuş.. Bunun için alakasız illerde oynan futbol maçları Kürtçe yayınlanacakmış.. İkinci dil topluma kabul ettiriliyormuş.. Hangi Kürtçe ise? Burada yazmıştık. Kürtçe diye bir dil yok.. Birçok lehçeler var birbirlerini anlamıyor. TRT şeş Diyarbakır ağzıyla yayın yapıyor ama diğer kırmançlar bile anlamıyor, Diyarbakır ağzıyla verildiği için demiştik. Yine dedik ki Zazaca ayrı, Solhanice ayrı, Bohtanice ayrı. Bu nedenle kasetler satılmıyor. HADEP/BDP’lilerin çıkardığı gazete satılmıyor, okunmuyor. Kürtçe kurslar katılım olmadığı için kapandı. Ama dinleyen kim? Hala Kürtçe de Kürtçe diye tutturmuşlar.

Bunları soran konuşan var mı, yok.Akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler, istihbaratçılar, güvenlikçiler sorunu tam, net teşhis etmiyorlar edemiyorlar. Bu nedenle de önleyici tedbirler içinde ve peşinde değiller. Peki neyin peşindeler? ABD ve Avrupa’nın ağzının içine bakıyorlar. Sanki sorunu onlar besleyip büyütmüyorlar. Desteklemiyorlarmış gibi onlarla birlikte hareket etme gereği duyuyorlar.

İçişleri Bakanlığı Bilgi Toplama Yönergesine göre; “Bu yönergenin 9/b maddesinin bentlerinde yazılı suç sayılan fiilleri işleyenler hakkında adli makamlar, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya dava zaman aşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve kararın kesinleşmiş olması halinde bilgi formları iptal edilir.”

Bu düzenleme, AB reformlarının bir gereği olarak yapılmıştı. Fişleme suçlamalarının önü böylece kesilmişti. Ülkesine ihanet edenlerin özgürlüğü, AKP’nin bu düzenlemesiyle sağlanmıştı… Bu düzenlemeye göre suçlular, teröristler, katiller, çete mensupları adli sicil açısından temize çıkmış oldu.

PKK teröristi aynı gerekçeyle cezaevinde iken milletvekili seçilmesi durumunda da Yüksek Seçim Kurulu aynı kararı vermemiş miydi? Ve o şu anda milletvekili değil mi?

Yine Recep Erdoğan’ın mahkumiyetine rağmen Siirt seçimleri, hukuku katletmek pahasına iptal edilip seçilmesi de aynı gerekçeyle yapılmadı mı?

Abdullah Gül, kayıp trilyon davasının sanığı olduğu mahkeme kararı ile sabitken, dokunulmazlık nedeniyle yargılanamazken, Erbakan mahkum oldu, Yüksek seçim kurulunca seçime sokulmadı. Nasıl oluyor demeyin, Hukuk bu! Artık siz guguk da diyebilirsiniz.

ABD işgalinin merkezi İncirlik!
İncirlik Hava Üssü’nün “www.incirlik.af.mil” adlı internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Irak’ı işgal eden ABD, lojistik desteğinin yüzde 70’ini İncirlik Hava Üssü’nden sağlamış. 2007 yılı boyunca ABD’nin İncirlik Hava Üssü’nden Irak’a 30 bin askeri personel ve 162 bin ton kargo gönderilmiş.

ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green, 4 Aralık 2007’de yaptığı açıklamada, “İncirlik Üssü, bizim ihtiyaçlarımıza göre kullanılıyor” demişti.

İşkence seferleri düzenlenmişti. CIA’nın yasa dışı yollardan tutukladığı veya kaçırdığı kişileri sorgu için Guantanamo’da bulunan ABD’nin üssüne taşırken İncirlik Üssü’nü de kullandığı ortaya çıkmıştı. İspanyol Havaalanları ve Havacılık Merkezi’nin raporunda, CIA’nın son 5 yılda, İncirlik’ten ABD’nin işkence merkezine 24 sefer yaptığı kaydedilmişti. Raporda CIA’nin 47 kez de İspanyol askeri havaalanlarını kullandığı belirtilmişti.

Unutmayalım ki; Çocuk hata yapar, baba ya da anneden korkar, çekinir. Mazaret uydurmaya çalışır. Çocuk tecrübesizdir, bilgisizdir. Ama bir yanlışlık yapmıştır ve bunun hoş karşılanamayacağını bilir. Utanır, üzülür ve kendince gerekçeler arar, bulur. Hesaba çekileceğini bilir.

Yöneticiler de öyledir. Tek fark olgun yaş ve statüdür. Yönetici ne yaptığını bilir. Bilinçlidir. Karşısında kendisini seçen halk vardır. Halkın seçimde kendisinden hesap soracağını bilir. Bilir ama çocuk gibi gerekçeler arar, formüller geliştirir. Kamuoyunu yanıltmakta, destekçiler arar. Kendisi ile olanak sahibi olanlarla başlar destekçi desteği. Bu içte veya dışta fark etmez. Sonra vaatler gelir yine içte ya da dışta fark etmez. Beklentisi olanların umudu olmayı hedefler. Yanıltma yöntemleri geliştirilir.

Kitle iletişim araçlarına sahip olanlar da bir yolla kontrol altına alınır. Ve artık halkın yanıltılması dolayısıyla aldatılması süreci işlemeye başlar.

Aldatılmayı meşru gören halk için söylenecek bir şey var mı? Var, aydınlatılmaları gerekir.

Günün Sözü: Gerçekleri göremeyen göz, hissetmeyen kalp, duymayan kulak, insanı insan olmaktan çıkarır.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.