HACIYATMAZ

ABONE OL
18:58 - 01/10/2020 18:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkçe, yaratıcılığı bakımından gerçekten zengin bir dil. Yarattığı sözcükler, özdeyişler bu dilin zenginliğinin kanıtıdır.

Örneğin, yerinde kullanıldığı zaman sayfalar dolusu açıklamaların bile yetersiz olduğu ‘’Hacıyatmaz”, sözcüğüyle insan yaşamında hep karşımıza çıkan kişileri tek sözcükle anlatır.

Çevrenize baktığınızda sürüyle hacıyatmaz görürsünüz.
Hacıyatmazlar çeşit çeşittir.

Kimi hacıyatmazlar, hacıyatmazlığı akıllılık olarak, zekilik olarak algılarlar.

Kimi hacıyatmazlar, bilirler hacıyatmaz olduklarını. Ama karşılarındakilerin anlamadığını sanırlar.

Kimileri meslek edinirler hacıyatmazlığı.

Her kesimde sürüsüne bereket yığınla hacıyatmazlar vardır.

Siyasette, medyada, ticarette, tarikatta, cemaatte, sokakta…

Yargıya kadar yerleşti hacıyatmazlar.

Amip gibi de çoğaldıkça çoğalıyorlar.

Hacıyatmaz aslında şeriatçıdır.

‘’Laiklik aslında…” diye laik ayağına yatar.

Zekâ düzeyi düşük olan hacıyatmazın yüzüne bakar, inanır.

Hacıyatmaz çağdışıdır.

Demokrasiyi trene benzetir, araca benzetir.

Sonra dönüverir, demokrasi havarisi kesilir.

Hacıyatmaz hortumcudur, vurguncudur.

Sıradan memurken, siyasete atılıp maddeten aşırı semirince insanlar değirmenin suyunu sorarlar.

Hacıyatmaz, hacıyatmaz durumunu alır işsiz, güçsüz olmasına bakmaz; sallanır, sallanır dikelir; ‘’Oğlumdan ödünç aldım.” Der. Yersen dersin ama yerler.

Hacıyatmaz haramdan beslenir.

En güvendiği ağa babası; ‘’Paraları yurtdışında cukkalıyor” diye not düşer. Gözü kara biri raporları ele geçirir basına dağıtır.

Başka ülkelerde, dışarıya para depolayanlara halk ayaklandı. Başkanlar, krallar devrildi. Bizim hacıyatmaza ‘’Bu nedir?” diye sormaya kalktılar. Adı üstünde hacıyatmaz yattı-kalktı duruşunu aldı. Yavuz hırsız misali:

‘’Erkekseniz kanıtlayın” diye dikeldi. Parası bende der mi, yetimin, fukaranın hakkını deterjanla yıkadığı için refah içinde yaşayan tefeciler.

Bilmez mi hacıyatmaz? Bilirde efelenir.

Gazeteleri kapattırır.

Yazarları kovdurur.

Hapsettirir.

Basın baskı altında dendi mi, hacıyatmaz yatar, kalkar, dikelir.

‘’ Dünyanın en özgür basını bizde” diye şişinir.

Hacıyatmazla yarışamazsın…

Veryansın eder hukukçulara.

Utanmaz asla.

O hacıyatmaz, yargıç cübbesine bürünür, cumhuriyetin sağladığı olanakları yadsıyarak, kömür karasına çevirdiği kellesinin içindeki beynini bile karartmıştır.

Saldırır adalete, çağdaşlığa, yemek yediği çanağa pisler.

Gerçek hukukçulara saldırır. Hacıyatmaz bu, utanma duygusundan yoksundur.

Hacıyatmaz medyadadır.

Gariban öğretmenin keseneğinden alınan arsaları o dönemki efendisince kıyak yapılır.

Utanmaz hacıyatmaz ‘’Bin bereket” der, gelir hanesine işler.

Oğluna gazete açar, kupon verir, ‘’voleyi vurur”. Kuponların karşılığı istenince sırra kadem basar.

Hacıyatmaz ‘’Nazlı mı nazlıdır.”

Tınmaz bile.

O kanal senin, bu kanal benim fır döner, ‘’faziletten, refahtan, haktan hukuktan” dem vurur Alıp Kaçanların Partisinde gönüllü rakkaselik yapar.

Hacıyatmaz şeyhliğe soyunur.

Salya-sümük ağlar.

Şu hacıyatmaz, garibandır aslında.

Evinde aşı, elinde işi yoktur.

Yavan ekmeğe muhtaçtır.

Çoluk çocuk çıplak, perişandır.

Her seçimde kendisine ihanet eder.

Sobası yoktur ama kömüre tamah eder.

Bir kilo makarnaya.

İki kilo şekere.

Oyunu satar.

Her seçimden sonra feryat eder, ‘’Kolum kesilseydi keşke” diye dövünür.

Gelen seçimde gene makarnaya yenilir.

Bu en tehlikeli hacıyatmazdır.

Zararı kendinedir.

Akrep gibi kendini sokar.

Kendini de yakar, bizi de yakar.

Şimdi seyredin hacıyatmazları.

Hacıyatmazlığını saklamak için bize saldırır.

Tanırsınız bunları.

Yığınla, üredikçe ürüyorlar!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.