HACC, GİDEBİLEN HERKESE FARZDIR

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yüce Yaratıcı sağlıklı olan müslümanlara, kadın ve erkek ayırımı yapmadan hicretin dokuzuncu yılının sonlarında haccetmeyi farz kılmıştır. Hacc, bilinen aylarda Arafat’da durmak ve Kâ‘be’yi ziyaret etmektir. Kur’ân’ın beyanı şöyledir: „Hacc bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur.„415
Bilinen aylar, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır.416

Bu aylarda Hacc yapmak farzdır. Zilhicce ayında Hacc yapmak ise Sünnet‘tir. Müslümanların iş durumları ve dünyadaki müslüman nüfus gözönünde bulundurularak, Hacc’ın bu üç aya dağıtılması izdihamı önlemek açısından kanaatimizce faydalı olacaktır. Böyle bir uygulamayı şartlar belirleyecektir. Buyruk şöyledir: „Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır.„417
„Safa ile Merve Allah’ın nişanlarındandır. Kim Kâbe’yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir günah yoktur.„418
„Ey insanlar Allah size haccı farz kıldı, haccediniz”419
„İnsanları hacca çağır ki, yürüyerek veya uzak yollardan gelen idmanlı binekler üstünde sana gelsinler.„420
„Hacc‘ı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurbanı kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da oturmayan kişi içindir. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.„421

O Ev sığınakatır
Yüce Yaratıcı Kitabında, Hacc ibadetinin önemini, Evi’nin emin bir yer olduğundan bahisle, müslümanlara sığınağın adresini göstererek vurgular ve o sığınaktaki görevlerini tenbih eder:„Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah’ı insan için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim’in makamından bir dua yeri edinin.
İbrahim ve İsmail‘e şu sözü ulaştırmışdık: Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû- secde edenler için evimi temizleyin.„422

Müslümanların boy gösterisi
Oruç ibadetiyle kötü arzularından kurtulan, zekatla fedakarlık duygularını geliştiren, namazla ruhen yükselen, cihadla Allah’a teslimiyetin tadına eren müslüman; hacc ibadeti ile de müslümanların birlikteliğini ve gücünü dünyaya ilan eder.

İhram
Hacc ibadeti süresince, belirlenen yerlerde „kara avıyla avlanmanın, cinsel ilişkiye girmenin, didişmenin,itişipkakışmanın” haram olmasıdır.„(Ankebût 67)
Didişmek, itişip- kakışmak her zaman yasaktır. Hacc ibadeti sırasında özel olarak vurgulanması, müslümanın bu ibadet esnasında daha disiplinli ve dikkatli davranmasını tenbih içindir.
Aynı zamanda Hacc ibadeti yapılırken giyilen dikişsiz elbiseye de ihram denilir. Farz olan; elbise anlamındaki ihramı giymek değil, Hacc ibadetine başlanmasıyla önceden helal olan bazı şeylerin Hacc bölgesinde geçici olarak haram olmasıdır. 426

İslâmdan önce Arap geleneğine göre, günlük elbiselerle Kâbeyi tavaf etmek hoş karşılanmazdı, tavaf için özel elbiseler giyilirdi. Özel tavaf elbiseleri olmayanlar, Kâbe’yi çıplak olarak tavaf ederlerdi. Kur’an, çok nazik bir biçimde çıplaklığın hoş olmadığını güzel ve şık elbiselerle tavafın daha uygun olacağını insanlara beyan etmiştir. „Ey Âdem oğulları! Tüm mescidlerde süsü, güzel giysilerinizi kuşanın.„427

Bugün ihram olarak tanıdığımız iki parçadan oluşan beyaz elbise, tavaf için öteden beri kullanılan tören elbisesidir, diyebiliriz. Kur’an bu tören elbisesiyle ilgili bir ölçü vermemiştir. Peygamberimizden gelen rivayetler de, birbiriyle çelişmektedir. „Bu elbisenin dikişsiz olması gerektiğini hatta bu açıdan iç çamaşırı bile giyilemeyeceğini” belirten rivayetlerin yanında, „elbi-senin dikişli olabileceği gibi iç çamaşırı giyilebileceğini” bildiren rivayetler de vardır.
„Ayağa yalnız takunya giyilebileceğini” belirten rivayetlerin yanında, „mest giyilebileceğini” bildiren rivayetler de vardır, ihramlı iken „koku sürünmemek” gerektiğini bildiren rivayetlerin yanında „koku sürünülebileceğini” bildiren rivayetler de vardır.428

İhramlı iken, iç çamaşırı giyilemeyeceği, koku sürünülemeyeceği, banyo edilemeyeceği, yıkanılamayacağı, dikişli elbise giyilemeyeceğiyle ilgili rivayetler, bize İslâm öncesindeki çıplak tavafı hatırlatmaktadır.

Biz deriz ki; bu elbisenin dikişli olmasıyla dikişsiz olması arasında fark yoktur. Hem kadına serbest olan dikişli elbise erkeğe niçin yasak olsun ki. Mesele elbisenin dikişsiz olmasıysa bu bir çifte sıtandart değil midir? Yöre sıcak olduğu için, beyaz olması ve de özel bir günde giyileceği için oldukça şık olmasında fayda vardır. Hacc ibadetinin asıl espirisi dünya müslümanlarının birlikteliğini, gücünü, temizliğini, şıklığını, örnek alınabilecek örflerinin olduğunu insanlığa takdim etmektir.

Hiç şüphe yok ki, tören elbisesi olarak giyilen ihramın ayrı bir ihtişamı ve güzelliği vardır. Sanki herkes kefenlerini giymişte ölümün provasını yapıyor. Aman Alla’hım o ne ihtişam öyle.

İhramlıya neler yasaktır
Müslümana Hacc ibadeti süresince o bölgede ne yasaksa Kur’an bu yasakları belirlemiştir. Kur’an’ın ruhuna uygun detayları da O’nun elçisi vermiştir. İlave yasaklarla hacc ibadetini zorlaştırmanın müslümana getireceği fayda yoktur. Buyruk şöyledir: İhramlı iken cinsel ilişki, itişip- kakışmak, çirkin söz söylemek (Bakara 197) ve kara avı yasaktır. (Maide 1, 96)
Bildirilen yasaklar bunlardır. „Başınızı yıkayamazsınız, vücudunuzu kaşıyamazsınız kıllar dökü-lebilir, başınızdaki, vücudunuzdaki biti pireyi öldüremezsiniz, güzel koku sürünemezsiniz, tırnağınızı kesemezsiniz v.s.„432 gibi, eziyete dönüşen fetvalar doğru olmayan fetvalardır. Başka benzer yasaklarla ve o yasakları işleyenlere verilen cezalarla, hacc ibadetini çekilmez hale getirmemek lazımdır.

Biz, bazı görevli hocaların hacılara başınızı kaşıyamazsınız, eğer kaşırken yere bir kıl düşerse ceza ödemeniz lazım gelir diye fetva verdiği halde, kendilerinin hacıların gözü önünde saçlarını taradıklarını biliriz.
Haksız yere ceza adı altında toplanan paralar hacc şirketlerini zenginleştirirken, sırtına ikinci bir mali külfet yüklenen hacının vebalini kimler üstlenecektir acaba. Fetva veren hocalar mı, onlara fetva verdiren şirket sahipleri mi?

Arafat’da vakfe
Haccın farzlarından biri de Mekke yakınında bulunan Arafat mevkiinde (Arafat ve Müzdelife), Hacc’ın birinci günü zeval vaktinden ikinci gününün fecrine kadar bir süre durmaktır. Kur’an Arafat vakfesinden sonra, Müzdelife‘ye hareket etmemizi ve orada öğretilen şekliyle Allah’ın anılmasını bizlere tenbih eder, Arafat vakfesi, Müzdelife zikriyle birlekte zikredilir; yani haccın ikinci günü hava aydınlanıncaya kadar Müzdelife‘de duran kimsenin haccı tamamdır.

Kâ‘be’yi tavaf
Arafat’da vakfeden sonra, Kâ‘be’ nin ziyaret edilmesidir. Bakara Sûresi‘nin 203. âyetinde Hacc’ın süresi belirtilir. „Allah’ı sayılı günlerde anın. Kim hemen iki günde işini bitirirse ona günah yoktur. Kim de geciktirir, ertelerse sakınıp korunduğu taktirde ona da günah yoktur. Allah’tan korkun ve bilin ki siz O’ nun huzurunda haşredileceksiniz. „ Tavaf ile ilgili buyruk da şöyledir: “Sonra, kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, Beytullah’ı tavaf etsinler. „ (Hac 29)

Hayızlı kadının tavafı
Tavafın zamanıyla, abdestli olmak ile ve kadınların hayız durumlarıyla ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunların hiçbirisi, tavafın olmazsa olmaz şartları değildir. Sadece tavafın bir disiplin içerisinde yapılabilmesi için yapılan tavsiyelerdir. Buyruklar içerisinde, Kâbe tavaf edilirken abdestli olmak gibi bir şart yoktur. İmam Şafii ve İmam Maliki’nin aksine, İmam Hanefi ve İmam Hanbeli bu görüşü savunurlar.439

Hayızlı olan kadının Kâbeyi tavaf etmesinde de bir sakınca yoktur. İhramda iç çamaşırı giyilmesi konusunda yapılan tartışmaları göz önüne alırsak, hayız halinde kadının Kâbe‘yi tavaf etmesi, hayızlı olduğu için değil, psikolojik açıdan doğru olmazdı, sağlık açısından doğru olmazdı. Düşünün, kırk derecenin üzerindeki bir sıcaklıkta Kâbeyi tavaf ediyorsunuz, hayızlı kadınlar yeterince kendilerini koruyamadıkları için tavaf mevkiinde hoş olmayan durumlarla karşılaşıyorsunuz, ve havaya son derece hoş olmayan bir koku hakim. Böyle bir ortamda müslüman herhalde, doya doya ibadet keyfini yaşayamayacaktır. Peygamberimiz o dönemin kadınlarına ancak, yasak getirerek bu durumun önüne geçebilirdi ve O da öyle yapmıştır. Yoksa; tedbirini aldıktan sonra, kadın hayız halinde iken Allah’a yaklaşamaz, O’na ibadet edemez gibi kural olmaz.

Yirmibirinci asırdaki hayızlı kadına tavaf ve namaz yasağı getirmenin hiçbir haklı mantığı yoktur. Üstelik bu tür tedbirleri ibadetlerin olmazsa olmaz şartları olarak anlatmak İslâm’ın son din oluşuna gölge düşürmektedir. Sanki, İslâm dîni erkeklerin dinidir de kadınların dini değildir.

Temizlik İslam’ın olmazsa olamazlarındandır
Sıcaklığın 50 derecelere ulaştığı bir yerde, banyo yapamamanın, güzel koku sürünememenin, kaşınamamanın vereceği sıkıntı ve ortaya yayılan ağır koku sadece insanlara eziyet verir, sevap kazandırmaz. Müslümanlar kendilerine ve bir başkalarına eziyet yaparak Allah’a ibadet etmemelidirler. Böyle bir ibadet Kur’an buyruklarına ve peygamber anlayışına ters düşer. İbadet sıkıntı içerisine girmek için yapılmaz, huzur bulmak için yapılır.

Öte yandan Haccın farzlarından olan Arafat Vakfesiyle ilfgili bir yasaklama da yoktur. Haccın farzlarından birisini yerine getiren kadına diğerini yasaklamak fazla mantıklı olmasa gerektir. Bugün kadınların hayız halinde rahat çalışmaları, dolaşmaları için gereli korunma tedbirleri alınmıştır. Dolayısıyla, sebep ortadan kalktığı için yasak da kalkmıştır.

Öte yandan hayız konusuyla ilgili delil gösterillen hadis Hz. Aişe‘ye söylenilmiştir. Bence Hz. Aişe hayızlı iken ya çok ızdırap çeken birisiydi, tavaf edecek bir güce sahip değildi, ya da bu hadis Pey-gamber hanımının böyle durumlarda daha dikkatli olması gerektiği konusunda bir uyarıdır.

Günümüzde yaşayan geleneksel din anlayışına göre:”Toplumda kadın yoktur, sosyal aktivitenin içerisinde kadın yoktur, cematla yapılan ibadetlerde kadın yoktur, yaratılışı icabı hastalandığı zaman; namazda kadın yoktur, hacda kadın yoktur, camide kadın yoktur ve sonra „kadının aklı kısa, dini de yarım olduğundan cehennemin çoğunu onlar dolduracaktır!„ Bütün bu ve buna benzer hükümler son ve mükemmel din olan İslâm Dîni‘nin hükümleri değildir. Ve günün müslümanları da İslâm diye bu garip hikâyelerden, ucûbelerden müteşekkil „uydurma” dini, insanlara Allah’ın dinidir diye tanıtmamalıdırlar. Bu din, Allah’ın dini değil; Allah’a fatura edilen “geleneğin” dinidir.

Duamız şudur
Güzel Allah’ım, ne olur bizlere yardım et, gerçek dininle bizi tanıştır, din bezirganlarının elinden, bizleri kurtar, onların şerlerinden bizleri koru. Amîn

Rüştü Kam

Kaynaklar:
415 Bakara 189-197
416 I. Derveze, Kur’ân’a göre Hz. Muhammed‘in Hayatı, Yöneliş, Ist. , 1989, c. 1 s.178,Bidayetü’l- Müçtehid, c. 2, s. 163
417 Ali Imrân 97
418 Bakara 158
419 Müslim 4 / 224
420 Hacc 27
421 Bakara 196
422 Bakara 125
426 Mâide 1- 2, 95- 96- 97
427 Araf 31
428 Rivayetlerle ilgili geniş bilgi için bkz: Izzet Derveze, Kur’an’a göre Hz. Mahammed’in Hayatı, Yöneliş, Ist. 1989, c. 1, s. 186, Seyyid Sabık, Fıkhu’s- Sünne, Pınar yay. Ist. 1992, c. 2, s. 91, Canan Ibrahim, Kütüb’i Sitte, Akçağ, Ank. , 1995, c. 5 ve 6. Bidayetü’l Müçtehid, c. 2, s. 165
432 Kerimoğlu Yusuf, Emanet ve Ehliyet, ölçü yay. Ankara, 1985, c. 1, s. 530- 551, Ter. Ege Hasan, Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı, Bahar yay. Ist. , c. 2, s. 160- 170
439 Bidayetü’l Müçtehid, c. 2, s. 187

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.