GÜZEL ve TATLI ÖLÜM

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

GÜZEL ve TATLI ÖLÜM

Türkiye 13 Mayıs’ta toplu cinayet haberleriyle çalkalandı.
Salı günü Manisa’nın Soma ilçesinden gelen acı haberle sarsıldı. 
Soma’daki bir kömür ocağındaki trafoda patlama meydana geldi ve yangın çıktı. 
Olay nedeniyle ilk bilgilere göre çok sayıda işçi hayatını kaybetti, 200’den fazla madenci mahsur kaldı.
Anlı şanlı yandaş, pısmış Türk Medyası penguenler yerine geçmiş dizileri verirken biz can kayıplarının gerçek sayısını dış basından öğrenebiliyorduk.
Bu cinayetin kurbanları ne polis copundan, ne Toma saldırılarından, ne de yandaş sivil giyimli katillerin sopalarla, palalarla linç saldırılarıyla öldürüldü.
Bu ölümler iktidarın, insan yaşamına verdiği değerin utanç duyulacak örneklerinden birinin daha acı verici yansımasının ve yine ölümlerle sonuçlanan bir AKP Türkiyesi gerçeğiydi.
Yer altında kalan işçiler ayda bin iki yüz ile bin beş yüz lira karşılığında canlarını verdikleri maden ocağının AKP’nin seçim yatırımı için dağıtılan kömürlerin çıkarıldığı maden ocağı olması bu cinayetin hesabının sorulamayacağı kuşkusunu doğuruyor.
Bile bile gelen ihmallerden, iktidarın kaldır deyince parmak kaldıran, indir deyince parmak indiren meclisteki biat taburunun aldıkları buyruk üzerine, yandaş işadamının maden ocağının iş güvenliğinin araştırılmasını reddetmesi sonucu 284 işçinin ölmesine cinayet dememek için insanın vicdan denen duygudan yoksun olması gerekir.
2013 yılında CHP tarafından verilen; Soma’daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarına ilişkin araştırma önergesi 29 Nisan 2014 tarihinde TBMM görüşüldü.
Bu önerge TBMM Genel Kurulu’nda AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.
Genel Kurulda CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, 29 Nisan 2014 de bu günleri işaret etmişti.
Özgür ÖZEL konuşmasında şunları söylemişti:
”Bugün verdiğimiz araştırma önergesi Soma’daki işçi kayıplarıyla ilgiliydi. Soma’da maden ocaklarında sürekli patlamalar oluyor ve o patlamalarda işçilerimizi kaybediyoruz.
Verdiğimiz soru önergelerine cevap:10 kere denetledik, 66 tane kusur, şu kadar para cezası verdik. Sonuç; yeni patlama yeni ölümler.
Peki, bir şirket var, adı UYAR Madencilik. Manisa milletvekilleriyle en iyi ilişkiler halinde. 
Bu madencilikte o kadar büyük sıkıntılar, kusurlar var. Ama son kazaya kadar defalarca denetlendi, bir türlü ceza almadı.
Peki, bu işin kerameti ne?
U işin kerameti ve hikmeti bu barette gizli arkadaşlar.(Baret maden işçilerinin giydiği başlık, kask)
Sayın Başbakan Manisa’da Cumhuriyet Meydanına çıkar, derki; Soma’lı işçi kardeşlerim burada mı?
Askeri bir disiplinle dizilmiş üç bin Soma’lı maden işçisi baretleri kaldırır, neşesiz, mutsuz, heyecansız, dimdik durur. Çünkü bir gün önce onların yemek fişleri toplanmıştır, ertesi gün miting alanı çıkışında geri dağıtılacaktır. Başbakan selamlanacak çıkarken kimlik geri alınacaktır. Yevmiye işlemektedir. Başbakan için görev yapılmaktadır. Selamı çakarsın, çakmadıysan ertesi gün işinden olursun. İşinden olmayanlalar madene inerler.
Maden patlar, işçi ölür.
Ölen ölür kalan sağlar Recep Tayyip Erdoğan’a yetmektedir.
………
 MHP Manisa Milletvekili Erkan AKÇAY konuşmasında rakamlarla Soma’daki maden ocaklarındaki kazaları, Uyar Madencilik şirketi ile AKP’nin yakın işbirliğini anlatır ve araştırma lehinde olacaklarını belirtir.
Ama AKP, yandaşına dokundurmaz.
Oturumu yöneten başkan oylama sonuçlarını açıklar:
”Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Oylama sonucu öneri reddedilmiştir.”
Olay bitmiştir.
AKP’li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Meclis tutanaklarına geçen konuşmasında:
”Bir iş adamı bir siyasi partinin üyesi olabilir. Bu işadamı işçilerinin parasını ödeyerek siyasi mitinge götüremez mi?” Diyerek işçileri köle olarak gördüğünü itiraf etmekte bir sakınca görmemişti.
Başbakan CHP’nin önergesinde Maden Ocakları ile ilgili hiçbir söz olmadığını savundu.
İnternette tüm Türkiye’nin dinlediği konuşma ise başbakanı yalanlamakta.
 Başbakanın Gezi Olaylarında Camide içki içildiği, yakını bir türbanlı kadına üzeri çıplak yüz kişinin taciz ettiklerini ve görüntülü delillerinin olduğunu, ama bu delilleri bir türlü gösteremediği tavrı; ben söylerim, herkes inanmak zorunda tavrıdır.
Bu kadar can kaybının olduğu başka ülkelerde bakanlar, başbakanlar düşer, ama AKP Türkiye’sinde 
Başbakan çıkar; İmanın şartına sarılır, madencinin ölümünü olağan sayar.
Ölüm acısını dışa vurmak, başbakana şirk koşmak sayıldığından, ülkenin dört bir yanında ölümlere tepki duyanlar, polis copu, Toma’lardan kimyevi tazyikli su, gaz bombası ile ödüllendirilirler.
Polisin ve yandaşın yetişemediği yerlerde başbakanın Müşaviri devreye girerek gençleri tekmeler, sonra Sultan Camiinde başbakanla Cuma namazı kılar.
Muhbir gazeteci ile Jöleli gazeteci ölümlerin sorumluluğunu neredeyse CHP’ne yükleyeceklerdi.
Ölen ölmüştür
Sıra’da AKP’li savcılar, sallabaşı-al maaşı işini biat olarak götüren bilirkişiler devreye girer
 Ve suçluyu bulurlar.
Hızlı tren cinayetinde olduğu gibi;
Suçun yarısı ölenlere, yarısı da ölmeyenlere yüklenir.
Mesele biter.
Ölenler içinse yakınlarına müjde ile duyurulur:
Öldüler ama güzel öldüler!
Ya da
Tatlı Tatlı öldüler!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.