GEZİCİ BİRA KUTUSU

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir gün oturup da, ezik bir bira kutusuyla ilgili yazı yazacağım, daha doğrusu yazmak zorunda kalacağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu.
Şu geziden daha meşhur ve gündemde olup yılan hikâyesine dönen ezik bira kutusu ile ilgili söylemler ve karşılıklı atışmaların artık zemini iyice çirkinleştirip edepsizleştirişi ve özellikle de küfürler, iyiden iyiye canımı sıkar oldu. Çok da rahatsız oluyorum, bu nedenle yazma gereği duydum bu konuda.
Bu gezi olaylarındaki süreç, özellikle de sosyal paylaşım sitelerinde, insanımız için bir nevi seviye belirleme sınavı da oldu.
Her olayda, her ne olursa olsun, çizgisini bozmayan, seviyesini koruyan kişiler her daim var lakin her iki gruptan da öylesine seviyesizlikler, insana yakışmazlıklar sergilenmekte ki insan artık insanlığından utanıyor onlar adına. Paylaşımlarını, sözlerini yüzümüz kızarmadan okuyamaz olduk artık.
İftira, yalan, düzmece, karalama, hakaret, küfür… Ne ararsanız var. Karşılıklı düzenlenmiş resimler, sahte videolar!.. Hiç ummadıklarımızın bile gerçek seviye ve terbiyelerini ortaya çıkartarak kanıtladı bu olaylar. Pek çok kişinin de pek çok konuda ne denli bilgisiz olup laf olsun diye konuştuğunu da…
Hele de, Müslüman olmanın ne demek olduğunun idrakinde olamayanların var olduğunu görmek, gerçekten çok üzücü. Müslüman her şeyden önce güzel ahlaklıdır. İslam, öncelikle güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir.
Müslümana küfür yakışmaz, bunu güzide Peygamberimiz de defalarca dile getirmiştir, “Güzel konuşunuz, güzel söz ediniz” diye… “Güler yüzlü ve yumuşak huylu olunmasının gerekliliğine de, her vesile vurgu yapmıştır!..
Allah’ın adını anarken bile, en kutsal varlığımız analara tecavüz arzusu çağrıştırışlı küfür, Müslümanlıkla ne denli bağdaşıyor? Mekândan münezzeh olan Allah’ı bir eve sığdırarak, camilerden Allah’ın evi diye söz etmek, hangi inanca uymaktadır, Allaha hakaret, hatta şirk değil midir bu düşünce?
Camiler Allah’ın evi değil, halkın toplanma yeridir, ayrıca sadece ibadet amaçlı da değil. İnşa edilerek yapılandırılış amacı bu değil çünkü.
Peygamberimiz zamanında, camilerin işlevi, bugünün millet meclisiyle aynıydı. Orada toplu namaz kılmanın gayesi, sadece ibadet de değildi. Namazdan sonra, ülke meseleleri konuşulur, halkın sorunları, talepleri dinlenir, sorunları olanların sorunları çözülür ve Peygamberimiz de halkına duyurularını buralarda dile getirirdi. İhtiyaç sahiplerine, açlara, yoksullara, hastalara yardımlar burada yapılırdı. Camiler sadece ibadet ve millet meclisi işlevini yerine getiriş amaçlı da değil; savaşlarda, felaket zamanlarında sığınma yeridir de. Kimi durum gerektirir, hastane olarak kullanılır, kimi durum gerektirir, sığınma, barınma ihtiyacına da yanıt verir…
Keyfi yere, sırf saygısızlık olsun diye, öylesine ayakkabıyla girmiş değiller camiye. Millet canıyla uğraşırken, can havliyle kendisini camiye dar atarken, ayakkabı çıkartmayı düşünecek değil şüphesiz. Çok mu zor o halıları bir temizlik şirketine temizletmek? Kıymetli olan halı mı, Allah’ın yarattığı bir can mı? Bu sorulara yanıt vermeli, hesap sorup hakaret, küfür etmeden önce.
Başından beri takip ediyorum; bira kutuları deniliyor lakin ortada sadece bir adet gezici kutu var. Oradaki herkes bira içiyorsa, hepsi de aynı marka birayı mı içiyordu, hepsi de içtikten sonra, aynı yerden, aynı şekilde mi bükmüştü kutuları ve de, benim bildiğim, çöp ortalığı atılmaz, çöp kutusu ya da bir kenara atılır, öyle gören de görsün, görmeyen de dercesine ve bilhassa göze sokma gayretiyle, en görünen yere itinayla konmaz.
Neden pek çok insanın olduğu ve tedavi gördüğü anda çekilen resim ya da videolarda, yerlerde, onca ilaç kutusu, sağlık malzemesi ve su şişeleri olmasına rağmen bir tek bira kutusu ya da içmekte olan kişi görülmemekte de, cami boşaldıktan sonra çekilen resimlerde, aynı kutu, yeni gelin gibi gezdirilip durmakta?..
Aynı kutuyu yer yer gezdirerek boşalan cami içi ve etrafında konuşlandırmak suretiyle iftira yakışık alır mı? Hiç inancı olmayan bile, kutsal bir yerde, içecek kadar saygısız ve bilinçsiz mi?
Diyelim ki öyle bir ya da iki tane densiz, saygısız ve terbiyesiz çıktı içlerinden de bir bira içip çöp yığınları içerisine atmak yerine de, itinayla koydu cami içindeki bir rafa; bunu tümüne mal etmek ne denli doğru?
Çok mu zor, cami boşaldıktan sonra gidip kutuyu koyarak resim çekmek?! Ayrıca aklıma da gelmiyor değil hani; acaba o birayı üreten firma sırf reklam amacıyla, böyle bir olaydan nemalanmaya mı çalışıyor diye!.. Çünkü bu olayı kullanmaya çalışanları, kendince çıkarlar adına içlerine karışanları da gözlemledik yer yer!..
Gözle görülmeyene itibar, Müslümanlığa aykırı öncelikle. Müslümanlık, zinada bile bizzat görmüş 4 şahit istiyor, aksi takdirde suçlayamıyor ve iftira kabul ediyor!
Yapmayın Allah aşkına, bu kadar basite indirgemeyin, basitleşmeyin; çirkinleştirip çirkinleşmeyin karşılıklı karalamalar, iftiralar, düzmecelerle!.. Hele de haklılığınızı savununuzu karşı tarafa anlatmak adına… Anlatırken de küfrederek!.. Ortalığı tencere dibin kara… durumuna getirerek…
Her bir çirkinlikte de, şu bir zamanlar ki reklam gelir oldu aklıma, “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız!”
İslam’ın ne, Müslümanın nasıl olması gerektiğini öğrenelim öncekikle…
Hele de küfür, hiç mi hiç yakışmıyor hiç kimseye, hele hele Müslümanım diyene!
Ayrıca büyük çoğunluğumuz, neredeyse hepimiz sözde Müslümanız ya!..

Perihan Reyhan Alkan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.