GEZİ, BİRİKMİŞ BİR ÖFKENİN SOKAK İSYANIDIR

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

GEZİ, BİRİKMİŞ BİR ÖFKENİN SOKAK İSYANIDIR 


Cumhuriyet tarihinin en büyük kitlesel protestosunun üzerinden bir yıl geçti. 


Geçen yıl Mayıs ayı sonunda küçük bir çevreci grubun Taksimdeki küçük dinlenme Parkındaki ağaçları kestirmemesi ve polisin en sert biçimde onlara müdahalesiyle başlayan çatışmalar, hükümete öfkeye dönüşmüş tüm ülkeye yayılmıştı.


Ne yazık ki Gezi protestolarında yedi gencimiz polisin attığı gazla, dayakla ya da kurşunla ölmüş binlerce insanda yaralanmış hastanelik olmuş, bazı protestocular da gözünü kaybetmişti.


Hiç bir partinin, grubun güdümünde olmadan halkın çok farklı kesimlerinin günlerce sokağa çıktığı eylemler ölümler nedeniyle özellikle İstanbul Taksim`de, Gazi`de, Beşiktaş’ta, Kadıköy’de, İzmir’de, Ankara Sıhhiye`de, Kızılay’da, Tuzluçayır`da, Dikmen`de, üç kayıp veren Hatay Armutlu`da, Adana’da, Eskişehir’de ve toplam 67 İlde daha da yoğunlaşmıştı.


Bu barışçı, özel hayatına müdahaleye hayır diyen, daha özgür, daha medeni bir toplumda yaşama özlemiyle sokağa çıkıp hayatını kaybeden hepsi de ne ‚  ’’tesadüftür ki’’ Alevi inancından olan yitirdiğimiz gençleri saygıyla anıyorum.


Aradan bir yıl geçmesine rağmen bu eylemlere katılan insanlar taleplerinin karşılanmaması ve fazla bir şey değişmemesinden dolayı hala öfkeliler ve Taksim dayanışması adlı grup yarın (bugün) yine Taksime çıkmak için çağrıda bulundu. İstanbul dışında da birçok büyük şehirde insanlar İstanbul’dakilerle son Rüşvet skandalı, Yargıya ve Emniyete müdahale ile Soma`daki madenci faciası nedeniyle de dayanışma amaçlı alanlara inecek.
Umarız yarınki protestolar çatışmaya dönüşmez yine can kaybı olmaz, yeni sosyal yaralar açılmaz, (bazı) İnsanlar yakıp yıkmadan medeni biçimde protesto ederler.


Hükümetin 25 bin Polis ve 50 Tomayla Taksim ve çevresinde kuş uçurtmama istemi insanı büyük endişeye düşürmektedir. Hükümet bu olayları iyi okumamaktadır.


Bu insanlarla konuşulması onları sakinleştirmek, makul taleplerini karşılamak, özgürlüklerin önünü açmak gerekiyor. Çünkü devlet bir babaysa, iktidarda sadece kendine oy verenlere değil tüm çocuklarına, vatandaşlarına eşit, adil davranmak, onları kazanmak zorundadır.
Çoğunluğu gençlerden oluşan ama toplumun her kesimine ulaşan bir boyuta gelen Gezi Parkı olaylarında Sokaklarda protesto eden bu insanlar ne teröristtir, ne Faiz lobisinin adamları, nede ajandır. 


Bunlar öz be öz muhalifte olsa bizim insanımız.


Eylemlerdeki aşırı sert müdahale hala hafızlarımızda. İnsan kendi vatan evladına böyle katı davranamaz. Unutmayalım ki bu gençler, aileleriyle, akrabalarıyla bu ülkede vergi veren, askere giden, ekonomisine, sanatına, kültürüne katkı sunan, ilerde belki de ülkenin kaderinde rol oynayacak sorumluluk üstlenecek hepsi yurtsever insanlardır.


Buna çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Türkiye’deki 68 Kuşağın, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların, Kaypakkayaların, Ulaş Bardakçıların, Hüseyin Cevahirlerin, Sinan Cemgillerin akıbetini hepimiz biliyoruz. O zamanda gençler kıyıma uğradı yetişmiş insan kaynaklarımız kurutulmuştu.
Oysaki aynı kuşaktan, Almanya’daki öğrenci eylemlerinde polisle çatışan, Barikatlarda en önde giden Yeşiller Politikacısı, Almanya’nın gelmiş geçmiş en başarılı Dışişleri Bakanlarından birisi olan bir Joschka Fischeri devlet katletmemiş, affetmiş kazanmıştır. 


Onları döverek, gaz ve kurşun sıkarak, katlederek, sakat bırakarak hiç bir şeye ulaşılamayacaktır. 


Hükümet iyi bilmelidir ki Varoşlardan, Gazi gibi semtlerden eylemlere katılan gençlerin fazla kaybedecek bir şeyi yok’

Halkın en alt tabakası olan bu sosyal sınıfta “Göçe zorlanmış, köyleri yanmış bir Kürt halkını, Sivas’tan Maraş’tan katliamlardan kaçmış göçmüş Alevileri, bölgeler arası dengesizlik nedeniyle aş, iş için kırsal alanlardan İstanbul’a gelmiş insanları bulabilirsiniz. 


Aldıkları eğitimin bile dönüşümü olmadığını bilen toplumun dışladığı, kaliteli, eğitimli ama işsiz bu Tip gençlerin her dönemde kendilerine has talepleri olacaktır.
Eylemlerin en yoğun geçtiği Gazi’deki eylemlere yalnızca Aleviler değil, Sünniler de destek vermiştir.


Gazi’ de bir Varoştur ve Varoşlardaki ortak bir yaşamda insanlar birbirlerini medyadan veya dedikodulardan öteye hayatın içerisinde tanıyorlar. Acısını, tatlısını paylaşıyorlar. Hayatı paylaşan insanların birbirine öfkesi tepkisi olmuyor ve kışkırtmalarda sökmüyor. Bu vesileyle insanlar eyleme kol kola gidebiliyorlar.

Bu nedenle her yeni ölüm, her aşırı kuvvet, sert müdahale, her türlü gençleri itibarsızlaştırma, aşağılama ülkedeki, toplumsal dayanışmayı, birlik beraberlik ruhunu azaltır, zayıflatırken sadece öfkeyi ve yığınların sayısını çoğaltır.


Gezi parkından ders çıkaracak olursak şunları hafızamızdan silmememiz gerekiyor:

Kriz yönetme eksikliğimiz bir daha ispatlanmıştır.

Gezi Parkı’ndaki gençler dünyaya demokrat yeni gençliği tanıtmıştır.


Geziyle birlikte toplumun duyarlı, sorgulayan, bilinçli, eğitimli bu kesiminin üzerindeki korku duvarı yıkılmıştır.
Siyasi ve sosyal iletişimde yeni bir çağ başlamıştır. Hiç yan yana gelemeyecek gruplar yan yana gelerek birlikte direniş sergilemişlerdir.
Medyanın rengi belli olmuş Halk TV, IMC TV, Hayat TV, Yol TV, Sokak TV, Artı 1 TV, TV 10 onurlu habercilik yaparken ana akım medya ‘’ büyük Kanallar’’ haklının değil güçlünün yanında yer almışlardır.


Siyasi bir eksene oturmayan, model çıkmayan en kitlesel eylemlerin bile tam başarıya ulaşamadığını, demokratik değişimi sağlayamadığını gördük.
Türkiye çok acılar yüklü, çok acılar çekmiş şimdi ülkeyi yönetecek kadroları 70 li yıllarda biçmiş, yaralarını sarmaya çalışan bir ülke. Demokrasi uğruna çok kurban vermişiz.


Biz Anadolu insanları olarak günün birinde mutlaka bu ülkede herkesin hakkı olduğunu, aynı toprağa bastığımızı ve köklerimizin aynı topraktan geldiğini, aynı kültürden beslendiğini yeniden hatırlayacağız…


Günün Sözü: “Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir!” Che Guevara

Mehmet Tanlı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.