GERÇEKLERLE YÜZLEŞEBİLMEK

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Günümüzün trajik durumunu birkaç kez özetleyerek paylaşmak istedim, ama her defasında yazmaktan vazgeçtim! Ancak Korkunun ecele faydası yok diyerek! Ve evde oturmanın verdiği avantajınız da kullanarak, Televizyon ve sosyal medyada dolaşan bir yığın haberleri, insanlığın yaşadığı bu dramı, bu PANİK durumunu farklı bir pencereden sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu arada beni çok etkileyen Dr. Ayşegül Sütçü’nün bir sözüne değinmeden geçemeyeceğim; Bayan Sütçü, Bilgiye ulaşmanın en kolay olduğu dönemde, gerçek bilgiye ulaşmanın bir o kadar zor olması bu neslin açmazı olsa gerek’’ diyordu yazısında! Haksızda değil.

Son üç aydan beri hayatımıza girerek yaşamımızı alt üst eden Salgın bir hastalık olan bu Pandemiyi yaratan SARS-CoV-2 konusunda gerçek bilgiyle sahte bilgi kirliliği iç içe girmiş durumda.  İnsanın bu sıkıntılı günlerde adeta corona virüsünün hızı kadar çokça dolaşan Komplo teorilerini dinledikçe kafayı oynatmaması elde değil. Tabi sağlıklı düşünebilen birçok insanımızı aynı kefede tutmak istemem, bilmemenin yarattığı büyük baskı kaygıyı körüklüyor. Bu durumda ise kaygı o kadar yoğun, o denli baş edilemez düzeye çıkıyor ki; İç dengemizi (Hemoostasis) alt üst ediyor, yaşam enerjimizi adeta elimizden alıp götürüyor!

Kimileri, konuya bilimsel verilerle yaklaşarak detaylı bir şekilde açıklayarak ne yapmamız gerektiğini vurgularken, kimileri de bu virüsün özel hazırlanıp kasıtlı olarak ortaya atıldığını ve hatta daha da ileriye giderek; Amerika’da laboratuvarda hazırlanıp Çine yollandı ve tam tersi Çin üretip Batıya gönderildi gibi teoriler! Zaman her şeyin ilacıdır diyerek ve ölmez de yaşarsak bunun ne olduğunu sanırım öğrenebilme şansını yakalayabileceğimizi düşünüyorum.

Aslında şu anda sorun bu olmamalıdır; İçinde bulunduğumuz tehlikenin atlatılabilmesi için Tüm Dünya bir olmuş ve mutlak surette evlerde kalınmasını öğütlemekte, dolayısı ile büyük bir kitlenin virüsü alarak pik yapmasının önlenmesi tek ortak görüş. Kısacası virüs ne kadar uzun süreyle belirli bir kontrol altında tutulur ve hastanelerin yoğun bakım üniteleri bakılamayacak fazlalıkta hasta sayısına ulaşmaz ise, sorun olmayacağı sağlık bilimcileri tarafından bar bar bağırılmaktadır, bu Pandemi’nin durdurulması için çözüm yolları olarak 1. Hastalığın aşısının bulunması (ki çalışmalar yoğun bir şekilde sürmekte), 2. Hastalık mutasyon geçirerek bulaşıcılığını kaybetmesi ve 3. İnsanların sürü bağışıklılığının kazandırılması! İle mümkün olacaktır. Buraya kadar sanırım anlaşılmayan bir şey yok!

Ancak, evden çıkmayın tavsiyesinde bulunan yönetenlerin, evde kalan insanlara yeterli miktarda yiyecek içecek (beslenme) ve sağlığını korumayla ilgili tüm sosyal ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduklarını düşünmekteyim. Çünkü bu insanlar kendi ülkelerinde çalışarak bir taraftan hem kendi ekonomilerine katkı koyarken, diğer taraftan vergiler ödeyerek devlet ekonomisine de katkı koymaktadırlar. İşte Devlet Ana bu günler için vardır aslında!

Sosyal devlet kavramının anlamı da budur! Bu anlayışta olan ülkelerin kendi insanına verdiği değer burada önem kazanmakta ve öne çıkmaktadır. Bir başka önemli konu bu tür kriz durumlarında Bilgi kirliliği çok büyük paniklere yol açacağından Devletin insanlarına çok doğru ve şeffaf haber alma kaynaklarını açmakla yükümlüdür! Yetersiz, şeffaf olmayan ve zamanında verilmeyen bilgiler insanları son derece tedirgin ettiği gibi duygularımızın allak bullak olmasına ve paniğe neden olur.

Sporda başarılı olabilmenin altında yatan en önemli psikolojik faktörlerden bir tanesi; Duygu ve düşüncelerimizin berrak ve sakin olmasından geçer, yani duygularımız en altta sükûnet içerisinde iken, zihnimiz en üst düzeyde her şeyi kontrolü altında tutabilmelidir. Bu durumda biz sporcular; karar vermede hiç zorluk çekmeden ve sağlıklı düşünerek en doğru kararı verme imkanını buluruz. Ancak Duygularımız Zihnimizin üstüne çıkar ve onu alt ederse o zaman eyvah ki eyvah! Ne mi olur; Zihin dibe doğru inerken, Duyglarımız evhamla başlayan çıkışını, sırası ile Tasa, Endişe Kaygı, Korku, Panik, Dehşet derken kendimizi ŞOK’un tam ortasında buluruz. Bu da hiç istenmeyen bir durumdur.

İnsanın Şok durumunda Zihni dip yapar, sağlıklı düşünemez ve her söylenen, her yazılan kirli bilgilere bakarak daha da kötü durumlara girebilir. Yani iç denetimimizi elden bırakmadan okuyarak anlayarak en doğru yorumu yaparak çözüm arayanlara da yardımcı olmalıyız, kısacası sükunetin sağlanmasına katkı koymalıyız.

Bu günlerimizi çok zorlu bir spor müsabakası olarak kabul edersek; Dışarıdan gelen her türlü bilimsel olmayan bilgilere kulak asmadan bu süreci hep birlikte atlatacağımıza inanıyorum bu bir yerde kendi elimizde. Ben bu süreci sabırla evlerimizde otururken, okuyup yazarak kısacası üreterek atlatacağımıza inanıyorum, insanlık neleri yenmedi ki! Buradan hangi ülke, krize karşı nasıl bir paket açtı, hangi yönetici neler söyledi tartışmasına girmek istemem, her şey gözler önünde, ancak! Bu belanın sonunda, her ülkenin insanı kayıplarının sayısı kadar kendilerini yöneten insanlardan hesap soracakları zamanının geleceğini, var ise hataları, bunun cezasını işgal ettikleri koltuklardan nasıl silkeneceklerini, efendi gibi terk edeceklerini göreceğiz.

Hani ne demişti şair! hatırlayalım; yok öyle tek başına kurtuluşl ya hep birlikte ya da hiçbirimiz! Herkese sağlıklı günler dileklerimle!

 

Prof. Dr. Seyhan Hasırcı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.