GELDİM GÖRDÜM

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

  

Geldim gördüm sizleri can kardeşlerim
Başımı yolunuza koydum, ellerim sizin
Akları karaları ayırmak için
Dağları sizlerle devirmek için
Sizlerle yan yana savaşmak için
Daha da güçlüyüm bu yürek sizin. [1976, Berlin]
Orhon Murat Arıburnu doğumunun 90. yılında Berlin Tiyatrom’da güzel bir şiir okuma akşamında anıldı.
Müzikli Şiir Okuma akşamlarının fikir babası Dr. Ertekin Özcan tatilini yarıda bırakarak Antalya’dan geldi ve kalıcı olacak çok faydalı bir defter hazırladı.
Yaşam öyküsü ve Orhon Murat Arıburnu ile anılarını anlattı:
“Arıburnu 1920’de İstanbul’da doğdu. Haydarpaşa lisesini bitirdikten sonra önce hukuk sonra edebiyat tahsili yaptı. Senaryo yazarlığı, aktörlük, rejisörlük ve öğretmen yardımcılığı yaptı. Uçuş kaptan ehliyeti vardı. Birçok ödül aldı.
1973 yılında Berlin’e geldi. 1976 yılında üye olduğu Berlin Halkçı Devrimci Birliği desteği ile Türk emekçilerinin yanında yer aldı. Kreuzberg’te başta tiyatro olmak üzere birçok etkinliğe ön ayak oldu.
1989 yılında İstanbul’da hayata gözlerini kapadığında arkasında sayısız eserler bırakmıştı.”
Kültür ve sanata hizmet etmiş birçok insanların biyografisinde gördüğümüz gibi Arıburnu’nun şiirlerinin bir kısmı polis tarafından çuvalla götürülmüş. Bu nedenle en büyük hayali geri kalan şiirlerinin kitapta toplanmasıydı. Bu arzusu yeğeni Ersin Ertekin tarafından yerine getirilmiştir. Çok sayıda şair yardımcı olmuştur. Kitabın hazırlanmasında Dr. Ertekin Özcan’ın emeği de geçmiştir. Bu etkinlikte Dr. Mehmet Özata, Orhon Murat Arıburnu’nun Şiir Anlayışını anlattı:
“Arıburnu 1936 yılından itibaren edebiyat dergilerinde yazmaya başladı. Dizileri kısadır, birbirine benzeyen sözcüklerle şaşırtıcıdır. Yalın biçimde yergiye yön verirdi.
Halkın çoğunluğu tarafından anlaşılmak ister. Bunun için konuşma dili ile yazar ve bunu ustalıkla kullanır.
Yurt sevgisi, hürriyet ve direnç seçtiği konulardır. Bazen öfkeli, ironili, bazen de acılı ve hüzünlüdür.”
Arıburnu’dan seçme şiirleri tiyatrocu Nihat Bozkurt ve Tiyatrom’un müdürü Yekta Arman öğrencileri gençlerle sundular.
Çocuklarımız var milyonlarca
Varlıklar içinde yoksul yaşayan!
Çileler çektikçe çelikleşen
Ve bir gün dünyaya yön verecek.
Dünyayı durduracak, döndürecek,
Çocuklarımız var.
 
Kâfiye ve Ahmet Kaya çiftinin piyano ve keman eşliğinde müzik dinletisinde katılımcılar ne zaman bir daha böyle bir etkinlik gerçekleşecek, diye soruyorlardı.
iltergh-31-05-a.jpg
İkinci bölümde şairler kendi yazdıkları şiirleri sunarken çok mutluydular. Bu mutluluk izleyicilere de geçti.
Yukarıda sayılan isimlerden başka şu şairler şiirlerini sundu:
İlhan Fuat, Mesut Hastürk ve İsrafil Yıldızkan.
Cengiz Gömüsay, hem şiiri hem sazı ile yaşlılara örnek oldu. Adeta inadına genç kalacağım ve gizemlerimi ortaya çıkarmaya devam edeceğim, diyordu. Aramızda bulunamayan Türkiye’de olan şair arkadaşı İsmail Gökmen’e selâm gönderdi.
Büyük koro sevilen türküleri seslendirirken çok dikkatli idi. Hem doğru söylemek hem de zevk almak istiyorlardı. Zira salonda Ahmet ve Kâfiye çiftinin yetiştirdiği Müzik Öğretmenleri de vardı. Kadın ve erkek koro yarışması çok eğlenceli geçti.
Kapanışta Dr. Ertekin Özcan’ın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Zira etkinlik amacına ulaşmıştı.
Emekli nesil, gençlere hitap etmişti. Söyleyecek sözü, okuyacak şiiri çalacak sazı olanlar, piyano ve keman çalan emekliler oranızda buranızda arızaları dinlemeyin. Böyle etkinlikler her nesil için adeta bir tedavidir, bilgi hüner ve yeteneklerimizi aktarmaktır.
Tiyatrom ikinci nesil gençlerle dolmuştu.
Uzun bir şiir akşamından sonra Spandau yolunda halâ şiirden konuşuyoruz. Bir şiirin yazıldığı yer, tarih ve olayını bilirsem daha çok severek dinliyorum. Şair İsrafil Yıldızkan yolda bir şiirinin hikâyesini anlatıyor. Hamburg sokaklarında gece geç saatte bir kadın hapishanesinin açık penceresinden yanık sesi ile Fırat türküsünü söylüyor. Bu türküyü dinledikten hemen sonra İsrafil Bey o gece şu şiirini yazıyor:
 
Fıratın Çığlığı Hamburg’taydı
 
Bir gece çalmıştım
Senden uzakta.
Ne vardı kıskanacak!
Ne vardı yüreğimi yakacak.
Seni unuttuğumu mu sandın da,
Elbe’den yansıttın hırsını Fırat.
 
Ah Fırat
Deli Fırat, zalim Fırat
Ne zaman savruldun buralara?
Ne zaman sardın kollarını Elbe’ye?
Dar mı geldi can Anadolu,
Koca Mezopotamya?
Elbe’den yüzüme yansıyan rüzgârı kıskandın
da,
Üstelik;
Kayıp bir Anadolu kadınının sesine sığınarak,
Savurdun korlarını üzerime.
Çağlarsın;
Santa-fu nun demir parmaklıklarından.
Kime haset edersin Fırat?
Elbe’ye karışmış Fırat’ın suyu
Çığlığı yol alır sılaya doğru.
Ah Fırat
Deli Fırat, zalim Fırat
Ne vardı kanımı kurutacak.
[Hamburg 2004)
Ozanlar barışı, insanlığı ve sevgiyi yaratırlar. Toplumcu şairler özgürlük tutkunluğunu dizelerinde dökerler.
 
Hoşça kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.