GECEYARISINDA DÜŞÜNCELER
Geceyarısında geldi ilham perisi
Alelacele, aldım elime kalemi
Bir an için zamanı durdurdum
Geçip masaya kuruldum
Daha düne kadar çocuktum
Dönüp geriye baktım da
Kimliğimi sorguladım
Kimim, neciyim
Nereden gelmiş
Nereye gidiyorum
Ömür kaç yıl olursa olsun
Birden çok kısa geldi bana
İşte yaş kırk beşe dayanmış
Neler gördük şu kısacık ömürde
Ne demişti Deniz Gezmiş
Darağacına çıkmadan önce
El kadar bir kağıtta okumuştum
Elden ele dolaşıyordu
“İnsanlar doğar, büyür
Yaşar ve ölürler
Önemli olan çok yaşamak değil,
Yaşanılan süre içinde çok iş yapmaktır”
Yıl 1972, mayısın altısıydı
Hasanoğlan’da öğrenciydik
Deniz, Yusuf Aslan
Ve Hüseyin İnan
Üç fidandılar
Şafak vaktiydi, asıldılar
Bir hüzün çöktü koğuşlarımıza
Ağzımızı bıçak açmadı
Onlar yiğitti, yurtseverdi
Bağımsızlık güllerimizdi
Saatin sesi çınlıyor kulaklarımda
Zaman kanatlanmış uçuyor
Dışarda mevsim kış
Yirmi dört Ocak 1993’de
Katlettiler Uğur Mumcu’yu
Kalpaksız Kuvay-i Milliyeciyi
“Ey halkım unutma bizi…”
Verilmiş şeref sözü vardı devletin
Henüz bulmadılar katilini
Ellerinin altındakini
Saat 23.45
Şu an bir başımayım
Düşüncelerimle başbaşa
Dışarda hafif bir rüzgâr esiyor
Yarın kar yağacakmış
Kardan kadın yapmalı
Kar doğanın gelinliği
Çocuk oluruz kar yağınca
Ve belki o zaman
Daha insanca bakarız dünyaya
Bazen gökyüzüne bakar kalırım
Milyonlarca galaksi
Bakmak ve görmemek buna denir
Uçsuz bucaksız bir evren
Ya da birden fazla
Birinden ötekine geçilen
Evrenin de bir sonu olmalı
Gördüğüm yıldızlar
Belki var, belki de hiç yoklar
Bilmem, kaç milyar ışık yılı
Öncesinde sönmüş ateşleri
Ama ışıkları hâlâ yolda
Bize göz kırpıyorlar
Samanyolu galaksisinde
Koskoca harmanda
Bir saman çöpü gibiyiz
Kaybolup gitmemek için sonsuzlukta
Bir şeylerin ucundan tutmuşuz
İş, ekmek derdine düşmüşüz
Zevkler edinmişiz kendimize
Sinema, kahve, tiyatro, edebiyat
Moda, futbol, eğlence
Kutlamak için her günü
Bir bahane bulmuşuz
Yok yılbaşı, yaş günü
Arada bayram seyran
Hoş, deliye her gün bayram
Birden bir patırtı geldi
Yine üst kattaki komşular
Çok şeyler yazacaktım
Her şey uçup gitti
Babamla konuştum dün akşam
Bir köpek almış
Karabaş koymuş adını
Bir tavşan vurmuş
Övünerek onu anlattı
Yaş gelmiş yetmiş beşe
Adamın bir bacağı topal
Hâlâ tavşan peşinde
Ne yapsın, ne etsin
Ömür kısa, vakit geçsin
Bahattin Gemici
