GAZETECİ OLMAK

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sevgili ha-ber.com okurlarım, her öğretmen bütün meslekler hakkında bilgi edinmek zorundadır. Çünkü o öğrencilerini her çeşit mesleğe yöneltmelidir.

Küçük bir çocuk, ben büyüyünce gazeteci olmak istiyorum diyorsa, ona anlayabileceği seviyede anlatabilmeli.
Yazılarımı okuyup yorum yazanlara ayrı bir teşekkür borçluyum. Bana sözlü yorum ileten okurlarımla Didim’de ve Berlin’de bizzat karşılaşıyorum.
Bir köşe yazarından beklentileri, önemini ve umutları şimdi öğreniyorum. Kırk sene öğretmenlik yaptım, kırk sene daha yapsaydım öğrenemeyecektim.
Şunu da yaz, bunu da yaz derken okurlar bizim sesimiz ol, diyorlar. Düşüncelerini isimsiz kahramanlar olarak duyurabiliyoruz. Veya belki de dertlerine çare bulabiliriz. Didim’de iflas etmek üzere olan bir dükkân sahibi çıkmazdan kurtarılabilir. Duyurulursa bir kuruluş, bir projeden destek görebilir mi, diye sizi düşündürürse içiniz parçalanır.
Basından duyduğum doğru ise Türkiye’de Almanya’daki gibi iflas edebilme, borçlardan şartlı kurtulma yok. Bu nedenle intihar olayları, borçlarını ödeyemeyenler arasında her gün biraz daha çoğalıyor.
Yılların deneyimli köşe yazarı Yılmaz Özdil gazetecilik konusuna daha başka bir yönden açıklık getiriyor Uğur Dündar,
İşte Hayatım kitabına önsöz olarak yazdığı yazıda tespitleri oldukça düşündürücü.
“Türkün İstiklal Marşı korkma diye başlıyor. Çünkü korkarız. Demokrasisi gelişmekte olan ülkelerde hukuksuzluk varsa, gücü gücü yeten öne çıkarsa, korku hakimdir.
O halde bizim yerimize konuşacak, savaşacak, hayatını tehlikeye atacak korkmayan birisini bulmak zorundayız.”
GAZETECİ OLMAK 
Kitabı kaleme alan Nedim Şener, gazeteciliğe 1992 yılında Dünya Gazetesi’nde başlamış, 1994 yılından beri Milliyet Gazetesi’nde yazıyor.
Gazeteci çırpınan, boğuşan, iftiraya uğrayan, yargılanan ve korkanların yerine yanacak biri veya birileri.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden sonra sanki Brüksel sağır kulakları açmış gibi görünüyor. Türkiye’yi idare edenler bile artık hüküm giymeden, cezaevlerinde yıllarca tutulan gazeteciler için hukukun bir an önce işlemesi gerektiğine çağrı yapıyorlar.
Müjdat Gezen dostu haberci ve televizyoncu Uğur Dündar için sır olarak sakladığı şu şiiri yine bu kitapta okurlarla paylaşıyor. Dündar’ın 1970 yılında yüz binlerce lira teklifi reddettiği bir olaydan sonra yazmış:
İlkelerin olacak.
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu Atasözlerine inanmayacaksın.
“Paranın satın alamayacağı şey yoktur. Herkesin bir fiyatı vardır…” gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla, kimliğinle ve beyninle, akıllı yaşayacaksın.
Türkiye’de mahalle baskısı küçücük derneklere kadar inmiş. Bir yönetim kurulu seçiminde yazı yazan, sözü ve oyu önemli olan bir üyeye yanlış taraftasın, deniyor. Üye kararlıdır ve baskıdan korkmaz, benim tarafım derneğin, sitenin geleceğidir, der.
Yine aynı kitapta Emre Kongar:
“Uğur Dündar çalışkandır, kendini haberciliğe adamıştır. Bilgisi derindir, mantığı sağlamdır. Sosyal adaletten, fırsat eşitliğinden yanadır. Ezilenlerin yoksulların yanındadır” diyor.
Emin Çölaşan da öyle bir sözle nokta koymuş ki okurken hayli durakladım. Yazıma ara vermek zorunda kaldım.
“Sen Türkiye’de hırsızların ve üçkâğıtçıların korkulu rüyası olmuş adamsın. Seni ve kameranı uzaktan gören namussuzlar, kaçacak delik arıyorlar. Ne mutlu sana.”
Uğur Dündar İkinci Paylaşım Savaşı’nın tam ortasında, 28 Ağustos 1943 de dünyaya gelmiş ve uğur getirmiş. Babası Osman Dündar iktidarın değil, halkın polisi olmayı başarmış. İlköğrenim yılları Çanakkale’de geçer. 1961 yılında liseyi bitirir. 1964’de İstanbul Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdikten sonra ünlü bir gazeteci olarak tekrar Çanakkale’ye gelir. 1969’da TRT’de görevine başlar. Bu kanalda yaptığı “İşte Hayatınız” programında Türkiye’de iş ve sanayi dünyasının tanınmış ünlülerin hayatlarını, unutulmaz görüntülerle ve buluşmalarla ekrana yansıtır.
Önemli birçok habere imza atmıştır, hâlâ da başarısı özel bir televizyon kanalında devam etmektedir.
Mehmet Y.Yılmaz Dündar’ın başarısının sırrını kısaca şöyle özetliyor:
“Dündar programı için kamera karşısına geçince hiç kimseye sosyal durumuna göre davranmıyor. Onun için en azılı katil ile saygın bir yurttaş arasında davranış bakımından bir fark yok. Herkese siz diye hitap ettiği gibi, düşmanına bile efendim demekten çekinmiyor.”
Yolsuzluklarla savaşmaya, yanlışları ortaya çıkarmaya, ülkenin güncel sorunlarına çare aramaya devam ediyor. Star TV kanalında haber ve Arena programlarını yönetiyor.
Herkes bu kitabı okumalı, ama gazeteci olmak isteyenler mutlaka okumalıdır.
Berlin Tiyatrom müdürü Yekta Arman’ın başlattığı, ama devam edilmediği söyleşi ve panel şeklinde toplantılarda gazeteci, haberci olanların yaşantıları, deneyimleri konuşulmalıdır. Böyle toplantılara her zaman yer verilmelidir. Herhalde duygusal yönü ağır bastığından olacak Çiğdem Bağrıaçık’ın anlattıkları, geçirdiği tehlikeler aklımda kaldı. Yeni Naziler tarafından yaralandığında çok üzülmüştüm.
Sayısız ödüller alan Uğur Dündar’a ve onun şahsında bize doğru, tarafsız haberleri ulaştıran, tarihi, geçmişi hatırlatan bütün gazeteci, haberci ve televizyoncu dürüst ve cesur insanlara, korkular coğrafyasında canlarını tehlikeye koyan herkese sağlıklı bir ömür diliyorum.
İyi okumalar!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Kaynak ve tavsiye:
Uğur Dündar, İşte Hayatım
Nedim Şener, Doğan Kitap Yayınevi, 2010
ISBN 978-605-111-606-8

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.