GAZA BAS

ABONE OL
18:48 - 01/10/2020 18:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

1 Mayıs kutlamalarına katılmayan başbakan, Ankara’da esnaf ziyaretinde bulundu. Başbakan esnaftan birinin küçük kızını severek, “kaç tane var” diye sordu. Babanın “bir tane” yanıtı üzerine yüzünü buruşturan başbakan, “gaza bas gaza bas, bak bir olur, rakip olur” dedi.
Başbakanın Ankara’da “gaza bas” dediği sıralarda, 1 Mayıs kutlamalarında İstanbul’da gaza basılmış, gazdan göz gözü görmüyor, kentin üstünü bulutlar kaplamıştı. İstanbul Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak isteyenler için, güvenlik güçleri her zamanki gibi orantısız güç kullandı.

İstanbul Valiliği’nin aldığı kararla, kentte toplu ulaşım durduruldu. Emekçilerin Taksim Meydanı’na gelmesini engellemek için Galata ve Atatürk köprüleri açılarak geçişlere kapatıldı, metro, metrobüs, otobüs çalıştırılmadı, vapur seferleri iptal edildi. Taksim Meydanı’na çıkan cadde ve sokaklar, sabahın erken saatlerinden itibaren araç trafiğine, toplu taşıma araçlarına kapatıldı. İstanbullular, sivil yönetimin kentte uyguladığı “sivil sıkıyönetim” nedeniyle işlerine gidemedi, dışarıya çıkamadı.
22 bin polisin görev yaptığı 1 Mayıs engellemelerinde, herkes cop, basınçlı su ve biber gazı yemekten kurtulamadı. Yaklaşık 100 kişinin yaralandığı olaylar, siyasi iktidarın yeni bir utancı olarak tarihe geçecektir. Siyasi iktidarın “ileri demokrasi” adını verdiği ileri faşizmin olaylara müdahalede üç hali olduğu tescillenmiştir; katı hali copla, sıvı hali basınçlı suyla, gaz hali biber gazıyla…
İstanbul Valiliği’nin inşaat var gerekçesiyle 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçilere açmadığı Taksim Meydanı, 24 Nisan 2013 Çarşamba günü “Ermeni soykırımını” anmak için Türkiye’ye gelen Ermeni Diyasporası heyetine açılmıştı. Heyetin başında soykırım yasasını Fransa Parlamentosu’ndan geçiren Fransa Ermeni Dernekleri Koordinasyon Kurulu Başkanı Aleksi Gövciyan bulunuyordu. Taksim Meydanı’nda sözde Ermeni soykırımı anıldıktan sonra Aleksi Gövciyan ile yapılan röportajda, soykırımın tanınmasını çözebilecek kapasitede siyasetçiler olarak Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan’ı övmesi dikkat çekicidir.
“Demokrasi içinde barış ve kucaklaşmadan” söz edenler, eli kanlı teröristleri kahraman kılığına sokarak, PKK teröristlerini koruyup kollayarak, “güvenlik içinde çekilme garantisi” vermekteyken, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçilere baskı ve zulüm uygulamaktan çekinmemişlerdir. Diyarbakır’ı PKK terör örgütüne açanlar, İstanbul’u emekçilere kapatmıştır.
Siyasi iktidar hapishanelerde zulüm altında tutulan, baskınlarla yıldırılan ve sindirilen toplumun bir gün uyanmasından, beklenmedik bir anda, bir kıvılcımın parlamasıyla toplumun ayağa kalkarak, bu siyasi iktidarı devireceğinden korkmaktadır. İşte bu yüzden büyük gösterilere ve mitinglere engel olmaktadırlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, korkunun ecele faydası yoktur, emperyalizmin desteğiyle ayakta duran ileri faşizm de, elbet bir gün yıkılacaktır.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.