FUTBOLLA UYUTMAYA ÇALIŞMAK…
Üç adet f harfi vardırki bunlar futbol, fiesta ( şenlik-eğlence) ve faşizm
İstenirse İspanyada 1930 lu yıllarda Diktatör Franco dönemindeki gibi bunların ikisiyle bir Halk çok güzel uyutulur.
Yani Futbol zengin fakir, emekçi, gariban yığınları uyutmak için tehlikeli bir hobi olabilir.
Şu anda sanırım Türk futbolunun Krizde olduğuna kimse itiraz edemez.
Ortada Sportif anlamda Uluslararası bazda bir başarı yok ama buna rağmen sorumsuz bir kısım medyanında yardımıyla Türk insanı uyutuluyor.
Saatlerce süren kalitesiz ve bazende kavgayla biten Spor Programlarımda bunun ispatı.
Bilgin Gökberk gibi eğitimli seviyeli, bilgili yorumcular muhalif dişlanırken yandaş ve iyi bağıranlar ekranlardan inmiyor.
Türkiyenin en büyük Klüpleri UEFA ( Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) şikeden ceza yemiş Enternasyonal müsabalkalardan men edilmiş, Atletizmde, Güreşte, Halterde Avrupada Madalya kazanan Sporcuların Dopingli oldukları için Madalyaları geri alınmış durumda. Stadtlarda seyirci sayısı uygulanamayan Pasolig nedeniyle yüzde elliden fazla düşmüş, şiddet olayları almış yürümüş. Seyircisiz oynanan maçlar, kapatılan sahalar ve daha fazlası…
Takımlar, taraftarlar sanki maça değil, savaşa gidiyorlar.
Bir kere Amatör ruh bitmiş, şehir takımlarında ve sporcularında yöre için oynama motivasyonu kalmamış. Eskiden Trabzonsporda, Adana Demirsporda, Adanasporda, Mersin ve Tarsus Idmanyurdunda, Hataysporda aynı şehrin çocukları oynardı ve çok başarılılardı.
Futbolda Din gibi bir Sosyal Realitedir. İnsanlar maça gitsin, takım tutsun, gençler Futbol oynasın ama ülkenin en acil diğer sorunlarını unutmadan onu her şeyin merkezine oturtmadan.
Eskiden takımlarımızla beraberliğimizde eskimeyen bir dostluk, bağlılık vardı onlarla unutulmaz hatıralara sahiptik.
Şimdi astronomik rakamlarla başka takımlarda yetişen başka şehrin çocukları takımlarımıza geliyor, transferler yapılıyor.
Türkiyede futbolda büyük paralar dönüyor. Özelliklede İstanbul takımlarında. Arada büyük bir dengesizlik ve adaletsiz bir rekabet var.
Anadoluda fazla açılan Klüpler akabinde büyük maddi krize düşüyorlar ve krizden çıkmanın yolu olarak ya kara para aklanıyor ya da hükümete yaslanılıyor.
Hükümette ‘’ el eli yıkar ‘’ misali çıkarını düşünerek bazen keseyi açıyor, yardım ediyor. Elbette bu durumda Siyasi getiri ve beklenti unutulmuyor.
Bunları geçmişte Futbol oynamış ve Klüp yöneticiliğide yapmış, Futbolu seven ve o dünyayı tanıyan, iyi takip eden birisi olarak yazıyorum.
Yani şu anda Türkiyede her şey siyasileşmiş, siyasetin girmediği yer yok. Tarafsızlık ilkesi ayaklar altında.
Tüm bunlar olurken, yaşanırken Türkiye’de benzin fiyatları dünya standartlarının çok çok üzerinde ve benzinin Litresi 5 TL ye yaklaşmışken, temel hukuki kurumlar çökmüş, yasaklar çoğalmış, Kürt halkının bir bölümü ayaklanmış, toplumsal kutuplaşma had safhaya gelmiş, insanlar mezhepleri, etnik kökenleri ve muhalif duruşlarından dolayı itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor, Suriye`de, Irak`ta kan gövdeyi götürmüş, BJK`nin Çarşı adlı taraftar Grubuna hükümete darbe teşebbüsünden dava açılmış kimsenin umurunda değil.
Başarısızlığa rağmen “halk elli ya da seksen binlik beşiklerde hala uyutulmak” isteniyor.
Yazımın son bölümünde başka bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Kulüplerimizin Avrupa, Türkiye Kupası ve Milli takımların TV`den şu maç yayınları da tam bir yılan hikâyesi.
Bu konuda Türkiye dışında yaşayan sayıları 8-10 Milyon olan Sporsevere büyük haksızlık yapılıyor.
Kendilerini Milliyetçi-Muhafazakâr, Dindar ilan eden siyasi Erk Milli maçların yayın hakkını bile sadece Türkiyede izlenebilen TV Kanallarına ve Paralı Kanallara vermiş.
Almanya gibi daha zengin bir ülkede bazen Şampiyonlar Ligi maçlarını bile RTL, ARD, ZDF, SAT 1 gibi devlet ve şifresiz yayın yapan özel TV Kanalları veriyor.
Burda Almanyada Milli maçlar her zaman açık devlet kanallarında.
Türkiye`de ya da burada bu maçları izlemek için Şifreli yayın yapan paketleri almak, abone olmak gerekiyor. Bunlarda ne bir tane ve nede ucuz. Tüketicilerin hakları nerde sayın yetkililer?
..
Futboldada genel manzara bu. Karamsar bir tablo çizdim biliyorum ama ne yapayım bu bir realite, gerçek. Gerçekler ne yazık ki her zaman acıdır.
Çözüm nedir?
Kalıcı çözüm, sporu, futbolu bu krizden kurtarmak için uzun vadeli sağlam projelere ihtiyaç vardır. Bu projeler için parasal kaynaklar ayırmak ve siyasi destekte hayati önem taşır.
Bu Projelerin Bilimsel yürütülmesi ve başarılı olabilmesi içinde Spor Akademisi mezunlarına, kaliteli antrenörlere, sosyal pedagoglara, psikologlara, sosyologlara ve tıp adamlarına ihtiyaç vardır.
Geleceğin gençlerini sadece spor branşlarında değil uzun vadeli projelerle hayata da hazırlamak gerekiyor.
Bu anlayış doğrultusunda bu ekip işini bilgi, beceri ve tecrübeleri ışığında profesyonelce yapmalı, sağlıklı, sosyalleşmiş, hoşgörülü, sinirsel sağlam, öz güven sahibi, kendisini sürekli yenileyen ve gelişme arzusunda olan, karşılaştığı engeller karşısında pes etmeyen nesiller yetişmesine katkı sağlamayı hedeflemeliyiz. Başarı tesadüfen gelmiyor. Emek, Çaba ve Planlama istiyor.
Bunlar yapılırsa başarı mutlaka gelecektir.
Aşk ile…
Mehmet Tanlı
Günün Sözü:
Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.
Freud
