FUTBOLDA YAYIN HAKLARI VE ÜLKEMİZ

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Tam bu hafta boyunca ne yazacağımı düşünürken zihnimden bir film gibi akıp geçen ve geçen hafta beynimi çok yoran bir konuya takıldım ve bu konuyu siz değerli okurlarımla paylaşmadan geçemiyeceğim.

Konuya girmeden önce; acaba elde edilen bu gelirler, ne derece düzgün haracanarak Türk futbolunun üretimine nasıl bir katkı koyabilecek! Ya da artan bu gelirlere bağlı olarak ülkemiz futbolunun eğitim sorunlarına ve sporcu sayılarına nasıl bir çözüm bulunabilecek! Kısacası Futbol; sporcusu, antrenörü, hakemi, taraftarı, spor yazarları, kulüp yöneticileri ve sporda güvenlik konularını çözüme ulaştırabilecekmi merak ediyorum. Hepimizin bildiği gibi ülkemiz futbolu inişli ve çıkışlı grafikler çizen bir görüntü içerisinde, bunun böyle olmasının nedenlerini buradan sıralamaya kalkarsak saatlerimizi alır ama bazı şeyleri söylemeden de geçmek mümkün değil.

Biz ülke olarak; 40-50 yıl sonra 2002 dünya şampiyonası finallerine katılma hakkını elde ediyor bu turnuvada Dünya üçüncülüğü gibi mükemmel bir sonuçla evimize dönüyoruz ve hemen ardından Avrupa şampiyonası elemelerini aşamıyarak boynumuzu büküyoruz. Daha sonra, ardından 2008 Avrupa şampiyonası finallerini aşarak finallerde mükemmel bir sükseyle rakiplerimizi tek tek geçiyor ama ardından Almanya’ya takılarak finali oynama şansını kaybediyoruz. Ama, Avrupa 3.sü oluyoruz. Hemen arkasından devam eden 2010 Dünya Futbol şampiyonası gurup elemelerine İspanya ve Bosna Hersek`in ardından 3.cü olarak 2010 Dünya Futbol Şampiyonasına veda ediyoruz.
Gelelim konumuza; Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013, 2013-2014 futbol sezonları TFF Süper Lig ve TFF 1. Lig Müsabakaları Yayın Haklarının devri için düzenlenen “Medya Hakları İhalesi” idi. Turkcell Süper Lig’in canlı yayın haklarını içeren A Paketi’ni, 321 milyon dolarlık teklifiyle Dijital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş, B Paketini 40 milyon 210 bin dolarlık teklifiyle TRT, C Paketini ise 13.5 milyon dolarlık teklifiyle Türk Telekom A.Ş.’nin oldu.

Öyle sanıyorum ki o gün sporla ilgili herkesin televizyonlarının başından hiç ayrılmadan, pür dükkatle izledikleri, televizyon yayın hakları ihalesiydi.

Bu ihale sonuçlarını daha önceden kestirebilmek sanırım mümkün değildi ve nitekim bir yıgın spor yazarı ve ekonomist tahminde yanılgılarını açıkça ifade ettiler.

İhaleye katılan şirket ya da kurumlarla, ihale esnasında alınan molalar, uygulanan taktikler aslında beni pek ilgilendirmiyor diyemem ancak; Türkiye Futbol Federasyonunun, bu ihaleden yüzde 10, TFF payı olarak 37 milyon 471 bin dolar, ve tabi bu ihalenin yüzde 2’lik organizasyon payı olan 7 milyon 494 milyon dolar gibi önemli bir gelir elde ettiği bir gerçektir. İhaleyi alan kuruma kolaylıklar diliyorum ve umarım aylık abonman ücretini arttırmazlar; şayet artarsa inanın kahvehane köşelerinde maç izlemeye çalışan gariban insanlarımızın artacak olan çay ve içecek ücretlerini düşündükçe daha şimdiden içim cız etmeye başladı bile.

Diğer taraftan Liglerimizde havuz sisteminin uygulanmaya başlandığı 1994 yılında 7.2 milyon dolar değer yaratılan naklen yayın konusu, 2009-2010 sezonunda 160 milyon dolarlar mertebesine ulaşarak yüzde 2 bin 300’lük bir artış gerçekleştirmiş olduğunu görüyarum bu nedenle buradan Türkiye Futbol Federasyonunu ve yöneticilerini içtenlikle kutluyorum.

Şu anda Süper liğdeki klulüplerin % 90 nının borç batağında olduğu bir gerçek bunu kendileri ifade ediyorlar; İhale ile kazançlarının oturdukları yerde katlandığını duymak sevindirici ama, özellikle yabancı antrenör ve sporcuların bu kazançtan alacakları paraları düşündükçe üzülmeden de yapamıyorum. Acaba bu liğin kalitesini sadece bunlarmı arttırıyor? diye kendi kendime soruyorum. Diğer taraftan da Futbol sahalarındaki güvenliğin hala ülkemizde sağlıklı olarak çözüme ulaştırılmamış olması ayrı bir konu. Umarım kulüplerimiz artan bu gelirlerinin bir kısmını kendi gelecekleri ve kendi taraftarlarının güvenliğine yönelik kullanırlar!

Digitürk’ün yüksek fiyatların ardından spor paketlerine zam yapabileceği belirtiliyor ama Digitürk Genel Müdürü Özerdem ise artışın şu anda gündemde olmadığını belirtti.

Çukurova Holding’in kontrolündeki Digitürk’ün yüzde 46.7’si ABD’li yatırm fonu Providence Equity grubuna ait. Abone sayısı: 2 milyon 300 bin.
Futbol paketi: 800 bindir. Eko-spor paketi (Ekonomik paket+Lig TV): Aylık üyelik 77.99 TL. Spor paketi (Aile paketi+Lig TV+NBA TV+Spor Max) : Aylık üyelik 94.99 Türk lirasıdır. İngiltere’de ise ; Maçları Sky TV yayınlıyor. Standart yayın paketi: Aylık 26 sterlin (yani 65 TL.dır) Spor paketi: Ekstra 9 sterlin (22.5 TL) Toplam: 87.5 TL.dır, Fransa’daki durum; Maçları Canal+ yayınlıyor. Standart yayın ile Spor paketi: Aylık 30 euro (yani buda 66 TL) (Yeni abonelikte fiyat 20 euro’dan başlıyor) Toplam: 66 TL

Ne gariptirki zaten her iki ülkeden daha zayıf bir ekonomiye sahip ülkemizdeki durumu ortada, Digitürk’ün yüzde 46.7’si ABD’li Yatırım fonu Providence Equity grubuna ait olduğunu düşündüğümüzde ve John Hahn’ın
Mola esnasında ‘ihale nasıl gidiyor’ şeklindeki sorulara yanıtının ‘hoş bir maç oynanmıyor’ dediğini ve Hahn’ın ihale boyunca sıkıntılı halinin yüzüne yansıması, umarım zammın habercisi olmaz. Evet bir tafata Futbol diğer tarafta ekonomik yapıların savaşı. Şayet tek sorun para ise işte size para hadi dünyanın en iyi futbol oynanan ülkesi olun kim tutuyor sizi ama tabiiki sadece para değil Eğitim bence daha da önemli buraya yatırım yapılmalı. Franco boşuna dememiş; “Bana yüzbinlik stadlar inşaa edin bu ülkeyi yüz yıl daha uyutarak idare edebilirim” diye!

En içten saygılarımla.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.